avukat kelimesinin mecaz anlamı

avukat kelimesinin mecaz anlamı:
Üstüne vazife olmadığı, gerekmediği halde başkasını savunmaya, onun adına konuşmaya kalkışan kişi.

İstediğiniz Kelimenin Mecaz Anlamını Arayın

Sözcüklerin cümle, dize veya deyim içine girdiklerinde, gerçek anlamlarından tamamen sıyrılarak başka bir sözcük ya da kavram yerine kullanılmasıyla kazandığı anlama mecaz (değişmece) anlam denir. Mecaz anlam, Sözcüğün sürekli olmayan, kullanım içinde geçici olarak üstlendiği anlamdır.

Bu sözlük çalışması Türk Dil Kurumunun (TDK) en son değişikliklerine uygun olarak düzenlenmiştir.

derin kelimesinin mecaz anlamı 1. Pek içten gelen veya içe işleyen. 2. Çok içten gelen. 3. Dip.

vadesi dolmak kelimesinin mecaz anlamı Ömrü sona ermek, eceli gelmek.

Mevla kelimesinin mecaz anlamı Tanrı

sığınmak kelimesinin mecaz anlamı Güvenmek, yardım istemek veya ummak.

tezgâhtar kelimesinin mecaz anlamı İş hazırlamada usta olan kimse.

çirozlaşmak kelimesinin mecaz anlamı Çok zayıflamak.

ağırlık kelimesinin mecaz anlamı 1. Sıkıntı. 2. Ağırbaşlılık. 3. Değerli olma durumu. 4. Uyuşukluk ve gevşeklik durumu.

akraba kelimesinin mecaz anlamı 1. Oluşmaları bakımından kaynakları özdeş olan şeyler. 2. Biri ötekinin sonucu olan şeyler.

deşmek kelimesinin mecaz anlamı Bir sorunun üzerinde yeniden durmak, hatırlatmak, kurcalamak.

kontak kelimesinin mecaz anlamı Bağlantı, ilgi.

endaze kelimesinin mecaz anlamı Ölçü.

mirasyedi kelimesinin mecaz anlamı Pek savurgan.

ters kelimesinin mecaz anlamı 1. Uygun olmayan, elverişsiz, münasebetsiz. 2. Gönül ve cesaret kırıcı, huysuz, sert. 3. Bir şeyin aksi, karşıtı.

erimek kelimesinin mecaz anlamı 1. Çok zayıflamak. 2. Utancından çok sıkılmak. 3. Yok olmak, bitmek, tükenmek.

yörüklemek kelimesinin mecaz anlamı 1. Ağır bir işi, yapsın diye birine vermek. 2. Üstüne atmak, yastamak, inat etmek. 3. Bir yükümlülük altına sokmak.

parmakçı kelimesinin mecaz anlamı Kışkırtıcı.

saf kelimesinin mecaz anlamı Kurnazlığa aklı ermeyen, kolaylıkla aldatılabilen.

kalafat kelimesinin mecaz anlamı Onarma, tamir etme.

kırpmak kelimesinin mecaz anlamı Kesinti yapmak, tutumlu davranmak.

arena kelimesinin mecaz anlamı Siyasal çekişmelerin, ayak oyunlarının döndüğü yer.

sulandırmak kelimesinin mecaz anlamı Ciddiyetini, ağırlığını kaybettirmek.

çırılçıplak kelimesinin mecaz anlamı 1. Bitki örtüsü bulunmayan. 2. Çok açık bir biçimde.

kırkambar kelimesinin mecaz anlamı Birçok şey bilen kimse.

frikik kelimesinin mecaz anlamı Giysinin kazara açılmasıyla göğüs veya bacağın görünmesi.

buğulu kelimesinin mecaz anlamı Süzgün, dalgın bakışlı olan göz.

falso kelimesinin mecaz anlamı Yanlış veya yapılmaması gereken bir davranış.

yaldızcı kelimesinin mecaz anlamı Değerli ve sağlam değil de gösterişli iş yapan.

komedyen kelimesinin mecaz anlamı Sözleri, davranışları yalan ve yapmacık olan kimse.

asalak kelimesinin mecaz anlamı Başkalarının sırtından geçinen (kimse), abacı, ekti, otlakçı, tufeyli.

illet kelimesinin mecaz anlamı Hastalık derecesine varan alışkanlık.

Mecaz Anlamlı Kelimeler Sözlüğü