mirasyedi kelimesinin mecaz anlamı

mirasyedi kelimesinin mecaz anlamı:
Pek savurgan.

İstediğiniz Kelimenin Mecaz Anlamını Arayın

Sözcüklerin cümle, dize veya deyim içine girdiklerinde, gerçek anlamlarından tamamen sıyrılarak başka bir sözcük ya da kavram yerine kullanılmasıyla kazandığı anlama mecaz (değişmece) anlam denir. Mecaz anlam, Sözcüğün sürekli olmayan, kullanım içinde geçici olarak üstlendiği anlamdır.

Bu sözlük çalışması Türk Dil Kurumunun (TDK) en son değişikliklerine uygun olarak düzenlenmiştir.

yoz kelimesinin mecaz anlamı Soysuz, yozlaşmış.

kriz kelimesinin mecaz anlamı Bir toplumun, bir kuruluşun veya bir kimsenin yaşamında görülen güç dönem, bunalım, buhran.

çirkef kelimesinin mecaz anlamı İğrenç ve bulaşkan kimse veya şey.

gömülmek kelimesinin mecaz anlamı 1. Yok olmak, kaybolmak, görünmez olmak. 2. Bir şeyin derinliğine inmek.

kıvranmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Acı çekmek, üzülmek. 2. Bir şeye çok ihtiyaç duymak.

kılıf kelimesinin mecaz anlamı Yolsuz bir işe bulunan sudan gerekçe.

bulutlanmak kelimesinin mecaz anlamı Kederlenmek, hüzünlenmek.

dallanmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Yayılmak, gelişmek, genişlemek. 2. Karışık, güç ve içinden çıkılmaz duruma girmek.

alışveriş kelimesinin mecaz anlamı İlişki, ilgi, alaka.

vakfetmek kelimesinin mecaz anlamı Bir şeyin bütününü bir işe vermek.

limoni kelimesinin mecaz anlamı 1. Alıngan, beklenmeyen bir zamanda öfkelenen. 2. İnsani ilişkileri biraz bozuk, iyi olmayan.

çirozlaşmak kelimesinin mecaz anlamı Çok zayıflamak.

köhne kelimesinin mecaz anlamı İçinde yaşanılan zamana göre geride kalmış, aykırılaşmış eskimiş, çağ dışı.

gömmek kelimesinin mecaz anlamı Birinden daha çok yaşamak.

silah kelimesinin mecaz anlamı Silah gibi kullanılan tutum ve davranış.

yumuşak kelimesinin mecaz anlamı 1. Kolay yola gelen, uysal. 2. Hoş, tatlı, okşayıcı. 3. Oyalayıcı, tatlı.

gürlemek kelimesinin mecaz anlamı Kuvvetli ve etkili bir biçimde varlığını göstermek.

banal kelimesinin mecaz anlamı Bayağı, sıradan.

düşman kelimesinin mecaz anlamı 1. Bir şeyi büyük ölçüde kullanıp tüketen kimse "Çikolata düşmanı." 2. Bazı şeylerden nefret eden, tiksinen kimse. "Sigara düşmanı."

kan kelimesinin mecaz anlamı Soy.

tadı damağında kalmak kelimesinin mecaz anlamı Hoşa giden, zevk alınan bir şeyi unutamamak.

veresiye kelimesinin mecaz anlamı Özensiz, gönülsüz, önem vermeden.

ayık kelimesinin mecaz anlamı Aklı başında, anlayışlı, uyanık, zeki, açıkgöz.

utanmak kelimesinin mecaz anlamı Çekingenlik göstermek, mahcup tavırlı hareket etmek.

kağşamak kelimesinin mecaz anlamı Zayıflamak, gevşemek, güçsüzleşmek.

ziftlenmek kelimesinin mecaz anlamı Bir işten kendine yolsuz olarak kazanç sağlamak.

kotarmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Bir işi tamamlamak, bitirmek. 2. Üstesinden gelmek.

çözmek kelimesinin mecaz anlamı Bir sorunun güç noktasını bulup onu anlaşılmazlıktan kurtarmak.

çark etmek kelimesinin mecaz anlamı Savunduğu düşünceden vazgeçmek.

süpürmek kelimesinin mecaz anlamı 1. Tüketmek. 2. Çıkarıp atmak, kovmak.

Mecaz Anlamlı Kelimeler Sözlüğü