Eğitim Sitesi

Barok Nedir? Barok Hakkında Kısaca Bilgi

Barok Terimi Hakkında Bilgiler

Osmanlı Türkçesi Terimi Olarak Barok:

17. ve 18. yüzyıllarda Avrupa'da görülen sanat akımı.

 

Edebiyat Terimi Olarak Barok:

Aşırı derecede süslü sanat tutumu. Batı edebiyatlarında dengeden çok harekete, düşünceden çok duyuma, biçimlerin serbestçe yaratılmasından duyulan coşkuya önem veren, abartmalı, etkileyici, çelişkiden çekinmeyen edebiyat akımı.
"Mamafih, bütün şiirimde şekil bakımından bir çeşit barok hâlâ hükmünü sürdürüyordu." - N. Hikmet

 

Yapı-Dekorasyon Terimi Olarak Barok:

Mimarlıkta çeşitli deniz kabukları şeklinde eğmeçli bezemelerden meydana gelen, XVII. yy.'da kısmen de XVIII. yy.'da Avrupa'nın özellikle Katolik ülkelerine ve Latin Amerika'ya yayılmış olan üslup. Barok, maniyelizmin daha zengin ve esnek izleyicisi olarak benimsenir. Barokta organiklik vardır. Yapı tek başına bir heykel olmayıp, kentin düzenine uyan bir öğedir. Rönesans'taki düz çizgilere karşılık Barokta girinti çıkıntılar, cephede dalgalanmalar görülür. Cepheler heykelsidir.

 

Tarih Terimi Olarak Barok:

1600-1750 yılları arasındaki klasik sanatı izleyen resim ve mimarlık üslubu.

 

Sanat Terimi Olarak Barok:

1. Formları şişirilmiş çıkıntılar biçiminde, yüzeyleri ise düzenli olmayan çıkıntılarla belirten, 1600 ile 1750 yılları arasındaki Avrupa'da oluşmuş bir sanat stili.

2. MS 1600-1750 yılları arasındaki klasik sanatı izleyen resim ve mimarlık üslubu.

 

Sosyal Bilgiler Terimi Olarak Barok:

1600 ile 1750 yılları arasındaki klasik sanatı izleyen resim ve mimarlık üslubu.

 

    Benzer Osmanlı Türkçesi Terimleri

    Arâzi-i selîha: Çıplak arazi

    Acemi Oğlanlar: Yeniçeri ocağında istihdam edilmek üzere esirlerden veya devşirme usulüyle Hıristiyanlardan toplanan çocuklara verilen addı. Acemi ve oğlan kelimelerinin birleşmesinden meydana gelen bu terimin sözlük anlamı "işe alışkın olmayan" demektir. Kamus-ı Türkî'de oğlan kelimesi şöyle açıklanmıştır: Erkek çocuk, uşak, gulam; henüz tüyü bitmemiş genç erkek, delikanlı. Acemi oğlanlarından güzellikleri ve zekâlarıyla dikkatleri üstlerine çekenlerin Yıldırım Bâyezid zamanında "iç oğlanı" sıfatıyla yeni teşekkül etmeye başlayan saray teşkilatı içine alınmaya başlanmasından bahseden Hammer, bunu neye dayanarak söylediğinden pek bahsetmez. Acemi oğlanları, Arnavut, Boşnak, Rum, Bulgar ve Ermeni milletlerinden devşirildiği gibi, alınan memleketler de bunların sakin(yerleşik, oturmuş) bulunduğu yerlerdi. İstanbul civarındaki köylerden acemi oğlanı alınmayan yerler Kartal ve Kadıköy'dü. Kartal halkı Istabl-ı Âmire'ye (Merkez Ahır, Sultan'ın ataların bulunduğu ahır) ait Üsküdar çayırlarına bakarlar, biçerler, atlara yedirirler, Bursa ve diğer yerlerden gelen hayvanları muhafaza ederler, gerektikçe kılavuz vazifesini de görürlerdi. Bu sebeple onlar acemi oğlanı vermekten muaf bulunurlardı. Acemi oğlanları, devşirildikten sonra Anadolu ve Rumeli'nin çeşitli yerlerine gönderirler. Buralarda Müslüman ailelerin yanlarına verilirlerdi. Acemi oğlanları bulundukları yerlerde yedi sekiz sene hizmette bulunduktan sonra İstanbul'a getirilirler, mensup oldukları yerlere göre, Anadolu veya Rumeli Ağası'nın tezkiresiyle (alındığına dair belge) birer akça ulûfe ile yazılırlardı. Ulûfeye yazılanlar artık yeniçeri ocağına mal edilmiş olurdu. Ulûfeye yazılamayanlar ise yine saray teşkilatının başka alanlarında göreve getirilirdi, yeniçeri ocağına bağlı olmazlardı. Acemi oğlanları tamamen Hıristiyan idi. Fakat, Bosna halkı Müslüman olduğu halde, onlardan devşirme usulüyle acemi oğlanı alınırdı. Bu da kendi istekleriyle meydana gelirdi. Bosna ve Hersek halkına bu imtiyazı veren Fatih Sultan Mehmet'ti. Acemi oğlanı, kırk evde bir hesabıyla devşirilirdi. Alınan oğlanların yaşları, bazı kayıtlara göre, 14-18, bazılarına göre ise 15-20 arasındaydı. Acemi oğlanlarını çiftçiler de satın alabilirlerdi. Çifti çubuğu olmayan acemi oğlanı alamazdı. Yeniçeri ocağının 1826 yılında kapatılmasının ardından, acemi oğlanları da tamamen ortadan kaldırılmıştır.

    Alay Kanunu: Alay-ı hümayunlarda, seferlerde, hükümdar huzurunda yapılan resmi geçitlerde, hükümetçe tespit edilmiş olan diğer merasim ve alaylarda, vezirler, ulema (ilmi sınıf), devlet ricali, ocak erkânı ve diğer hizmetlilerin düzen, kıyafet ve teşrifatlarına dair kanuna verilen isimdi. (bu kanun hakkında tam bir bilgi yok, fakat normal protokol, yani hiyerarşiye uygun protokol ve bilinen alay kıyafet ve düzeni olduğu tahmin ediliyor)

    Islahat: Reform, iyileştirme, düzeltme.

    Diğer terim sözlüklerini de inceleyebilirsiniz.

    Online Osmanlı Türkçesi Terimleri Sözlüğü