Sunucu kelimesinin eş anlamı, yakın anlamı, anlamdaşı: Takdimci
İstediğiniz Kelimenin Eş / Yakın Anlamını Arayın
Direk kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Kazık, Sütun
Kirşan kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Pudra
Hesap Etmek kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Düşünmek, Hesaplamak, Tartmak, Tasarlamak
Sosyal kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı İçtimai, Toplumsal
Kaygan kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Kaypak, Sürüşken, Yalçın, Kayağan, Zıypak
Çükündür kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Pancar
Kadeh kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Cam
İlistir kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Süzgeç
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü
Sürtüşme kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Uyuşmazlık
Sıtma kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Titreme, Malarya
Tıka Basa kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Doyunca
Rölativizm kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Bağıntıcılık
Fars kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Güldürü
Gergin kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Bozuk, Sinirli
Terhis Etmek kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Bırakmak, Terk Etmek
Buru kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Sancı
Pısırık kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Tutuk, Utangaç, Çekingen, Uyuşuk, Cesaretsiz, Beceriksiz
Korsan kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Deniz Haydutu
Bilgilenmek kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Öğrenmek
Çalapaça kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Zorla Yürüterek, Sürükleye Sürükleye
Otlak kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Yaylak, Salmalık, Mera
Tamahkârlık kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Açgözlülük
Tevcih Etmek kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Çevirmek
Meşgul kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Dolu
Gayr kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Başkası
İncimek kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Gücenmek, Kırılmak
Zorunluluk kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Mecburiyet, Zorunluk, Zorunlu Olma, Mecburluk, Mecburilik, Zaruret, Iztırar, Zarurilik
Kenar kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Sahil, Kumsal, Ağız, Bucak, İbik, Kıyı, Taşra, Yaka, Yan
Terbiyevi kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Eğitsel
Uyumlu kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Ahenkli, Ritmik
Hüküm kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Egemenlik, Etki, Hız, Karar, Önem, Şiddet, Yargı
Gına kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Usanç, Bıkma, Bolluk, Yetinme
Eş / Yakın Anlamlı Kelimeler-Sözcükler Sözlüğü
Arama Bölümü Sayfanın En Üst Kısmındadır.
EŞ VE YAKIN ANLAMLI / ANLAMDAŞ KELİMELER
Yazılışları ve okunuşları farklı anlamları aynı olan sözcüklere eş anlamlı (anlamdaş) kelimeler-sözcükler denir.
* Bunlar cümlede birbiriyle yer değiştirdiklerinde cümlenin anlamında değişiklik ve bozulma olmaz. Yukarıda örnekler verilmiştir.
* Sözcüklerin eş anlamlı olup olmadıkları, cümle içindeki kullanımlarından belli olur. Yani bir sözcüğün farklı cümlelerde değişik eş anlamları karşımıza çıkabilir.
Örnek :
- Kömür karası gözleri ışıl ışıl parlıyordu. (Kara-Siyah)
- Dost, kara günde belli olur. (Kara-Kötü)
* Eş anlamlılıkla ilgili sorular, bazen "altı çizili sözcüğün cümleye kattığı anlam", "hangisinde...anlamı vardır?" gibi de sorulabilir.
Anlamdaş (eş anlamlı) olmadıkları halde zaman zaman birbirinin yerine kullanılan sözcüklere yakın anlamlı sözcükler denir. Bakmak, görmek, izlemek, seyretmek gibi.