Müzehhipler altın döverken tirşenin kenarlarından dışarı taşan parçalara verilen addır.
Ramad, Arapça'da "ateşin külü" demektir. Taşan altın parçaları küle benzediği için bu kelime kullanılmıştır.
Online Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimleri Sözlüğü
Lake ciltlerin süsleme motiflerindendir. Vazolu veya vazosuz resmedilmiş ve üzerine "vernik çekilmiştir. Tabiattaki biçimiyle resmedilmiş çiçek motiflerine, stilize çiçek motiflerinden ayırt edilmesi için, verilen addır
Ayak ile ilgili bilgilere bakınız.
İşaret ve sembol biçimli motifler.
Eski yazma ve levhalara çizgi ile boyasız resim yapan sanatçı.
18. Asırda yetişmiş ressam Edirneli Abdülcelil Çelebi'dir. Muktedir ve iftihar edeceğimiz kıymetli bir sanatkârımızdır. Eşi ve iktidarı şark sanatında yoktur.
Bir yazı tarzı. Kalınlığı sülüs kadardır. Bu yazıda gözü kapalı harf yoktur. Kurban ve dualar yazılmıştır, İbn Bevvâb tarafından icat edildiği söylenir.
Reyhani hattıyla yazılan besmele. M mimlerin gözü açık yazdır ve sin'den sonra çizgi (keşide) bulunmaz.
Mürekkeple yazılan yazıyı kurutmakta kullanılan tozun adıdır. Farsça "kum" demek olan rik'den bozmadır. En kullanışlısı Manisa dağlarından çıkarılırdı. Aslında kırmızı olan kum, fırınlanınca sararır, çeşitli renklere boyanırdı. Siyahı, moru ve yaldızlı olanı vardı. Hattatlar yazılarında rıh kullanmaz, açık havada kuruturlardı. Çünkü rıh kullanılan yazıda incelik kalmazdı.
Porselenden yapılmış, delikli rıhdanlara konur, yazı üzerine dökülüp, kuruyunca parmakla temizlenirdi.
Name-i hümayunlarda altın rıh kullanılırdı. Bu rıh doğrudan doğruya altın tozu idi.
Kurutma tozu rıh'ın konduğu kabın adıdır. Yazı takımını tamamlayan rıhdan, takıma uygun olarak cam, maden, gümüş veya altından yapılırdı. Çoğunlukla üstü delikli silindir şeklinde veya hokka biçiminde yapılmıştır.
Bazen da rıh tabak biçimli bir kaba konularak küçük bir kaşıkla yazının üstüne dökülürdü.
Tevki' yazıya tabi olup onun ince kalemiyle yazılan yazıdır.
Okuyup yazması olan her Osmanlı'nın günlük yazışmalarında kullandığı ve ağzı 1 mm.yi geçmeyen kamış kalemle yazılan rıka hattı, eskiden yazanın kendi anlayışına göre elden çıkıyorken, XIX. asırda, Babıali Rik'ası diye isimlendirilen ve resmi işlerde kullanılan bir nevi ile yazılmıştır ki bunun öncüsü, Mümtaz Efendi (1225/1810-1287/1872) olmuştur.
Türklerin ortaya çıkardığı bir yazı tarzıdır. Ayrıntılar ortadan kalkmıştır. Mim harfinin gözleri kapanmış, sin ve benzeri harflerin de dişleri ortadan kalkmış, iki ve üç noktalar (-) ve ( ^), ( v ) hâlini almıştır. Kolay ve hızlı yazılabildiği için el yazısına esas olmuştur.
Üzerine yazı yazılan kâğıt ve deri parçaları.
Küçük kitap; risale, mecmua yerine de kullanılmıştır. Ama daha çok mecmuati'r-resail olarak, içinde birden fazla eser bulunan kitaplar hakkında kullanılmıştır.
Mübalâğalı süsleme üslûbu. Klâsik cilt süslemesi, XVIII. yüzyıl sonlarında Avrupa'nın etkisiyle değişerek bu tür süslenmeye başlanmıştır. Mecazi olarak "modası geçmiş, çirkin olan şeyler" hakkında da kullanılır.
Gülçe ile ilgili bilgilere bakınız.
Büyük boy kâğıdın dörde bölünmesiyle meydana getirilen eski yazma kitaplara verilen ad.
Sütten veya ot tohumlarından çıkarılan yağlar.
Ciltlerle, kubur gibi sanat eserleri üzerine yapılan nakış ve resimlerin parlak görünmesi için üstlerine sürülen maddenin adıdır. Boya, mürekkep, ahar, ebru mecmuasında rugani yapmak usulü hakkında şu izahat vardır ;
64 dirhem ardıç sakızı, 240 dirhem şarap ruhu, 16 dirhem damla sakızı, 32 dirhem Venedik terementisi. Evvelâ şarap ruhunu düz bir şişe içine koyup sonra 3 parmak miktarı ince tatlısu kumu içine gömüp, ruhun içine ardıç sakızını koyup, ocakta kum içinde hallola. Badehu damla sakızı başka kapta eritip şişeye karıştırılacak, sonra terementi dahi bu suretle eritilip şişeye katılacak, badehu cümlesi bir yerde tekrar kaynatılıp, tamam kaynadıktan sonra bir mendil veya tülbent içinde sıcak iken süzülecek, fırçası daima içinde saklanacaktır. Sürülürken daima sıcak sürülecektir. Âlâ ve parlak olur.
Yazılmış kâğıt, mektup Yazı yazılacak kâğıt, deri parçasına ruk'a denilir. Vesikalarda geçer.
1- Sözlük anlamı Anadolu'ya ait demektir. Orta Asya kökenli olan motifin ilk yaygın kullanımı Selçuklu Devleti zamanında olduğu için "Selçukî" adını verenler de vardır. 16. yüzyılda çok çeşitli yorumları çizilmiş olan bu motif, şekline ve kompozisyonlarda kullanılış biçimine göre iki türlüdür.
2- Süsleme terimi. Hayvanların kanat, bacak ve bedenlerinin stilize edilmiş şekillerinden oluşan ve kökeni Orta Asya'ya dayanan, çok yaygın bir Türk süsleme biçimi. Rûmî'nin üzerinden ayrı parçalarla daha ufaklarının yapılmasıyla meydana gelen şekle ayırma rûmî; rûmî'lerin birbirine geçirilmesi ile meydana gelen şekle sarılma rûmî; levha kenarlarının iç pervazlarındakilere üç iplik rûmî denilir.