Eğitim Sitesi

Sandık Nedir? Sandık Hakkında Kısaca Bilgi

Sandık Terimi Hakkında Bilgiler

Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimi Olarak Sandık:

Sanatkârların vaktiyle yangınlarda her şeyden önce nakletmeleri icap ettiğinden bütün kıymetli âletler, örneklerin ve kalıplarının durduğu sandıklardır ki küçüğüne çekmece derler. Pek o kadar büyük değildir. Kolaylıkla nakil olur. Çalışılacağı zaman kapağı açılarak önüne oturulur.

 

Yapı-Dekorasyon Terimi Olarak Sandık:

1. İçine çeşitli şeyler konulan, tahtadan yapılmış, kapaklı ev eşyası.
2. Yapılarda kum, çakıl gibi şeyleri ölçmek için kullanılan, üstü ve altı açık, dört köşeli tahtadan ölçü aleti.

 

    Benzer Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimleri

    Lake Cilt: Mukavva, deri veya tahta üzerine uygulanan çeşitli boyamaların üzerine vernik sürülmek suretiyle hazırlanan ciltlere verilen ad. Lake ilk defa 5000 yıl önce eski Mısırda tahta lâhitler üzerinde görülmüştür. Sulu boya ile yapılan nakışların bozulmaması için, bir sıvıda eritilen bir nevî reçine, boyalar üzerine kaplanmıştır. Bu, suda erimeyen ve bozulabilecek altınlı ve sulu boyalı kap nakışları üzerine, korumak amacıyla sürülen bir verniktir. Ciltlerin üzerine boya ve altınla çiçek gibi resimler yapılır; üzerine rugan (bk. rugan, rugani) da denilen vernik çekilirdi. Önce mukavva murakka hazırlanır, murakkanın üzerine vernik çekilir; üzerine altın veya boya ile nakış yapılır, üst üste birkaç kat vernik çekilirdi. Deri üstüne yapılacaksa, sirkeli yumuşak bir bezle derinin yüzü temizlenerek yağı alınır, bu işlemle boya veya altının deri üzerine düzgün olarak sürülmesi ve dökülmemesi sağlanır; boya ve altından sonra da birkaç kat vernik çekilirdi. Türkiye'de bilhassa Diyarbakır Bursa, İstanbul ve Edirne şehirlerinde lake cilt yapılmıştır. Önceleri rugani diye isimlendirilen bu ciltlere, en güzel örnekleri Edirne'de yapıldığı için, Edirnekârî de denilmiştir. XVIII. yüzyıl sonlarında lake cildlerde bir gerileme başlayarak, sonraları Avrupai tesir altına girmiştir.

    Aklam-ı Sitte (Altı Kalem): Altı yazı türü demektir. Bu isimle anılan altı cins yazı birbirine tabi, ikili gruplar halinde şöyle gözden geçirilebilir; Sülüs-nesih, muhakkak-reyhani, tevkii-rika.

    Hattat: Hat yazan kişi. Güzel yazı yazan sanatçı. Son Abbasi halifesi Musta'sım Billâh'ın. kölesi olduğu söylenen Amasyalı Yâkut-ı Musta'sımi'ye kadar kalemin ağzı düz kesilirdi. Yakut eğri keserek tahrif-i kalemi bulmuş ve aklâm-ı sitteye yeni bir biçim kazandırmıştır. İşte Yakut'a, sanatta yaptığı bu yenilikten dolayı hattat denilmiş, hat ve hattatlık Yakut'la seçkin bir sanat ekolü hâline gelince kelime terimleşmiştir. Yakut'tan önce güzel yazı yazanlara katip denildiği gibi hattat da deniliyordu, fakat Yakut 'tan sonra yalnız hattat kelimesi kullanılmış, katip ve küttâp denilmemiştir. Mir Ali Herevi'ye göre hattat olmak için beş şey gerektir: Birincisi dikkat-i tab', ikincisi yazıdan anlamak, üçüncüsü elde kuvvet, dördüncüsü emek çekmek, beşincisi yazı için lâzım gelen kâğıt, kalem ve mürekkebin en iyilerinin bulunması.

    Huruf-u Mühmele (Hurufu Mühmele): Arap elifbasındaki noktasız harfler.

    Diğer terim sözlüklerini de inceleyebilirsiniz.

    Online Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimleri Sözlüğü