Kişinin, benliğini tehdit eden yetersizliklerini, suçluluk duygularını başkalarına yüklemesine yansıtma denir.
Online Felsefe, Psikoloji, Sosyoloji, Mantık Terimleri Sözlüğü
Jacques Derrida tarafından felsefe ve edebiyat okumalarında kullanılmak üzere önerilmiş olan
çözümleme yöntemi, metinsel analiz şekli ya da tarzı.
Bir kuralın uygulanmasını sağlayan zorlayıcı faktörlerin tümü.
Tanrı'ya inanmakla birlikte, belli bir dinin dogmalarını ve ilkelerini benimsemeyen; Tanrı'nın evreni yarattıktan sonra onu, kendi başına bıraktığını öne süren öğreti.
Genel İktisadi bir öğreti, bir siyaset felsefesi ve toplum teorisi olarak iyinin mutluluk ya da hazza ve dolayısıyla da doğruya eşit olduğu görüşü.
Karşılaşılan sorunlara alışılmışın dışında, orijinal çözüm yollarının bulunmasına yaratıcı düşünme denir. Yaratıcı düşünmede akıl yürütmeye ek olarak hayal kurma da (imgeleme) kullanılır.
Bir şeyin ya da iki şey arasındaki bağıntının gerçekliğini onaylayan ya da reddeden düşünce (Dilde anlatımı önermedir.).
Hüküm vermekten kaçınma.
Bağımsız mahkemelerin yargılamalarının sonucunda aldıkları kararların yasalara uygunluğunu denetler.
1- Bireylerin toplum içindeki eylem ve davranışlarını düzenleyen yazılı hukuk kurallarıdır.
2- Olaylar arasında düzenli bir bağıntıyı tespit eden ve bir şeyin zorunlu olduğunu dile getiren genel önerme. Olayların gidişinde olağan dışına yer vermeyen, değişmezlik ve zorunluluk gösteren kural.
3- Teorinin unsurları arasındaki ilişkinin matematiksel olarak ifade edilmesiyle ortaya çıkan; genel, gerçekleşme olasılığı yüksek önerme.
Nüfusun toprak üzerinde yer değiştirmesi ya da aynı tabaka içindeki iş değişiklikleri.
Tasarrufların yeni bir ekonomik mal üretmek amacıyla kullanılması.
Her şeyin alın yazısına göre önceden belirlenmiş olduğunu, insanın bu önceden belirlenmiş olan alın yazısını değiştiremeyeceğini savunan görüş.
Yeni olguculuk (neopozitivizm)
Matematiğin ve mantığın düşünme yöntemleriyle felsefeye güvenilir yeni bir temel sağlama çabası.
1- Bir becerinin kazanılmasına ilişkin gizil gücü veya önceden kazanılmış beceriyi ifade eden genel terim.
2- Eğitimden yararlanma gücü.
Yeterli neden olmadıkça hiçbir olgunun var olmadığını, hiçbir yargının da doğru olmadığını dile getiren mantık ilkesi.
Organizmanın alıştığı düzeyin altında uyarıcı ile karşı karşıya kalması sonucu fizyolojik ve psikolojik anlamda çevreye uyum gücünü yitirmesidir.
Sembolleştirilmiş önermelere belli bir doğruluk değeri kazandıran anlam belirleme işlemi.
Herhangi bir konuda tutulacak yol için üst makamlardan alt makamlara belli bir esasa dayanarak verilen buyruk, talimat, direktif. Bu buyrukların yazılı olduğu belge. Yönetmeliklerde değinilmeyen konulara açıklık getirmek için düzenlenen resmî belge.
Bir amaca erişmek için izlenen, tutulan yol. Bilimlerde belli bir sonuca erişmek üzere, bir plana göre gidilen yol.