Aynaların Ötesi
Her ne kusur varsa geçen zamanda;
Suçsuzdur aynalar, ela gözlü yar
Mecnunlar Mevla'yı bulursa canda,
El olur Leylalar ela gözlü yar
***
Güzel açar güzelliğin sergisin
Gün ağartır kara saçın örgüsün...
Muhabbet faslında ölüm türküsün
Kim söyler, kim çalar ela gözlü yar
***
Estikçe iş çıkar işin içinde;
Gençliğin hasret yer sevda göçünde
Bilmez misin, dört mevsimin üçünde
Kar olur yaylalar, ela gözlü yar
***
Alı al, yeşili yeşilde ara;
Ahrete gider kalbdeki yara...
Ne yapsan bir daha çıkmaz dallara,
Dökülen ayvalar ela gözlü yar
***
Vakit dolar, nakit biter kasanda...
Sevda bir kitaptır gönül masanda;
Okusan da olur, okumasan da...
Kapanır sayfalar ela gözlü yar
Abdurrahim KARAKOÇ Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Bayramlar Bayram Ola-ıı
Ana bu bayram mi?Aman çok ayıp
Çocukken gördüğüm bayramlar hani?
Mübarek elleri öpüp koklayıp
Yüzüme sürdüğüm bayramlar hani
Hani ya o özlem,hani ya o tad?
Ne dışım kaygusuz,ne içim rahat
Haftalar öncesi her gün,her saat
Babamdan sorduğum bayramlar hani?
Nur yağan geceler,gündüzler nerde?
Neşe paylaştığım öksüzler nerde?
Dost yollar, dost evler,dost yüzler nerde?
Huzura erdiğim bayramlar hani?
Kar çiçeğim solmuş kar yatağında
Can verir ırmağım dar yatağında
Arif'e gecesi yer yatağında
Üstüne serdiğim bayramlar hani?
Bayram demek takvimdeki yazı mi?
Bayram hasret,bayram ağrı, sızı mı?
Açıp yüreğimi,yumup gözümü
Özüne girdiğim bayramlar hani?
Bayram af günüdür,barış günüdür
Bayramlar rahmete giriş günüdür
Bayram hak menzile varis günüdür
Gönlümü verdiğim bayramlar hani?
Abdurrahim KARAKOÇ
Akıl Karaya Vurdu
Yürüyen heykellerle aynı müzedeyim ben
Konuşan mumyaları,kimden söz edeyim ben
Fikren işkencedeyim,ruhen cezadayım ben
***
Korkaklığın sukutu kol geziyor her yerde
Sanki tek başımayım tek kişilik mahşerde
***
Putların gölgesinde dans eder akbabalar
Söz sokakta dolaşır öz zindanda çabalar
Atılan ucuz tafra selamlar merhabalar
***
En temiz topraklara gül eksem mantar biter
Yollar sırat köprüsü,durmak düşmekten beter
***
Kaybettim mesafeyi zamandan uzaklaştım
Sevgi diye sarıldım,isyanla kucaklaştım
Ne kendimden kurtuldum,ne kendime yaklaştım
***
Toprağın üstü mezar,zevke dalmış ölüler
Can sıkmaya yetiyor canlı kalmış ölüler
***
Fuhuş yuvası sanki en görkemli binalar
Çamur evlat doğurur taş yürekli analar
Resmen hak tevzi eder hakkı boğan canavar
***
Koşanlar,yarışanlar... dehşet ötesi dehşet
Akıl karaya vurdu,gırtlağı geçti vahşet
***
Meydanlar tıklım tıklım,caddeler salkım saçak
Kölelik histerisi yayılmış köşe bucak
Elli tane hokkabaz,elli milyon oyuncak
***
Müdür ve müdüriçe müzenin bekçileri
Aferine çalışır düzenin bekçileri
***
Mülkü kazanan ayrı,tasarruf eden ayrı
Hisseler neden farklı,hak hukuk neden ayrı
Hasta yaşar deniyor,baş ile beden ayrı
***
Mantık yürütmek yasak,itiraz eylemek suç
Neşe,eğlence cinnet... yatıp uyumak korkunç
***
Güvenmek aldanmaktır... ölçü-tartı izafi
Mert-namert,güzel-çirkin,eksi-artı izafi
Çoğunluğun cebinde kimlik kartı izafi
***
Kim kimdir?kim kim değil? Anlamak ve bilmek zor
Oynanan komediye gül diyorlar,gülmek zor
***
Figüran heykeller var kül tablası boyunda
Yediyüz göbek atar dakikalık oyunda
İşlenen her günaha kurtta ortak koyunda
***
Kalmışım ara yerde tozdayım dumandayım
Kirli bir mekandayım,iğrenç bir zamandayım...
Abdurrahim KARAKOÇ
Beşinci Mevsim
Düştü can evime dördüncü cemre
Dünyayı üçüncü gözümle gördüm
Dört yüz seksen beş gün çekti bir sene
On altıncı aya takvimsiz girdim.
***
Aynalara baktım korku gösterdi
Saatler her sabah kırkı gösterdi
Mermiler nişanlar Türk'ü gösterdi
Hayatım boyunca hedefte durdum.
***
Gül sundum yediler koklamadılar
Armağan can verdim saklamadılar
Gittim... gelir diye beklemediler
Kaybolan gölgemi yollara sordum.
***
Getirdim yanıma ayı bir karış
Ölçtüm ki dağların boyu bir karış
Şehiri bir adım köyü bir karış
Damlada denizdir en küçük derdim.
***
Savurdum eledim seçtim zamanı
Yaprak,yaprak tel,tel açtım zamanı
Haftada üç asır geçtim zamanı
Nereye gittimse zamansız vardım.
***
Yırtıldı ruhlara çizdiğim resim
Yazık kulaklara sığmadı sesim
Yaşadığım şimdi BEŞİNCİ MEVSİM
Çağın çilesini sırtıma sardım...
Abdurrahim KARAKOÇ