aysel çok güzel seni seviyorum bitanem
2009-12-14
Malatya
Ben bilirim senin asıl yüzünü
Öyle sisli gözlerle bakıp durma!
Daha söylemedim sana sözümü
Hele bir dinle beni, Malatya…
Kaç sevdalı yürek söndürdün
O ışıl ışıl ışıklarının altında?
Söylesene, kaç aşkı maziye gömdün,
Kaç cinayetin failisin, Malatya?
Bir acı dağlarken şu garip sinemi,
Karşımda öylece duruşun var ya…
Sen ellere verdin emanetimi,
Sen vefasızsın, hayırsızsın, Malatya.
Şimdi savur aşkımın küllerini,
Tek bir zerresi kalmasın yarına.
Hadi dondur sevdalı gönülleri
Sana ancak bu yakışır, Malatya.
Ahmet YANIT Şiirleri
Yazılan son 2 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 2 yorum yazılmış.
Benzer Ahmet YANIT Şiirleri:
Sen; sebebi gönül yangınımın alevlerinin
Sebebi sensin, kurduğum tüm cümlelerin.
Yokluğunun boşluğunda hep gezinir durur
Söyle, daha ne kadar boş kalacak ellerim.
Bil ki, hep sana hitap; sanadır tüm şiirler
Gittin, boğazı düğümlendi, cânım dizelerin.
Bir meçhûlden gözüken hayâlin bile eksiltili
Sen bilinmeyen, sen ömrümün gizli öznesisin.
Fikirler anlamsız, nedendir, konu sen olunca
Dili tutuluyor, bildiğim o esrarlı kelimelerin.
Yâr! Güzelliğini bile niteleyemedi sıfatlar
Hakkı yok, yerine geçmeye hiçbir zamirin.
Ben bu denli vurgunken, böyle yanarken sana
Şimdi hangi dizeye sığar söyle, tarifi sevgimin.
Ahmet YANIT
Kaderim mi benim, hep hasret çekmek?
Yine gurbet bana can-diyâr oldu.
Sensizliğin acısı bilmiyor ki dinmek,
Aklım-fikrim benden hep firâr oldu.
Hayâlin çekilip gitmez karşımdan,
Yağmur isyân etti gözüm yaşından.
Beni benden alıp bu büyük sevdan,
Çepe-çevre sardı, sonsuz nâr oldu.
Say ki, bir gülüm ben, sensiz kurudum,
Mutluluğun yolunu bulamaz oldum.
Mahzun kaldım burada, gülmeyi unuttum,
Şimdi tek meşgâlem âh-u zâr oldu.
Dualar ettim hep yüce Mevlâ’ya:
Bir leke gelmesin bu temiz sevdâya.
Yüreğimde kanayan bu acı yaraya
Yine tek dermânım nazlı yâr oldu.
Bilmem ki, niye yook hayatın tadı,
Yüzümde neş’eden eser kalmadı.
Sensizken geçen her günün adı
Şu gönül hânemde, bin efkâr oldu.
Anla Kardelen’im, sevmişem seni,
Bu şiir sevdama bir şiâr oldu.
“Sensizim!” diyorsam, ölüyüm bil ki,
Sanki bu sokaklar bir mezâr oldu.
Ahmet YANIT
İlkin gözlerin battı gönlüme,
Sonra uçsuz bucaksız bir yangın başladı
Yürek şehrimin orta yerinde.
Önce geceler uzadı, sabahlar olmadı;
Sonra can hiç rahat yüzü görmedi.
Artık ne yana baksam koskoca bir yalnızlık vardı
Ve bir de ışık misâli parlayan,
Karşıma geçip ürkek bir ceylan edasıyle
Gözlerimin tâ içine bakan,
Yüreğimdeki yangına körükle koşan
O mahzun hayâlin…
O zamanlar hiç yüzüm gülmedi ama,
İnan, hiç de ağlamadım.
Gözlerimdeki o bir damla yaştın sen:
Ağlarsam, seni kaybederim sanırdım…
Biliyordum: Bir yangındı bu.
Acıydı, çileydi semeresi.
Ama ben koşa koşa gittim üzerine, bile bile!
Senin için yazdım, senin için yandım
Ve senin için ıslandım o yağmurlu gecelerde.
Seni sevdiğimi fısıldayan bir şarkı vardı daima dilimde.
Sanki yaşayamazdım; sen vardın hep aklımda – fikrimde...
İlkin hayâlini koydum
Gözlerimin gördüğü her zerreye;
Sonra adını gönlümün en derin mahzenine yazdım:
“Yâr” diye…
“Ya şimdi?” diye sorma sakın!
Bende durum hep aynı:
Gönlümdeki yangın
Yokluğundan haz alıp biraz daha büyüyor.
Adın bir şarkı misâli dilimden hiç düşmüyor.
Bağrımda atan yürek her an adını sayıklıyor.
Yine geceler zâlim, uzadıkça uzuyor;
Yine uyku tutmuyor;
Yine hasret yüreğimi dağlayıp duruyor.
Ve benim deli gönlüm tüm bunlara inat,
Yine sana, tek sana her gün dönüp dönüp âşık oluyor…
İşte yine böyleyim:
Yine sensizim, yine yalnızım, yine mahzunum.
Geceler boyu o buzdan yalnızlığın koynunda
Sabahlara kadar üşüyorum.
Ben, Üsküdar sahilinde yine sensiz dolaşıyorum.
Sensizliğin acısıyla feryatlar koparan şu sana sevdâlı yüreğimi
Resimlerinle avutuyorum.
Yokluğuna yazdığım “Hasret Raporu”na
Her gün yeni dizeler ekliyorum…
İstanbul’dan, bu zalım gurbetten
İşte sana yüreğimin feryâdını gönderiyorum:
SENİ SEVİYORUM, SENİ ÇOK SEVİYORUM!...
Ahmet YANIT