seray başlığa uymamaış ama genede güsel
2008-03-19
Tarifsiz Sevgi
Sen; sebebi gönül yangınımın alevlerinin
Sebebi sensin, kurduğum tüm cümlelerin.
Yokluğunun boşluğunda hep gezinir durur
Söyle, daha ne kadar boş kalacak ellerim.
Bil ki, hep sana hitap; sanadır tüm şiirler
Gittin, boğazı düğümlendi, cânım dizelerin.
Bir meçhûlden gözüken hayâlin bile eksiltili
Sen bilinmeyen, sen ömrümün gizli öznesisin.
Fikirler anlamsız, nedendir, konu sen olunca
Dili tutuluyor, bildiğim o esrarlı kelimelerin.
Yâr! Güzelliğini bile niteleyemedi sıfatlar
Hakkı yok, yerine geçmeye hiçbir zamirin.
Ben bu denli vurgunken, böyle yanarken sana
Şimdi hangi dizeye sığar söyle, tarifi sevgimin.
Ahmet YANIT Şiirleri
Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.
Benzer Ahmet YANIT Şiirleri:
Sen çıkıp gidince hasret bürüdü,
Meçhûl bir şehre döndü yüreğim.
O gidişin ömrünün son günüydü,
Seni bir kabre gömdü yüreğim.
İstemem! Gitsinler hayâlin, düşün,
Sanma ki aklımda mest eden gülüşün
Beni terk edip de gittiğin o gün
Seni bir kalemde sildi yüreğim.
Hayâller kurardı senin uğrunda,
Bilsen ne mes’uttu senin yanında.
Sen vefasızca sırtımdan vurunca,
Çaresiz yıkıldı, öldü yüreğim.
Beni bir hicrân sisi kaplar şimdi,
Sensiz bomboş bana yollar şimdi,
O nârın yerinde küller var şimdi,
Vîran olmuş hana döndü yüreğim.
Ahmet YANIT
Yüreğimize çocuksu bir heyecan düştü önce,
Hayatımızı, yeni doğan bir güneşin
O tatlı sıcaklığıyla ısıtıyorduk.
Onun yanında olmadığımız zaman,
Her yer “gurbet”ti.
Yalnızca yârin sînesini
“Sıla” addediyorduk…
Gözlerimizdeki parıltı, umut saçıyordu.
Sonra yüreğimizde yangınlar,
Sonsuz nârlar çıkmaya başladı.
Koyun koyuna terlemelerin sayısı,
Gün-be-gün artmaya başlamıştı.
Buluşma yerlerinde vuslat ânını,
Kalbimizin o telaşlı atışlarıyla
Muhasebe ediyorduk.
Sonra, o geldiğinde,
Sanki “her şey” onunla birlikte geliyordu…
Hâlâ ellerim titrer,
O ellerini ilk defa ve usulca
Elimin içine aldığım günü yâd edince.
Hâlâ dudaklarıma bir yangın düşer,
O bal dudaklarını acemice tattığım gün hatırıma gelince…
Sonra mı?
Bir acı poyraz esti, yalnız onu biliyorum.
Şimdi, neden “beklenmediğimi” düşünsem,
Mahzun, yorgun bir çehreyle
O sisli hatıralara dalıyorum…
Bundan sonrası için yalnız şunu söyleyebilirim:
Gelen bu zemheri ay’ı,
Epey uzun süreceğe benzer…
Ahmet YANIT
Sen; sebebi gönül yangınımın alevlerinin
Sebebi sensin, kurduğum tüm cümlelerin.
Yokluğunun boşluğunda hep gezinir durur
Söyle, daha ne kadar boş kalacak ellerim.
Bil ki, hep sana hitap; sanadır tüm şiirler
Gittin, boğazı düğümlendi, cânım dizelerin.
Bir meçhûlden gözüken hayâlin bile eksiltili
Sen bilinmeyen, sen ömrümün gizli öznesisin.
Fikirler anlamsız, nedendir, konu sen olunca
Dili tutuluyor, bildiğim o esrarlı kelimelerin.
Yâr! Güzelliğini bile niteleyemedi sıfatlar
Hakkı yok, yerine geçmeye hiçbir zamirin.
Ben bu denli vurgunken, böyle yanarken sana
Şimdi hangi dizeye sığar söyle, tarifi sevgimin.
Ahmet YANIT