FERDA HOCAM ÇOK GÜZEL OLMUŞ 5-N 2022-12-20
Sesleniş
Kaderim mi benim, hep hasret çekmek?
Yine gurbet bana can-diyâr oldu.
Sensizliğin acısı bilmiyor ki dinmek,
Aklım-fikrim benden hep firâr oldu.
Hayâlin çekilip gitmez karşımdan,
Yağmur isyân etti gözüm yaşından.
Beni benden alıp bu büyük sevdan,
Çepe-çevre sardı, sonsuz nâr oldu.
Say ki, bir gülüm ben, sensiz kurudum,
Mutluluğun yolunu bulamaz oldum.
Mahzun kaldım burada, gülmeyi unuttum,
Şimdi tek meşgâlem âh-u zâr oldu.
Dualar ettim hep yüce Mevlâ’ya:
Bir leke gelmesin bu temiz sevdâya.
Yüreğimde kanayan bu acı yaraya
Yine tek dermânım nazlı yâr oldu.
Bilmem ki, niye yook hayatın tadı,
Yüzümde neş’eden eser kalmadı.
Sensizken geçen her günün adı
Şu gönül hânemde, bin efkâr oldu.
Anla Kardelen’im, sevmişem seni,
Bu şiir sevdama bir şiâr oldu.
“Sensizim!” diyorsam, ölüyüm bil ki,
Sanki bu sokaklar bir mezâr oldu.
Ahmet YANIT Şiirleri
Yazılan son 4 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 4 yorum yazılmış.
Benzer Ahmet YANIT Şiirleri:
Yüreğimde fırtınalar kopuyor şimdi,
“Ne hâldesin?” deme yâr; bilmiyorum.
Dağladın mı ne yaptın bu gözlerimi,
Senden başka güzel yok; görmüyorum.
Bilmem ki, nasılsın şimdi sılada,
Anıyorum seni Rabb’e her duada,
Kulak verip dinlediğim tüm şarkılarda
Yokluğun bir hançer oluyor; ölüyorum…
Ahmet YANIT
Artık her şey beyhûde...
Zaten, zoraki gülmelerle hep avuntularımız.
Bir tekerrürden ibaret değil mi, söyle,
Şu perîşan hayata kattıklarımız...
Yalnızlığın buğusu çöktü gönül penceremize
Yollar hep kapalı, giden, birbirimize.
Biliyorum ey mehlika! Önce karlar yağacak
Akabinde çığlar düşecek zülüflerimize...
Artık her şey beyhûde...
Gönlüm ne feryâd eder artık, ne figân.
Kucaklar dolusu mutluluk döksen önüme,
Vîran olur karşımda, olmaz tercümân...
Çekerim, sensizlik yazılmışsa şâyet, kaderime.
Zahmet etmesin tabîb, derman yoktur derdime.
Sonrasında yak istersen, târ u mâr et beni,
Temennîmdir; gözlerin son kez değsin gözlerime...
Ahmet YANIT
Kararım kesindi bu kez;
Bu kez kesin gitmeliydim…
Bir elimde bavulum,
Diğerinde harcanmış umutlar,
Yakılmış mektuplar;
Sırtımda mahzun çehreli bir ceket,
Zihnimde, yaşanan onca yılı harab etmiş
Anlık bir cinnet…
Kararım kesindi bu kez;
Bu kez kesin gitmeliydim…
O orada otururken öylece,
Gözleri çakılıyken sisli bir meçhûle;
Elleri titrek, dilleri lâl,
Boğazında demirden bir kelepçe…
Bende yürek ağrısı bir pişmanlık,
Dağlar sırtında bir yalnızlık,
Semalar dolusu karanlık…
Yürüdüm gözlerim kapalı,
Ellerini tutan ellerim yaralı…
Kararım kesindi bu kez;
Bu kez kesin gitmeliydim…
Yerde, deminki kavgadan artakalan,
Her zerresi inleyen cam kırıkları.
Yerde hayâller, yerde umutlar;
Yerde anılar, yerde yarınlar…
Yerde deminki kavgadan artakalan,
Her zerresi inleyen yürek kırıkları…
Yürüdüm kapının eşiğine,
Yürüdüm, meçhûle giden gemilerin kalktığı
O küflü, o en eski iskeleye…
Kararım kesindi bu kez;
Bu kez kesin gitmeliydim…
Ahmet YANIT