Affedilmiş kelimesinin eş anlamı, yakın anlamı, anlamdaşı: Muaf
İstediğiniz Kelimenin Eş / Yakın Anlamını Arayın
Dikilmek kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Durmak, Engellemek
Rüsum kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Vergiler
Tekdüze kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Kuru, Yeknesak, Monoton
Kurk kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Kuluçka
Talik Etmek kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Asmak, Ertelemek
Gönen kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Küçük Göl; Nem, Rutubet; Nemli (Toprak)
Nobranca kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Kaba, Kırıcı, Sert
Basın kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Matbuat
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü
Koyun kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Kucak
Avam kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Halk
Esrar kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Sırlar, Gizler; Duman, Keyif, Maden, Mal, Ot, Uyarıcı, Sarhoş Edici, Uyuşturucu Zehir
Sarhoşluk kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Esriklik
Yetişkin kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Büyük, Yetişmiş
Homurtu kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Mırıltı
İnsan kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Can, Fert, Adam, Beşer, İn, İnsanoğlu, İsim, Kişi, Ölümlü, Sima
Olağan kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Olabilir, Adi, Alelade, Alışılmış, Basit, Tabii
Gafilce kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Aymazca
Derece kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Kıvam, Seviye, Aşama, Ayar, Basamak, Doz, Gömlek, Had, Kadar, Kademe, Merhale, Mertebe, Nokta, Not, Paye, Radde, Rütbe, Tabaka, Termometre, Kerte, Yalım
Eli Selek kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Eli Açık, Cömert
Giyecek kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Giysi, Kıyafet, Elbise, Giyim, Giyinecek, Paltar, Üst
Depo Etmek kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Yığmak
Merci kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Makam, Mevki, Orun
Çocuk Bilimi kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Etfaliyat
Zor kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Güç, Güçlükle, Sıkıntı, Güçlük, Rahatsızlık, Yüküm, Mecburiyet, Baskı, Çetin, Kıyın, Cebir, Emekli, Kuvvet, Müşkül, Sıkıntı, Yaş, Zorla
Sefaret kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Büyükelçilik, Elçilik
Ayaklık kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Kaide
Sınırlanmış kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Bağlı, Kısıtlı, Mahdut, Münhasır
Görk kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Gösteriş, Güzellik
Mukavemet kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Direnç, Direniş, Dayanak, Dayanma
Alaçık kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Çardak
Teceddüt kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Yenilik
Alıkoymak kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Bekletmek, Engellemek, Ayırıp Saklamak, Hapsetmek, Saklamak, Tutmak, Yubatmak
Eş / Yakın Anlamlı Kelimeler-Sözcükler Sözlüğü
Arama Bölümü Sayfanın En Üst Kısmındadır.
EŞ VE YAKIN ANLAMLI / ANLAMDAŞ KELİMELER
Yazılışları ve okunuşları farklı anlamları aynı olan sözcüklere eş anlamlı (anlamdaş) kelimeler-sözcükler denir.
* Bunlar cümlede birbiriyle yer değiştirdiklerinde cümlenin anlamında değişiklik ve bozulma olmaz. Yukarıda örnekler verilmiştir.
* Sözcüklerin eş anlamlı olup olmadıkları, cümle içindeki kullanımlarından belli olur. Yani bir sözcüğün farklı cümlelerde değişik eş anlamları karşımıza çıkabilir.
Örnek :
- Kömür karası gözleri ışıl ışıl parlıyordu. (Kara-Siyah)
- Dost, kara günde belli olur. (Kara-Kötü)
* Eş anlamlılıkla ilgili sorular, bazen "altı çizili sözcüğün cümleye kattığı anlam", "hangisinde...anlamı vardır?" gibi de sorulabilir.
Anlamdaş (eş anlamlı) olmadıkları halde zaman zaman birbirinin yerine kullanılan sözcüklere yakın anlamlı sözcükler denir. Bakmak, görmek, izlemek, seyretmek gibi.