Eski bir yapıda bozulmuş, yıkılmış olan yerleri, bölümleri aslına uygun bir biçimde onarmak.
Online Tarih Terimleri Sözlüğü
Elçi, peygamber.
Ergin.
Ön yüzü kemerlemeli, arkası kör duvarlı, üstü tonoz, kubbe ya da damla örtülü geçit.
Bir öğretinin ana konusunu tartışma konusu yapanların tutumu.
Altı mermi alan toplu tabanca.
Elçilerin ve benzeri yüksek devlet görevlilerinin oturmalarına ayrılmış konut.
Arap harflerinin en çok kullanılan el yazısı biçimi.
Yüksek makamlı devlet adamları.
Padişah ata binip inerken üzengiyi tutan görevli. (Rikâb: Üzengi).
1- Küçük kitap, broşür.
2- Osmanlı Devleti'nde, toplumdaki ve devletin işleyişindeki aksamaların sebeplerini ve çözüm yollarının konu edildiği yazılardır.
Söylenti.
XVIII. yüzyılın başında Fransa'da çok geçerli olan, kavisli çizgileri bol, gösterişli bir bezeme üslubu.
1-XV. yüzyıldan başlayarak Italya'da ve daha sonra diğer Avrupa ülkelerinde hümanizmin etkisiyle ortaya çıkan, klasik Ilk Çağ kültür ve sanatına dayanarak gelişen bilim ve sanat akımı.
2- Yeniden doğuş. XVI. yüzyılda İtalya'da başlayan, Yunan ve Roma sanatına dönüş hareketi. Bilim, edebiyat, resim ve müzik gibi alanlarda gelişme ve yenilik yapma.
Müslüman ülkelerde oturan Yunan asıllı kimselere verilen ad.
1- Türklerin Anadolu'ya geldiği dönemde Anadolu'ya, Türkler Anadolu'yu ele geçirdikten sonra Doğu Trakya'ya verilen ad.
2- Osmanlı Devleti'nin Avrupa kıtasındaki topraklarına verilen ad. Selçuklular zamanında ve daha önceki devirlerde Anadolu'ya da Rumeli denirdi. (Celâleddin-i Rumî: Rumelili Celâleddin).
Osmanlı Dönemi'nde devlet dairelerinde günlük gelir ve giderlerin ya da günlük olayların yazıldığı defter.
Vergiler.
Askerlere, devlet memurlarına ya da halktan bazılarına ve Topçu Başılarına verilen derece, paye ve unvan hakkında kullanılan bir deyim.
Osmanlı Devieti'nde albay ile korgeneral arasındaki rütbelilere ve bunlara denk makamlarda bulunan sivillere hitap ederken söylenen deyim.