Hem şiir hem de düzyazıda "derviş" anlamına gelen bu sözcük, halk ozanlarının adının başına ya da sonuna gelerek onların mahlası olarak da kullanılmıştır (Pir Sultan Abdal, Kaygusuz Abdal gibi).
Mutlakçılık. Herhangi bir eserde ya da ilkede bir edebînin varlığına ve değişmezliğine inanmak, eseri ya da ilkeyi bu değişmezliğe göre incelemek. 20. yüzyıl başlarında ortaya çıkmıştır.
Bir kitabın özeti.
Anlamsal öğeleri birbiriyle bağdaşmayan Mantık açısından mantık kurallarına aykırı olanı dile getirir. Öğeleri birbirini tutmayan, birbiriyle bağdaşmayan saçma düşüncedir.
Açıklamalarıyla 793 Edebiyat Terimi
Dünyanın Yedi Harikası.
Piramitler/ Mısır, Asma Bahçeler/ Babil, Artemis Tapınağı/ Efes, Zeus Heykeli/ Olimpus, Mozeleum/ Bodrum, Fener/ ıskenderiye, Helyos heykeli/ Rodos.
Âşıkların, özellikle Anadolu'nun kimi yörelerinde Azerbaycan'a özgü bir ezgiyle okudukları koşma türü.
Türkçe sözcüklerde sesli harf ile belirtilen kısa heceler. Örneğin a-na-do-lu, a-şı-la-ma gibi. Arapça ve Farsça'da ise sözcüklerde sesli harflerle yazılmayıp hareke ile gösterilen kısa hecelere verilen isim. Örneğin ka-de-me, ha-se-ne gibi. Aruz vezninde bütün açık heceler kısa hece olarak kabul edilir.
Bir kişiye seslenen ancak başkalarının da okuması için gazete veya dergilerde yayımlanmak amacıyla yazılan mektup.
Edebi bir eseri geniş okuyucu kitleleri için anlaşılabilir hale getirmek için yapılan yazılı çalışmalar. Sanatçılar eserlerinde anlamı herkes tarafından bilinmeyen sözcükler, deyimler, durumlar ve düşüncelerle, sanatlar kullanır. Bunların her biri bir olay, bir durum ya da düşünceyi ifade eder. Okuyucu bunları çözmeden eserin bütününü anlayamaz. Açıklamanın amacı bu anlamayı sağlamaktır.
Bilgi verme amacıyla yazılan öğretici metinlere özgü anlatım biçimi.
Bir metinde belirtilmek istenen duygu ve düşüncelerin kolay, anlaşılır, herhangi bir ek yoruma açıklamaya gerek kalmadan kavranılabilir olmasıdır.
Bir eseri çevrildiği dilin, konuşulduğu toplumun yaşayışına, inançlarına uyarlama demektir. Ayrıca farklı türde bir eserin (roman, öykü, anı gibi), sahne veya sinemaya uyarlanması ya da bu eserlerden (roman, destan, öykü gibi) farklı bir edebi eserin (örneğin oyun) meydana getirilmesidir.
Herhangi bir dilde yazılmış bir eseri, başka bir dile yer ve kişi adlarını değiştirerek, olayları örf ve adet, duyuş ve düşünüş bakımından aktarıldığı dili konuşanların hayatına uygulamak yöntemli serbest çeviri tarzıdır. Türk edebiyatında daha çok tiyatro eserlerinde kullanılır. Örneğin Tanzimat edebiyatı yazarlarından Ahmet Vefik Paşa'nın Moliere'den yaptığı adapteler gibi.
Eski Yunanlılarda şiirlerini lirle söyleyen saz şairlerine verilen ad.
Çeşitli konularda mutlak bilinmesi gereken ana özellikleri kısa, açık ve anlaşılır bir biçimde anlatma sanatı. Yazarların derin anlam yüklü vecizelerine de afrozim denir.
1. Bir ölünün, gençliğini, güzelliğini, iyiliklerini, değerlerini; arkada bıraktıklarının acılarını ya da büyük yıkımlarının acıklı etkilerini dile getiren halk şiiri türü.
2. Bir ölünün ardından onu yüceltmek amacıyla söylenen halk şiiri. Divan Edebiyatı'nda mersiyenin karşılığıdır.
3. Ölen bir kimsenin gençliğini, güzelliğini, iyiliklerini, değerlerini, arkada bıraktıklarının acılarını, büyük felaketlerinin acılı etkilerini dile getiren söz veya okunan ezgi.
Bir anadilin herhangi bir şivesi içinde var olan söyleyiş farkıdır. Ağız, bir dilin aynı ülke içindeki konuşma farklılıklarıdır. Ağızlarda dilbilgisi ve sözcükler farklı değildir, ancak bazı sesler değişik söylenir. Rumeli ağzı, Karadeniz ağzı gibi.
Uyum
Rubai vezinlerinin ana ölçüsüdür. Mef'ulü ile başlayanlara ahreb, mef'ulün ile başlayanlara ahrem denir.
Kıssaların, hikayelerin en güzeli. Bu deyim, Kur'an-ı Kerim'de Yusuf Suresi'nde geçen Yusuf kıssasını anlatır.
Diğer Edebiyat Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Edebiyat Terimleri Sözlüğü