Eğitim Sitesi

Gül İle Bülbül Şiiri

Gül İle Bülbül

Gamze dediğin yanakta iki çukur,

Mutluluktan gülerken gül açarmış.

Seherde aşık sevdiğini bulur,

Kanatlanıp kuş misali uçarmış.



Bülbül bir gül ile gül bahçesinde,

Türküler yakar acı var sesinde,

Gül eser, gül kokar, gül nefesinde,

Güler güler, durmaz yine kaçarmış.



Gül, bülbülü şakımaktan yorunca,

Seher yeli mola verip durunca,

Kızgın güneş gül fidana vurunca,

Utanır pembe gül, al al açarmış.



Gülistanda güller açar gülerken,

Koşar gelir bülbül her sabah erken,

Yeni bir sevgili bulayım derken,

Bülbül gülsüz, gül bülbülsüz yaşarmış.



Bülbülün sevdası düşer de dile,

Şen sesiyle öter durur, susmaz bile

Mor menekşe, bir bülbüle, bir güle,

Garip garip, bakar durur, şaşarmış!

Ahmet ALPTEKİN Şiirleri

  

H.Ahmet AKBAŞ çokkkkkkkk güzel bir şiirrrrrrrrrr 2011-03-09

salman paralı çok harika duygulandırdı gibi oldum 2008-11-08

İsmet keskin Çok harika.Duyguları en güzel şekilde dile getirmiştir. Gönül sevgisiyle doğa sevdasını birleştirmiştir.
Bu güzelliğin devamını dilerim. 2005-09-13

Yazılan son 3 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 3 yorum yazılmış.

Benzer Ahmet ALPTEKİN Şiirleri:

Dağlar

Ululanmış başlarıyla,

Salkım söğüt saçlarıyla,

Çatık duran kaşlarıyla,

Göklere direktir dağlar.



Lâle ,nergiz, sümbülüyle,

Mor menekşe yazgülüyle,

Al yeşilli örtüsüyle,

Baharda çiçektir dağlar,



Dertlerinden oldum naçar,

Heybetiyle güven saçar,

Yuvasıza bağrın açar,

Kuşlara tünektir dağlar.



Ala geyik böğürünce,

Ayı, tilki görününce,

Kardan örtü bürününce,

Avcıya sürektir dağlar.



Sırtımı verdim onlara,

Kıvrıldım yattım yollara,

Hayat verir pınarlara,

İçimde dilektir dağlar.



Avaz avaz bağırırlar,

Sevdalanır çağırırlar,

Çilelerle yoğururlar,

Bazen de dönektir dağlar.

Ahmet ALPTEKİN

Yanık Çoban

Geçen yıl bu zaman, yani baharda

Çoban olmuştu, köyün davarına.

İlk kuzuyu bu köyde verdi kurda

Sevda ateşi düşünce bağrına.



Sevdalandığı, ağanın kızıydı

Taze, fidan boylu, saçlar topukta

Kız da, kızdı ha! Zühre yıldızıydı

Yaktı garip çobanı bir bakışta.



Ağa kızı sevmek senin neyine

Boşver çoban gel avutma kendini

O kızını verir beyin birine

Yakar ateş inan yandırır seni.



Vazgeçmedi çoban içinden yandı

Karşılık gelmedi ağa kızından

Kızı karşı köyden bir bey aldı

Türküler yakıldı çoban ağzından.



O günden sonra çok ses yankılandı

Dağların yücelen doruklarında

Kayalıklarda göz yaşı yıkandı

Pınarın kaynayan oluklarında.



Sesi duyup ağladı tüm koyunlar

Nağmeyi dinleyen döndü şaşkına

Dağlar, taşlar, sessiz duran yosunlar

Şahit oldular çobanın aşkına.



Yolunuz geçerse bir gün o köyden

Çoban aşkına türküler söyleyin

Bir an sıyrılın dünyadan, her şeyden

Yanık sese kulak verin, dinleyin.



Kamış kavaldan dökülen nağmeler,

Yanan bir yüreğin habercisidir.

Aşkın masumiyetini besteler,

Duyulan yanık çobanın sesidir.

Ahmet ALPTEKİN

Son Zil

Cıvıl cıvıl ses veren koridorlar,

Neden bugün suskun, sessizsiniz?

Yoksa matem mi tutuyorsunuz ne,

Şen şakrak öten kuşlarım nerede?



Çiçek çiçek acan okul bahçesi,

Ya sen neden böyle boş ve sessizsin?

Hani çocuklar al satıp bal satardı,

Çocuklar canımıza can katardı.



Durmadan çın çın öten okul zili,

Bıktın mı . sende mi yoruldun? söyle,

Duymuyorum şakıyan şen sesini,

Mazi oldu yıllarım bundan böyle.



Biliyorum son zilin çaldığını,

Benim için bir daha çalmayacaklar,

Sesleneceğim kimse kalmadı artık,

Gitti, gelmez bir daha şen çocuklar.

Ahmet ALPTEKİN

Gül İle Bülbül Şiiri