Eğitim Sitesi

Yanık Çoban Şiiri

Yanık Çoban

Geçen yıl bu zaman, yani baharda

Çoban olmuştu, köyün davarına.

İlk kuzuyu bu köyde verdi kurda

Sevda ateşi düşünce bağrına.



Sevdalandığı, ağanın kızıydı

Taze, fidan boylu, saçlar topukta

Kız da, kızdı ha! Zühre yıldızıydı

Yaktı garip çobanı bir bakışta.



Ağa kızı sevmek senin neyine

Boşver çoban gel avutma kendini

O kızını verir beyin birine

Yakar ateş inan yandırır seni.



Vazgeçmedi çoban içinden yandı

Karşılık gelmedi ağa kızından

Kızı karşı köyden bir bey aldı

Türküler yakıldı çoban ağzından.



O günden sonra çok ses yankılandı

Dağların yücelen doruklarında

Kayalıklarda göz yaşı yıkandı

Pınarın kaynayan oluklarında.



Sesi duyup ağladı tüm koyunlar

Nağmeyi dinleyen döndü şaşkına

Dağlar, taşlar, sessiz duran yosunlar

Şahit oldular çobanın aşkına.



Yolunuz geçerse bir gün o köyden

Çoban aşkına türküler söyleyin

Bir an sıyrılın dünyadan, her şeyden

Yanık sese kulak verin, dinleyin.



Kamış kavaldan dökülen nağmeler,

Yanan bir yüreğin habercisidir.

Aşkın masumiyetini besteler,

Duyulan yanık çobanın sesidir.

Ahmet ALPTEKİN Şiirleri

  

emir gerçekten güzel bir şiir harika olmuş. tebrikler 2005-03-16

ahmet dumrul çok sevdim 2005-03-08

Tarık ORKAN Yapılan hiç bir iş benim nazarımda kötü değildir; Şiir subjektif bir hadisedir...Söylenemeyeni dilre getirir..Başarılar.. 2005-02-28

Yazılan son 3 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 3 yorum yazılmış.

Benzer Ahmet ALPTEKİN Şiirleri:

Sarhoş

Bir sarhoş gördüm

Kaldırım kenarında

Sereserpe uzanmış

Kimin umurunda!



Şişesi kendisinden

Üç adım ileride

Sadece ruhu değil

Çürümüş bedeni de.



Gören bakıp geçiyor

Hiçbir şey yokmuş gibi

Onun gözü hala şişede

Yanıyor gözleri şişe gibi.



Uzanıp aldı şişeyi

Yaladı... yaladı... yaladı.

Bakıp bakıp cemiyete

Ağız dolusu salladı.



Baştakilerden başladı

Nasibini almayan kalmadı

Daha da ileri gitti

İnancıma küfretti.



Duymaz olaydım keşke

Yaklaştım yanına

Tükürdüm suratına

K... herif! diye.



Az ötede bir karabaş

Bana sitemle baktı.

Hakarete uğramışçasına

Gözünden yaşlar aktı.

Ahmet ALPTEKİN

İsyan

İstemem, bahçende güller açmasın,

Bülbüller ötmesin şen sesleriyle,

Yıkılsın, tütmesin ocağının dumanı,

Baykuşlar konsun viranelerine.



Kraliçe seçilsin kara yılanlar,

Adam rolünde şimdi hep çıyanlar,

Kendini bulunmaz deva sananlar,

Çekilsin artık köhne hanelerine.



Nasıl harcadılar koç yiğitleri,

Garibin üstünde kenesi, bitleri,

Bukalemun misali, yoz tipleri,

Doladılar bizi dümenlerine.



Kambur gibi sırtımıza bindiler,

İndirsen zararı sana dediler,

Biz çalıştık saf saf onlar yediler,

İsyan sindi artık hücrelerime.

Ahmet ALPTEKİN

Koca Çınar

Kökün toprağın derinliklerinde,

Kuvvet almak için sarmalamışsın.

Gözlerin göğün maviliklerinde,

Dallarını bulutlara salmışsın.



Nice zorluklara göğüs germişsin,

Bir set gibi durmuşsun önlerinde,

Heybetinle bu günlere ermişsin,

Ne hatıralar saklı geçmişinde.



Yaşın kaç senin, söyle koca çınar?

Kaç kişi gelip dinlendi gölgende?

Kimi, kimleri gördün koca çınar;

Şu karşıki pınardan su içende?



Aşıkların sırtını okşadın mı?

Soluklandı mı altında insanlar?

Sevda ateşiyle hiç yandın mı?

Yüzüne güldü mü dönüp bakanlar?



Neden tek başınasın bu tepede?

Hangi balta kesti arkadaşını?

İnsaf yok muydu onu tutan elde?

Nasıl ayırdı senden yoldaşını?





Ah!.. acılar depreşir yüreğimde,

Seni garip ve mahzun gördüğümde,

Bir mezarcık yerin var mı ey çınar!

Sırlarım bohçalanıp geldiğimde?

Ahmet ALPTEKİN

Yanık Çoban Şiiri