serhat karanlık gecelerden 2008-06-09
Gitmeliyim?
Kararım kesindi bu kez;
Bu kez kesin gitmeliydim…
Bir elimde bavulum,
Diğerinde harcanmış umutlar,
Yakılmış mektuplar;
Sırtımda mahzun çehreli bir ceket,
Zihnimde, yaşanan onca yılı harab etmiş
Anlık bir cinnet…
Kararım kesindi bu kez;
Bu kez kesin gitmeliydim…
O orada otururken öylece,
Gözleri çakılıyken sisli bir meçhûle;
Elleri titrek, dilleri lâl,
Boğazında demirden bir kelepçe…
Bende yürek ağrısı bir pişmanlık,
Dağlar sırtında bir yalnızlık,
Semalar dolusu karanlık…
Yürüdüm gözlerim kapalı,
Ellerini tutan ellerim yaralı…
Kararım kesindi bu kez;
Bu kez kesin gitmeliydim…
Yerde, deminki kavgadan artakalan,
Her zerresi inleyen cam kırıkları.
Yerde hayâller, yerde umutlar;
Yerde anılar, yerde yarınlar…
Yerde deminki kavgadan artakalan,
Her zerresi inleyen yürek kırıkları…
Yürüdüm kapının eşiğine,
Yürüdüm, meçhûle giden gemilerin kalktığı
O küflü, o en eski iskeleye…
Kararım kesindi bu kez;
Bu kez kesin gitmeliydim…
Ahmet YANIT Şiirleri
Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.
Benzer Ahmet YANIT Şiirleri:
İlkin gözlerin battı gönlüme,
Sonra uçsuz bucaksız bir yangın başladı
Yürek şehrimin orta yerinde.
Önce geceler uzadı, sabahlar olmadı;
Sonra can hiç rahat yüzü görmedi.
Artık ne yana baksam koskoca bir yalnızlık vardı
Ve bir de ışık misâli parlayan,
Karşıma geçip ürkek bir ceylan edasıyle
Gözlerimin tâ içine bakan,
Yüreğimdeki yangına körükle koşan
O mahzun hayâlin…
O zamanlar hiç yüzüm gülmedi ama,
İnan, hiç de ağlamadım.
Gözlerimdeki o bir damla yaştın sen:
Ağlarsam, seni kaybederim sanırdım…
Biliyordum: Bir yangındı bu.
Acıydı, çileydi semeresi.
Ama ben koşa koşa gittim üzerine, bile bile!
Senin için yazdım, senin için yandım
Ve senin için ıslandım o yağmurlu gecelerde.
Seni sevdiğimi fısıldayan bir şarkı vardı daima dilimde.
Sanki yaşayamazdım; sen vardın hep aklımda – fikrimde...
İlkin hayâlini koydum
Gözlerimin gördüğü her zerreye;
Sonra adını gönlümün en derin mahzenine yazdım:
“Yâr” diye…
“Ya şimdi?” diye sorma sakın!
Bende durum hep aynı:
Gönlümdeki yangın
Yokluğundan haz alıp biraz daha büyüyor.
Adın bir şarkı misâli dilimden hiç düşmüyor.
Bağrımda atan yürek her an adını sayıklıyor.
Yine geceler zâlim, uzadıkça uzuyor;
Yine uyku tutmuyor;
Yine hasret yüreğimi dağlayıp duruyor.
Ve benim deli gönlüm tüm bunlara inat,
Yine sana, tek sana her gün dönüp dönüp âşık oluyor…
İşte yine böyleyim:
Yine sensizim, yine yalnızım, yine mahzunum.
Geceler boyu o buzdan yalnızlığın koynunda
Sabahlara kadar üşüyorum.
Ben, Üsküdar sahilinde yine sensiz dolaşıyorum.
Sensizliğin acısıyla feryatlar koparan şu sana sevdâlı yüreğimi
Resimlerinle avutuyorum.
Yokluğuna yazdığım “Hasret Raporu”na
Her gün yeni dizeler ekliyorum…
İstanbul’dan, bu zalım gurbetten
İşte sana yüreğimin feryâdını gönderiyorum:
SENİ SEVİYORUM, SENİ ÇOK SEVİYORUM!...
Ahmet YANIT
Artık her şey beyhûde...
Zaten, zoraki gülmelerle hep avuntularımız.
Bir tekerrürden ibaret değil mi, söyle,
Şu perîşan hayata kattıklarımız...
Yalnızlığın buğusu çöktü gönül penceremize
Yollar hep kapalı, giden, birbirimize.
Biliyorum ey mehlika! Önce karlar yağacak
Akabinde çığlar düşecek zülüflerimize...
Artık her şey beyhûde...
Gönlüm ne feryâd eder artık, ne figân.
Kucaklar dolusu mutluluk döksen önüme,
Vîran olur karşımda, olmaz tercümân...
Çekerim, sensizlik yazılmışsa şâyet, kaderime.
Zahmet etmesin tabîb, derman yoktur derdime.
Sonrasında yak istersen, târ u mâr et beni,
Temennîmdir; gözlerin son kez değsin gözlerime...
Ahmet YANIT
Seviyorum! feryâdıyle gök kubbeyi çınlatsam
Bilirim ki, kulak tıkar, duymazsın sesimi,
Sana varmak için ne meşakkatleri aşsam
Yine de lâkayt, gerersin ayrılık perdesini.
Ey zalim yâr, bilmem ki hiç umurunda mıyım?
Fark etmiyorsun ya; sayende ben yangınlardayım.
Şu fâni canım dese ki: ‘İnan, sana bağlıyım!’
Hiç acımadan kurşunlar, kesersin nefesimi!
Ahmet YANIT