Eğitim Sitesi

Gabar Dağı Şiiri

Gabar Dağı

Vatan toprağı bildik bayırını düzünü

Sen teröristlere yurt mu oldun Gabar Dağı?

Kefereye vermedik can üstüne can verdik

Sen haine nasıl kucak açarsın Gabar Dağı?



Yok mu bağrında akrebin, çıyanın, yılanın

Daha sürecek mi “terör bitecek” yalanın?

Laneti ulaşmadı mı geride kalanın

Niçin gebertmezsin hainleri Gabar Dağı



Uludağ’ım Osman’a, Orhan’a gölge olmuş

Bolu Dağı aslana, kurtlara bölge olmuş

Allahüekber Dağı şehide belge olmuş

Yıldız Dağları senden utanır Gabar Dağı



Var mı sözün bayrağa, şerefe vereceğin?

Haine, eşkıyaya lanetli diyeceğin

Yoksa er geç şudur göreceğin, bileceğin:

Canlar bizde vatan için vardır Gabar Dağı!



Şehitlerin kanı bayrakta yaşar, solmaz!

Bayrak dalgalandıkça kansızlar sende durmaz!

Adalar, ovalar duysun: “Bu kan yerde kalmaz!”

Canlar bizde vatan için vardır Gabar Dağı!



Âşık SEYHANÎ Şiirleri

  

kaan çok güzel gerçektende 2008-02-10

Musa ŞAH Kardeşim Muharrem sonunda güncel bir şiir yazdın. Güllere bülbüllere şiir yazmak sana yakışmıyordu 2007-12-02

Yazılan son 2 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 2 yorum yazılmış.

Benzer Âşık SEYHANÎ Şiirleri:

İnsafsız

Haber geldi yârenden, yâr elinden

Bir daha buralara gelmez, gelemezmiş.

Bir parça göndermiş güllü mendilden,

Artık gözyaşı silmez, silemezmiş

Ele güne çıkmaz, çıkamazmış.



Demiş ki :“Görsün Mecnun’u, Kerem’i

Tatsın hele bir kanseri, veremi,

Ferhat bile bulamamışken Şirin’i..”

Tabipler toplanıp gelse yanıma,

Yardan gayrı ilaç bulamaz yarama.



Mecnun çölde çaresiz, Ferhat dağda,

Leyla kumda gizli, Şirin hülyada.

Onun gibi insafsız yok dünyada

Elimde gül beklerim gündüz gece,

Yâri anlamak zor, sanki bilmece.



Seyhani söyler sözü, vurur saza,

Yâr hâlâ kendini neden çeker naza,

Pişman olmak için lâzım mı kaza,

İsmini okur kalbim hece hece,

Elimde gül beklerim gündüz gece

Âşık SEYHANÎ

Uyanamadın İstanbul!

El ayak tutmaz, vücut yerde sürünür

Âlem acır hâle, hep zavallı görülür

Aydınlık karanlığa, karanlık aydınlığa bürünür

Ben çareyi buldum, uyanamadın İstanbul!



Dil söyler, hâl çırpınır, ses çıkmaz şaha

Gözden kan dökülür başlar eyvaha

Alın toprakta, medet eder Allah’a

Ben çareyi buldum, uyanamadın İstanbul!



Umut fakirin ekmeği, hâyâl tuzu

Yazan bozar, bozan yazar, böyle alın yazı

Hayat henüz oynamadı son kozu,

Ben çareyi buldum, uyanamadın İstanbul!



Mazlum kanser olmuş verem olmuş kime ne…

Ne ah etti kâr ne vah dedemle nineme…

Halimi havale ettim bilinmezi bilene,

Ben çareyi buldum, uyanamadın İstanbul!



Allah isterse zerreyi kürre, küreyi zerre eder

Zehri şifa eder, bertaraf olur keder

Gönlünü ferah tut, etme kendini heder

Ben çareyi buldum, uyanamadın İstanbul!



Herkesin derdi kendine yeter

Berikinin derdi öbüründen de beter

İlâhi yumruk bir gün diyecek :”Yeter!”

Ben çareyi buldum, uyanamadın İstanbul!

Âşık SEYHANÎ

Lanet Olsun!

Gönül kuşum artık uçamaz oldu

Kanadını kırana lanet olsun

Kendine bir yuva açamaz oldu

Yuvasını bozana lanet olsun!



Gönlüme girdiler anlayamadım

Sevgimi çaldılar ağlayamadım

Gülümü aldılar koklayamadım

Yetim bırakanlara lanet olsun!



Bahar geldi sandım çiçek açınca

Dostu buldum sandım gülü atınca

Yandım yok oldum gülücük saçınca

Gönle tuzak kurana lanet olsun!



Seyhanî ağlar, zor güler; yâr güler

Kan akar, can gider; canansa güler

Güller solar, bülbül ölür; aşk kalır

Aşktan mahrum zalime lanet olsun!

Âşık SEYHANÎ

Gabar Dağı Şiiri