gülcan degmezmis seni sevmeye helal olsun rezil etdin ya beni herkese hic bi reke derdirmemeistim o temtemis sevgimize anladimki yalan mis duygularin oysa ne hayaler kurmusdum ikimizin yerine deymezmis seni sevmeye 2008-11-12
Lanet Olsun!
Gönül kuşum artık uçamaz oldu
Kanadını kırana lanet olsun
Kendine bir yuva açamaz oldu
Yuvasını bozana lanet olsun!
Gönlüme girdiler anlayamadım
Sevgimi çaldılar ağlayamadım
Gülümü aldılar koklayamadım
Yetim bırakanlara lanet olsun!
Bahar geldi sandım çiçek açınca
Dostu buldum sandım gülü atınca
Yandım yok oldum gülücük saçınca
Gönle tuzak kurana lanet olsun!
Seyhanî ağlar, zor güler; yâr güler
Kan akar, can gider; canansa güler
Güller solar, bülbül ölür; aşk kalır
Aşktan mahrum zalime lanet olsun!
Âşık SEYHANÎ Şiirleri
Yazılan son 3 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 3 yorum yazılmış.
Benzer Âşık SEYHANÎ Şiirleri:
Selalar verilsin minarelerden,
Ezmek,ezilmek öldü, zalim öldü.
Yalancılar, yabanîler,
hatırsızlar, hayırsızlar,arsızlar öldü.
Nefret öldü, kin öldü.
Sevmeyen öldü, sever gibi görünen öldü.
Lanet okunmuşlar, lanet okuyanlar,
Gülüşünde alay, süzüşünde nefret olanlar öldü.
Ağlamak öldü, ağlatanlar öldü.
acılar, kötüler, bütün kötülükler öldü.
Müjdeler okunsun minarelerden,
Ölenlere yaş akmasın hiçbir gözden.
Zevk alın sevmekten, sevilmekten.
Misafiriniz olsun sevgi, el üstünde tutun hep
Üşüdükçe sarılın, sarıldıkça ısının,
Şen olsun yürekler, müjdeler okunsun minarelerden.
Âşık SEYHANÎ
El ayak tutmaz, vücut yerde sürünür
Âlem acır hâle, hep zavallı görülür
Aydınlık karanlığa, karanlık aydınlığa bürünür
Ben çareyi buldum, uyanamadın İstanbul!
Dil söyler, hâl çırpınır, ses çıkmaz şaha
Gözden kan dökülür başlar eyvaha
Alın toprakta, medet eder Allah’a
Ben çareyi buldum, uyanamadın İstanbul!
Umut fakirin ekmeği, hâyâl tuzu
Yazan bozar, bozan yazar, böyle alın yazı
Hayat henüz oynamadı son kozu,
Ben çareyi buldum, uyanamadın İstanbul!
Mazlum kanser olmuş verem olmuş kime ne…
Ne ah etti kâr ne vah dedemle nineme…
Halimi havale ettim bilinmezi bilene,
Ben çareyi buldum, uyanamadın İstanbul!
Allah isterse zerreyi kürre, küreyi zerre eder
Zehri şifa eder, bertaraf olur keder
Gönlünü ferah tut, etme kendini heder
Ben çareyi buldum, uyanamadın İstanbul!
Herkesin derdi kendine yeter
Berikinin derdi öbüründen de beter
İlâhi yumruk bir gün diyecek :”Yeter!”
Ben çareyi buldum, uyanamadın İstanbul!
Âşık SEYHANÎ
Haber geldi yârenden, yâr elinden
Bir daha buralara gelmez, gelemezmiş.
Bir parça göndermiş güllü mendilden,
Artık gözyaşı silmez, silemezmiş
Ele güne çıkmaz, çıkamazmış.
Demiş ki :“Görsün Mecnun’u, Kerem’i
Tatsın hele bir kanseri, veremi,
Ferhat bile bulamamışken Şirin’i..”
Tabipler toplanıp gelse yanıma,
Yardan gayrı ilaç bulamaz yarama.
Mecnun çölde çaresiz, Ferhat dağda,
Leyla kumda gizli, Şirin hülyada.
Onun gibi insafsız yok dünyada
Elimde gül beklerim gündüz gece,
Yâri anlamak zor, sanki bilmece.
Seyhani söyler sözü, vurur saza,
Yâr hâlâ kendini neden çeker naza,
Pişman olmak için lâzım mı kaza,
İsmini okur kalbim hece hece,
Elimde gül beklerim gündüz gece
Âşık SEYHANÎ