1. Çevresiyle uyumlu, dirlik içinde yaşamak.
2. Soyut kavram bir yerde etkili olmak, gelişecek ortamı bulmak.
İstediğiniz Kelimenin Mecaz Anlamını Arayın
Sözcüklerin cümle, dize veya deyim içine girdiklerinde, gerçek anlamlarından tamamen sıyrılarak başka bir sözcük ya da kavram yerine kullanılmasıyla kazandığı anlama mecaz (değişmece) anlam denir. Mecaz anlam, Sözcüğün sürekli olmayan, kullanım içinde geçici olarak üstlendiği anlamdır.
Bu sözlük çalışması Türk Dil Kurumunun (TDK) en son değişikliklerine uygun olarak düzenlenmiştir.
gölgelemek kelimesinin mecaz anlamı Bir kimsenin veya bir şeyin değerini azaltmak, sönüklük getirmek.
göğüslemek kelimesinin mecaz anlamı Karşı durmak, engel olmak, direnmek.
istikrar kelimesinin mecaz anlamı Denge.
edebiyat kelimesinin mecaz anlamı İçten olmayan, gereksiz, boş sözler.
batakhane kelimesinin mecaz anlamı İşlerin zamanında ve gereğince yapılmadığı yer.
kurtlanmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Rahat oturmayıp telaş ve sabırsızlık göstermek. 2. Sürekli kımıldanmak. 3. Bir yerde çok oturmaktan bıkarak gezme gereği duymak.
temel kelimesinin mecaz anlamı Bir şeyin gelişimi için gereken ilk ögeler.
kansız kelimesinin mecaz anlamı Duygusuz ve korkak.
yuvarlanmak kelimesinin mecaz anlamı Umulmadığı halde ölmek.
şakayık kelimesinin mecaz anlamı (Şarkı, şiir için) Söylemek.
ırmak kelimesinin mecaz anlamı Uzaklaştırmak.
bölüm kelimesinin mecaz anlamı Çağ, devir.
zırıltı kelimesinin mecaz anlamı Anlaşmazlıktan çıkan kavga, geçimsizlik.
askıya almak kelimesinin mecaz anlamı Bir işi zamanında yapmayıp belirsiz bir zamana bırakmak, savsaklamak.
direk kelimesinin mecaz anlamı En önemli kimse.
kör kelimesinin mecaz anlamı 1. Arkası tıkalı olan veya işlek olmayan. 2. Olguları sezme ve kavrama yetisi, dikkati olmayan. 3. Duyarlığını yitirmiş.
kasıntı kelimesinin mecaz anlamı 1. Büyüklenme, kurum, gurur. 2. Büyüklenen, gururlanan ve bunu davranışlarıyla belli eden kimse.
paslanmak kelimesinin mecaz anlamı Tembellikten, işsizlikten ya da devinimsizlikten uyuşup kalmak.
sosyete kelimesinin mecaz anlamı Anamalcı toplumlarda kentsoylu sınıfın etkili katmanlarıyla, yüksek bürokratların oluşturduğu dar ve sınırlı çevre.
üşütük kelimesinin mecaz anlamı Aklını yitirmiş kimse.
ilişmek kelimesinin mecaz anlamı Değinmek, sözünü etmek.
okşamak kelimesinin mecaz anlamı 1. Hafifçe dövmek. 2. Bir kimseyi hoşnut etmek.
çerçeve kelimesinin mecaz anlamı Bir konunun, bir düşünce alanının sınırları veya bu sınırlar içindeki alan.
dağıtmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Bir topluluğun varlığına son vermek, feshetmek. 2. Kurulu bir düzeni bozmak. 3. Etkisini, gücünü azaltmak, gidermek.
sıfır kelimesinin mecaz anlamı Hiç, hiçbir değeri olmayan şey.
tekel kelimesinin mecaz anlamı Bir kişi veya kuruluşun herhangi bir alanda kazandığı büyük güç.
ölü kelimesinin mecaz anlamı Sönük, güçsüz, gayretsiz.
şişirmek kelimesinin mecaz anlamı 1. Abartmak. 2. Bir sözü veya yazıyı gereksiz yere uzatmak. 3. Baştan savma iş görmek.
kıvılcım kelimesinin mecaz anlamı Harekete geçiren etken.
danışıklı dövüş kelimesinin mecaz anlamı Başkalarını aldatmak için önceden yapılmış gizli anlaşmaya dayanan davranış, şike.