Eş sesli, sesteş Koca kelimesinin anlamı ve örnek cümleleri:

dotAradığınız eş sesli (sesteş) Koca kelimesinin anlamı ve örnekleri;
1. Kadına göre eş. "Kocası her akşam eve elleri dolu gelirdi."
2. Büyük. "Koca koca ağaçları acımadan kestiler, orman filan kalmadı artık."

Eş Sesli (Sesteş) Kelime Örneği Arayın

Yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları farklı olan kelimelere eş sesli (sesteş) kelimeler denir.

Eş sesli (sesteş) kelime: Bel (dersimiz.com-6957)
1. İnsan bedeninde göğüsle karın, sırtla kalçalar arasında daralmış bölüm. "O çuvalı kaldırdığımdan beri belim ağrıyor."
2. Toprağı aktarmaya veya işlemeye yarayan tarım aracı. "Bahçeyi kim belleyecekse bellesin, yoksa bu belleri alacağım."

Eş sesli (sesteş) kelime: Zar (dersimiz.com-68643)
1. İnce perde veya örtü. "Kulak zarı hasar görmüş."
2. Birbirine sımsıkı yapışık hücre veya moleküllerden oluşan ve bitkilerin çeşitli bölümlerini bir kın gibi saran ince tabaka, cidar, çeper. "Hücre zarı geçirgendir."
3. Tavla ve başka oyunlarda kullanılan oyun aracı. "Zar atma sırası kimde?"

Eş sesli (sesteş) kelime: Soy (dersimiz.com-69613)
1. Soymak, bir şeyin üzerinden kabuk, deri, zar vb.ni çıkarmak. "Şu tabaktaki patatesleri soy."
2. Bir atadan gelen kimselerin topluluğu, köken, sülale. "Sen de bizim soyumuzdansın."
3. Cins, tür, çeşit. "Bu atın soyundan bir tay isterdim."
4. İyi ve üstün nitelikleri bulunan. "Bu vatanın evlatları soyludur."

Eş sesli (sesteş) kelime: Alay (dersimiz.com-18893)
1. Bayram, cenaze vb. törenlerde sıralı olarak giden insan topluluğu, kortej. "29 Ekimde, tören alayında görevliyim."
2. Genellikle üç tabur ve bunlara bağlı birliklerden oluşan asker topluluğu. "Alay komutanı, yakın akrabam olur."
3. Bir kimsenin, bir şeyin, bir durumun, gülünç, kusurlu, eksik vb. yönlerini küçümseyerek eğlence konusu yapma. "Şişko diye kendisiyle alay edilmesine çok sinir oluyor."

Eş sesli (sesteş) kelime: (Dersimiz.Com-8471)
1. Tok olmayan, karnı açıkmış. "Bu çerezler biraz olsun açlığımızı yatıştırdı."
2. Aralamak, açmak. "Rüzgar esmeye başlayınca kapı ve pencere açıldı."
3. Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak. "Toplantının açılış konuşması pek uzadı."

Eş sesli (sesteş) kelime: Güç (dersimiz.com-43294)
1. Bir olaya yol açan her türlü hareket, kuvvet, takat. "Tüm gücümle masayı kaldırmaya çalışacağım."
2. Ağır ve yorucu emekle yapılan, çetin, zor. "Seninle anlaşmak gerçekten çok güç."
3. Bir cihazın, bir mekanizmanın iş yapabilme niteliği. "Bu son model araba bu kadar güçlü mü?."
4. Bir toprağın verimlilik yeteneği. "Bu topraklar değerli, görüntüsünden güçlü olduğu belli."

Eş sesli (sesteş) kelime: Yağ (dersimiz.com-68621)
1. Gıda amacıyla kullanılan bitkisel veya hayvansal madde. "Evde bir damla yemeklik yağ kalmamış." "Yağ fiyatları gün geçtikçe artıyor."
2. Sanayide kullanılan bir mineral madde. "Bugün arabanın yağını değiştireceğim."
3. Abartılı övgü. "Yine öğretmene yağ çekmeye başladı."
4. Güzel kokulu bitkilerden çıkarılan uçucu, kokulu ve sıvı madde. "Bana da bir şişe lavanta yağı hediye etti."

Eş sesli (sesteş) kelime: Yol (dersimiz.com-15308)
1. Ulaşımı sağlamak için yapılmış yer. "Bu yolu takip edin, tam karşınıza çıkacak."
2. Tüy, saç vb. şeyleri yolmak, koparmak. "Dediklerime dikkat et, saçlarını yolarım senin."
3. Bir amaca ulaşmak için başvurulması gereken çare, yöntem. "Bu soruyu neden uzun yoldan çözmeye çalıştın?"

Eş sesli (sesteş) kelime: Al (dersimiz.com-15350)
1. Kırmızı renk. "Bak dalgalanıyor göklerde, şanlı al bayrağım."
2. Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak. "Bakkaldan ekmek almaya gitti, henüz gelmedi."

Eş sesli (sesteş) kelime: Ek (dersimiz.com-67753)
1. Bir şeyin eksiğini tamamlamak için ona katılan parça. "Üzerine biraz da baharat eklemeliyiz."
2. Bir gazete veya derginin günlük yayımından ayrı ve ücretsiz olarak verdiği parça, ilave. "Gazetenin bulmaca ekini de istiyorum."
3. Sonradan katılan, yapılan, dikilen, yapıştırılan parçanın belli olan yeri. "Bu ip ek yerinden kopmuş."
4. Eklenmiş, katılmış. "Bizim öğrenciler bu ek binada eğitim görüyor."
5. Bitki ekmek. "Bu yıl bizim tarlaya da ayçiçeği ek."

Eş sesli (sesteş) kelime: Çöz (dersimiz.com-29876)
1. Düğümlü, bağlı veya sarılı bir şeyi açmak. "Şu eşofmanın ipini çözsene."
2. Bir problemi ya da sorunun cevabını bulmak. "Bu matematik problemlerini çözemiyorum."

Eş sesli (sesteş) kelime: Arı (dersimiz.com-68516)
1. Bal ve bal mumu yapan, iğnesiyle sokan böcek. "Arı sokması çok can yakıyor."
2. Temiz. "Bu zamanda böyle arı bir su bulmak çok zor."
3. Yabancı şeylerden arınmış, katışıksız, saf, halis, öz. "Çok arı bir zeytinyağıymış, lezzetine bayıldım."

Eş sesli (sesteş) kelime: Yat (dersimiz.com-15307)
1. Donanımlı büyük gemi. "Bu ne zenginliktir abi, yeni bir yat daha almış."
2. Uyumak için yapılan işin adı, yatmak. "Akşam erken saatte yatan, sabah erken kalkar, unutma."

Eş sesli (sesteş) kelime: Asma (dersimiz.com-15355)
1. Belirli bir tür üzüm veren bitki. "Sapsarı üzümleri koparmak için asmaya uzandı."
2. Asmak işi. "Annesi, yıkanan çamaşırları asmakla meşguldü."

Eş sesli (sesteş) kelime: Göz (dersimiz.com-15349)
1. Görme organı. "Gözlerinin karası, oldu yürek yarası."
2. Çekmece. "Okul kıyafetlerini hangi göze koydun?"

Eş sesli (sesteş) kelime: Makam (dersimiz.com-15322)
1. Mevki, konum. "Makamına güvenip konuşan insan, basit insandır."
2. Müzikte söyleme biçimi. "Bu şarkıyı bu makamda söylemeniz yanlış."

Eş sesli (sesteş) kelime: Ekmek (dersimiz.com-15337)
1. Undan yapılan bir yiyecek. "Aldığın tüm ekmekler kurumuş, yeni ekmek almalısın."
2. Bir şeyi toprağa ekmek. "Her yıl aynı tarlaya, aynı şeyleri ekmek doğru değil."

Eş sesli (sesteş) kelime: Ürkmek (dersimiz.com-67260)
1. Bir şeyden korkup sıçramak. "Ağaçtaki kuşlar silah sesinden ürküp kaçtı."
2. Ağaç meyve vermemek. "Bu yıl elma ağaçları ürkmüş gibi görünüyor."
3. Çekinmek. "Bu çocuk hala bizden ürküyor, biz yabancı değiliz ki."

Eş sesli (sesteş) kelime: Gelin (dersimiz.com-15346)
1. Evlenmek için hazırlanmış, süslenmiş kız veya yeni evlenmiş kadın. "Gelinin güzelliği dillere destan oldu."
2. Gelmek eylemi. "Akşama bize gelin de maçı birlikte izleyelim."

Eş sesli (sesteş) kelime: Kara (dersimiz.com-15316)
1. Siyah renk. "Kara gözlüm yine gelmiş."
2. Toprak parçası. "Az sonra kara görünür."
3. Kötü, uğursuz, sıkıntılı. "Dilerim bu kara günler çabuk geçer."

Örneklendirilmesini istediğiniz, eş sesli (sesteş) kelimeler-sözcükleri BURADAN ekleyebilirsiniz.

Bu sayfadaki içerikler kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.

Eş Sesli (Sesteş) Kelimeler Sözlüğü