Eş sesli, sesteş kelimesinin anlamı ve örnek cümleleri:

dotAradığınız eş sesli (sesteş) kelimesinin anlamı ve örnekleri;
1. Tok olmayan, karnı açıkmış. "Bu çerezler biraz olsun açlığımızı yatıştırdı."
2. Aralamak, açmak. "Rüzgar esmeye başlayınca kapı ve pencere açıldı."
3. Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak. "Toplantının açılış konuşması pek uzadı."

Eş Sesli (Sesteş) Kelime Örneği Arayın

Yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları farklı olan kelimelere eş sesli (sesteş) kelimeler denir.

Eş sesli (sesteş) kelime: Bağ (dersimiz.com-7527)
1. Bahçe, bostan. "Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur."
2. Deste. "Ona bir özür borcum vardı, bir bağ çiçek alıp gittim."
1. İlgi, ilişki, rabıta. "Seninle benim aramda nasıl bir olabilir?"
1. Nesneleri birbirine tutturmak için kullanılan, düğümlenebilir ip, sicim, şerit, tel vb. şeyler. "Pardösünün bağı çözülmüş."

Eş sesli (sesteş) kelime: Yengeç (dersimiz.com-23668)
1. Eklem bacaklılardan, kabuklu, birinci ayak çifti iki kıskaç olarak gelişmiş, eti için avlanan, suda yaşayan bir böcek. "İlk defa yengeç gördüğü için, şaşkın şaşkın bakıyordu."
2. Zodyak üzerinde İkizler ve Aslan arasında bulunan takımyıldızın adı, Seretan. "Yengeç burcundan insanlarla hiç anlaşamıyorum"

Eş sesli (sesteş) kelime: Soy (dersimiz.com-69613)
1. Soymak, bir şeyin üzerinden kabuk, deri, zar vb.ni çıkarmak. "Şu tabaktaki patatesleri soy."
2. Bir atadan gelen kimselerin topluluğu, köken, sülale. "Sen de bizim soyumuzdansın."
3. Cins, tür, çeşit. "Bu atın soyundan bir tay isterdim."
4. İyi ve üstün nitelikleri bulunan. "Bu vatanın evlatları soyludur."

Eş sesli (sesteş) kelime: Boy (dersimiz.com-69806)
1. Bir şeyin tabanı ile en yüksek noktası arasındaki uzaklık. "Buzdolabının boyu tam denk geldi."
2. Uzunluk. "Bu halının boyu biraz kısa."
3. Kumaş için ölçü. "Bize de üç boy kırmızı kumaştan ver."
4. Ortak atadan gelen topluluk, kabile, klan. "Bizim boydan senin gibi hainler çıkmaz."

Eş sesli (sesteş) kelime: Dolu (dersimiz.com-15335)
1. Bir yağış türü. "Yağan dolu bahçeye epey zarar vermiş."
2. İçi boş olmayan. "Sorun olmaz, arabanın deposu tam dolu."

Eş sesli (sesteş) kelime: Var (dersimiz.com-15306)
1. Elde bulunan, var olan. "Bizim evde kalan beş kişi var." "Cebimde sadece 5 TL var."
2. Ulaşmak, varmak. "Sabah olmadan oraya varırız gibime geliyor."
3. Mevcut, evrende veya düşüncede yer alan, yok karşıtı. "Bizim mahallede böyle bir gelenek var."

Eş sesli (sesteş) kelime: Ak (Dersimiz.Net-8183)
1. Beyaz renk. "Ak saçlı adam geldi ve hiç konuşmadan çekip gitti."
2. Sıvıların akması. "Anons yaptılar, sular bugün de akmayacakmış."

Eş sesli (sesteş) kelime: Sağ (dersimiz.com-15327)
1. Solun karşı yönü. "Sağ tarafımdan kalktım sanırım bugün, iyi günümdeyim."
2. Ölü olmayan. "Askerliği sağ salim bitirdi geldi yavrum."

Eş sesli (sesteş) kelime: Acemi (dersimiz.com-53447)
1. Bir işin yabancısı olan, eli işe alışmamış, bir işi beceremeyen. "Arkadaşım acemi şoför gibi araba kullanıyor."
2. Bir yere, bir şeye yabancı olan. "Sen galiba bu mahallenin acemisisin."

Eş sesli (sesteş) kelime: Ürkmek (dersimiz.com-67260)
1. Bir şeyden korkup sıçramak. "Ağaçtaki kuşlar silah sesinden ürküp kaçtı."
2. Ağaç meyve vermemek. "Bu yıl elma ağaçları ürkmüş gibi görünüyor."
3. Çekinmek. "Bu çocuk hala bizden ürküyor, biz yabancı değiliz ki."

Eş sesli (sesteş) kelime: Zar (dersimiz.com-68643)
1. İnce perde veya örtü. "Kulak zarı hasar görmüş."
2. Birbirine sımsıkı yapışık hücre veya moleküllerden oluşan ve bitkilerin çeşitli bölümlerini bir kın gibi saran ince tabaka, cidar, çeper. "Hücre zarı geçirgendir."
3. Tavla ve başka oyunlarda kullanılan oyun aracı. "Zar atma sırası kimde?"

Eş sesli (sesteş) kelime: Ek (dersimiz.com-67753)
1. Bir şeyin eksiğini tamamlamak için ona katılan parça. "Üzerine biraz da baharat eklemeliyiz."
2. Bir gazete veya derginin günlük yayımından ayrı ve ücretsiz olarak verdiği parça, ilave. "Gazetenin bulmaca ekini de istiyorum."
3. Sonradan katılan, yapılan, dikilen, yapıştırılan parçanın belli olan yeri. "Bu ip ek yerinden kopmuş."
4. Eklenmiş, katılmış. "Bizim öğrenciler bu ek binada eğitim görüyor."
5. Bitki ekmek. "Bu yıl bizim tarlaya da ayçiçeği ek."

Eş sesli (sesteş) kelime: Yenik (dersimiz.com-18938)
1. Yenmiş, aşınmış. "Bu yenik ekmek dilimi kimin?"
2. Savaş veya yarışmada yenilmiş, mağlup. "Milli takım son maçını yenik bitirdi."

Eş sesli (sesteş) kelime: Acı (dersimiz.com-19735)
1. Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu. "Biberlerin bu kadar acı olacağını düşünmemiştim.""
2. Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık. "Düşürdüğün kitap, kafamı çok acıttı."
3. Ölüm, yangın, deprem vb. olayların yarattığı üzüntü, keder, elem. "Depremde yakınlarını kaybetmesinin acısını, hala yüreğinde hissediyor."

Eş sesli (sesteş) kelime: Atlet (dersimiz.com-68717)
1. Kolsuz, askılı fanila. "Sana da iki atlet aldım." "Atletini değiştirmen gerekiyor."
2. Atletizmle uğraşan kimse, atletizmci. "Zamanında ünlü bir atletti." "Bu yarışa katılan atletler kim?"

Eş sesli (sesteş) kelime: Top (dersimiz.com-44028)
1. Çoğu spor oyununda kullanılan yuvarlak nesne. "Topunu getir de oynayalım." "Futbol oynarken bana top atmıyorsunuz."
2. Kumaş, kâğıt gibi şeylerin belli miktardaki bağı. "Bana iki top beyaz kumaş lazım."
3. Gülle veya şarapnel atan büyük, ateşli silah. "Ramazan topu patladı." "Bu top 2. Dünya Savaşı'ndan kalmış."

Eş sesli (sesteş) kelime: Er (dersimiz.com-15339)
1. Erken, geç olmayan. "Er ya da geç bu iş olacak."
2. En rütbesiz asker. "Erler, eğitimlerine kesintisiz devam ediyordu."

Eş sesli (sesteş) kelime: (Dersimiz.Net-8103)
1. Yemek. "Herkes aşını yedikten sonra pasta keseceğiz."
2. Geçmek, aşmak. "Biz ne sınavlar aşmış insanız, bu sınav ne ki..."

Eş sesli (sesteş) kelime: Sol (dersimiz.com-67922)
1. Vücutta kalbin bulunduğu tarafta olan, sağ karşıtı. "Sol elimle yazı yazamam."
2. Sosyalizme yakın görüşte olan grup. "Benim babam sol görüşlü biri."
3. Müzikte nota. "Sol hangi notalar arasındadır?." "Sol, fa ile la notaları arasındadır."

Eş sesli (sesteş) kelime: Sır (dersimiz.com-68484)
1. Aynaların arkasına ve kaplama metal eşyanın yüzüne sürülen ince tabaka.. "Bu aynanın sırrı dökülmeye başlamış."
2. Varlığı veya bazı yönleri açığa vurulmak istenmeyen, gizli kalan, gizli tutulan şey. "Bu sırrımızı kimseye söyleme."
3. Aklın erişemediği, açıklanamayan veya çözülemeyen şey, giz, gizem. "Uzayın sırları hep ilgimi çekmiştir."

Örneklendirilmesini istediğiniz, eş sesli (sesteş) kelimeler-sözcükleri BURADAN ekleyebilirsiniz.

Bu sayfadaki içerikler kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.

Eş Sesli (Sesteş) Kelimeler Sözlüğü