Eş sesli, sesteş Dolu kelimesinin anlamı ve örnek cümleleri:

dotAradığınız eş sesli (sesteş) Dolu kelimesinin anlamı ve örnekleri;
1. Bir yağış türü. "Yağan dolu bahçeye epey zarar vermiş."
2. İçi boş olmayan. "Sorun olmaz, arabanın deposu tam dolu."

Eş Sesli (Sesteş) Kelime Örneği Arayın

Yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları farklı olan kelimelere eş sesli (sesteş) kelimeler denir.

Eş sesli (sesteş) kelime: Dik (dersimiz.com-15333)
1. Alt zemine 90° açılı olarak, bir cismi dik durdurmak. "Diktiği kazıkların tümü rüzgârdan dolayı yan yatmış."
2. Yetiştirmek için bir bitkiyi toprağa yerleştirmek. "Bu fidanları bir an önce dikmeliyiz, yoksa kuruyacaklar."
3. Biçilmiş veya yırtılmış kumaş, deri, yara vb.ni iğneye geçirilmiş iplikle tutturmak. "Bana da bir yazlık etek dik."

Eş sesli (sesteş) kelime: Geç (dersimiz.com-15310)
1. Erken olmayan. "Sanırım yine geç kaldık, ekmek kalmamış."
2. Bir yerden başka bir yere gitmek. "Karşıdan karşıya geçerken dikkatli olmak gerek."

Eş sesli (sesteş) kelime: Hayır (dersimiz.com-15312)
1. Olumsuzluk bildiren söz. "Tüm tekliflerime hayır diyor."
2. İyilik, karşılık beklenmeden yapılan yardım. "Artık kendini hayır işlerine adamış."

Eş sesli (sesteş) kelime: Diz (dersimiz.com-15334)
1. Bacağın ortasındaki bölüm. "Her gelişinde dizlerinden şikâyet ederdi."
2. Bir şeyleri dizmek. "Tespih tanelerini ipe özenle dizdi."

Eş sesli (sesteş) kelime: İnce (dersimiz.com-68353)
1. Dar ve kalınlığı az olan, kalın karşıtı. "Bu kumaş çok ince."
2. Tiz (ses), pes karşıtı. "Senin sesin çok ince."
3. Zayıf. "Açlıktan hepsi ince ve kuvvetsiz kalmış."
4. Düşünce, duygu veya davranış bakımından insanın sevgi ve saygısını kazanan, zarif, kaba karşıtı. "Bu ince davranışınız için teşekkür ederim."
5. Taneleri ufak, iri karşıtı. "Bu unun daha ince elenmesi gerekir."

Eş sesli (sesteş) kelime: Yan (dersimiz.com-69627)
1. Yanmak, ateş durumuna geçmek, tutuşmak. "Soba yeni yandı, az sonra ısınırız."
2. Bir şeyin ön, arka, alt ve üst dışında kalan bölüm. "Elif'in yanında otur."
3. Birlikte, beraberinde olma. "Yanındaki kişi arkadaşın mıydı?"
4. Çok üzülmek. "Ben çok yandım, şimdi de sen yan."

Eş sesli (sesteş) kelime: Asma (dersimiz.com-15355)
1. Belirli bir tür üzüm veren bitki. "Sapsarı üzümleri koparmak için asmaya uzandı."
2. Asmak işi. "Annesi, yıkanan çamaşırları asmakla meşguldü."

Eş sesli (sesteş) kelime: Ürkmek (dersimiz.com-67260)
1. Bir şeyden korkup sıçramak. "Ağaçtaki kuşlar silah sesinden ürküp kaçtı."
2. Ağaç meyve vermemek. "Bu yıl elma ağaçları ürkmüş gibi görünüyor."
3. Çekinmek. "Bu çocuk hala bizden ürküyor, biz yabancı değiliz ki."

Eş sesli (sesteş) kelime: Kız (dersimiz.com-15358)
1. Dişi çocuk. "Sınıfta yedi kız, beş erkek olmak üzere toplam on iki öğrenci vardı."
2. Öfkelenmek, sinirlenmek. "Dediğini unutmamalıydım, bana kızmakta haklısın."

Eş sesli (sesteş) kelime: Bağ (dersimiz.com-7527)
1. Bahçe, bostan. "Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur."
2. Deste. "Ona bir özür borcum vardı, bir bağ çiçek alıp gittim."
1. İlgi, ilişki, rabıta. "Seninle benim aramda nasıl bir olabilir?"
1. Nesneleri birbirine tutturmak için kullanılan, düğümlenebilir ip, sicim, şerit, tel vb. şeyler. "Pardösünün bağı çözülmüş."

Eş sesli (sesteş) kelime: Sır (dersimiz.com-68484)
1. Aynaların arkasına ve kaplama metal eşyanın yüzüne sürülen ince tabaka.. "Bu aynanın sırrı dökülmeye başlamış."
2. Varlığı veya bazı yönleri açığa vurulmak istenmeyen, gizli kalan, gizli tutulan şey. "Bu sırrımızı kimseye söyleme."
3. Aklın erişemediği, açıklanamayan veya çözülemeyen şey, giz, gizem. "Uzayın sırları hep ilgimi çekmiştir."

Eş sesli (sesteş) kelime: Dolu (dersimiz.com-15335)
1. Bir yağış türü. "Yağan dolu bahçeye epey zarar vermiş."
2. İçi boş olmayan. "Sorun olmaz, arabanın deposu tam dolu."

Eş sesli (sesteş) kelime: Satır (dersimiz.com-15361)
1. Bir sayfa üzerinde yan yana gelen kelimelerden oluşan ve alt alta sıralanmış her bir dizi. "Üç beş satırlık bir mektup yazıp gönderdim."
2. Et kesmeye, kemik kırmaya yarayan ağır ve enli bir tür bıçak. "Kurban etlerini satırla bir güzel parçaladık."

Eş sesli (sesteş) kelime: Pazar (dersimiz.com-15359)
1. Pazar günü. "Bu Pazar akşama kadar yatıp dinlendim."
2. Geçici satış yeri. "Havalar soğudu, pazarda fiyatlar da yükseldi."

Eş sesli (sesteş) kelime: Yayık (dersimiz.com-21666)
1. Tereyağı çıkarmak için sütün, yoğurdun içinde çalkalandığı kap veya makine. "Yayık tereyağını, taze ekmeğe sürüp yemeye bayılırdı."
2. Yayılmış, yayvan. "Herkes bir tarafa yayılmış; gelin, toplanın bakalım şöyle."

Eş sesli (sesteş) kelime: Kat (dersimiz.com-69002)
1.Giyeceklerde takım. "Üniversite sınavını kazanırsam sana bir kat elbise alacağım."
2.Kez, defa, misil. "Benzin fiyatları üç kat artmış durumda."
3. Apartman dairesi. "Siz kaçıncı katta oturuyorsunuz?"
4. Üst üste konulmuş şeylerden her biri, tabaka. "Tuğlaları iki kat daha yükseltelim."

Eş sesli (sesteş) kelime: Yıl (dersimiz.com-69598)
1. Dünya'nın, Güneş çevresinde tam bir dolanım yapması için geçen 365 gün, 5 saat ve 49 dakikalık zaman. "Tam bir yıl sonra tekrar karşılaştık."
2. On iki aylık dönem, sene. "Düğün bu yıl bitmeden yapılacak."
3. Yılmak, bıkmak, usanmak. "Senin bu yaramazlıklarından yıldım."

Eş sesli (sesteş) kelime: Er (dersimiz.com-15339)
1. Erken, geç olmayan. "Er ya da geç bu iş olacak."
2. En rütbesiz asker. "Erler, eğitimlerine kesintisiz devam ediyordu."

Eş sesli (sesteş) kelime: Şiş (dersimiz.com-43167)
1. Şişmiş, şişkin. "Uykudan gözlerim şişmiş."
2. Bir ucu sivri, demir veya ağaçtan, bazen silah gibi kullanılabilen ince uzun çubuk. "Gel de şu etleri şişe dizelim."
3. Örgü örmekte kullanılan, metal, ağaç, kemik vb.nden yapılan uzun çubuk. "Bana iki şiş alıver, kazak öreceğim."

Eş sesli (sesteş) kelime: Sağ (dersimiz.com-15327)
1. Solun karşı yönü. "Sağ tarafımdan kalktım sanırım bugün, iyi günümdeyim."
2. Ölü olmayan. "Askerliği sağ salim bitirdi geldi yavrum."

Örneklendirilmesini istediğiniz, eş sesli (sesteş) kelimeler-sözcükleri BURADAN ekleyebilirsiniz.

Bu sayfadaki içerikler kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.

Eş Sesli (Sesteş) Kelimeler Sözlüğü