Eş sesli, sesteş Dik kelimesinin anlamı ve örnek cümleleri:

dotAradığınız eş sesli (sesteş) Dik kelimesinin anlamı ve örnekleri;
1. Alt zemine 90° açılı olarak, bir cismi dik durdurmak. "Diktiği kazıkların tümü rüzgârdan dolayı yan yatmış."
2. Yetiştirmek için bir bitkiyi toprağa yerleştirmek. "Bu fidanları bir an önce dikmeliyiz, yoksa kuruyacaklar."
3. Biçilmiş veya yırtılmış kumaş, deri, yara vb.ni iğneye geçirilmiş iplikle tutturmak. "Bana da bir yazlık etek dik."

Eş Sesli (Sesteş) Kelime Örneği Arayın

Yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları farklı olan kelimelere eş sesli (sesteş) kelimeler denir.

Eş sesli (sesteş) kelime: Kâr (dersimiz.com-67971)
1. Alışveriş işlerinin sağladığı para kazancı. "Bu satıştan beş bin kârım oldu."
2. Yarar, fayda. "Bu işten bizim kârımız ne?"
3. Maliyet fiyatıyla satış fiyatı arasındaki fark. "İnan bir lira kârına satıyorum."

Bir yağı türü olan kar ile kazanç olan kâr farklı anlamdadır ve sesteş, eş anlamlı değildir.

Eş sesli (sesteş) kelime: Boy (dersimiz.com-69806)
1. Bir şeyin tabanı ile en yüksek noktası arasındaki uzaklık. "Buzdolabının boyu tam denk geldi."
2. Uzunluk. "Bu halının boyu biraz kısa."
3. Kumaş için ölçü. "Bize de üç boy kırmızı kumaştan ver."
4. Ortak atadan gelen topluluk, kabile, klan. "Bizim boydan senin gibi hainler çıkmaz."

Eş sesli (sesteş) kelime: Pike (dersimiz.com-15325)
1. Kuşların veya uçakların hareketi. "Yaptığı pike ile yerdeki fareyi kuşun ağzına alması ilginçti."
2. Yatak örtüsü. "Kız Mücella, aldığın pikede gözüm kaldı."

Eş sesli (sesteş) kelime: Bin (dersimiz.com-15302)
1. 1.000 sayısı. "Bin kez de söylesen yine yapacağını yapar."
2. Bir şeye çıkmak. "Arabaya binmesi ile hareket etmesi bir oldu."

Eş sesli (sesteş) kelime: Kaz (dersimiz.com-15317)
1. Ördeğe benzeyen bir tür kuş. "Çocukları, sırf kazlara yem atsınlar diye gittik."
2. Toprağı veya yeri eşmek, kazmak. "Çiçeklerin etrafını kaz ki çiçekler daha da canlansın."

Eş sesli (sesteş) kelime: Yaz (dersimiz.com-15342)
1. Bir mevsim. "Bu yaz gitmeyi çok istedim ama nasip değilmiş." "Her yaz ata yadigârı topraklara, köye giderim."
2. Bir şey üzerine yazıyı yazmak. "Vardığında bana mesaj yazmayı unutma."

Eş sesli (sesteş) kelime: Sağ (dersimiz.com-15327)
1. Solun karşı yönü. "Sağ tarafımdan kalktım sanırım bugün, iyi günümdeyim."
2. Ölü olmayan. "Askerliği sağ salim bitirdi geldi yavrum."

Eş sesli (sesteş) kelime: Ünlü (dersimiz.com-15305)
1. Meşhur. "Tüm ünlüler bu lokantaya gelir."
2. Ses yolunda bir engele çarpmadan çıkabilen ses, vokal, sesli, sesli harf: a, e, ı, i, o, ö, u, ü.. "Cümlede ünlü harfleri bulmak zor olmadı."

Eş sesli (sesteş) kelime: Yormak (dersimiz.com-21331)
1. Yorgun duruma getirmek, sıkıntıya sokmak. "Seni bu kadar çok yormak istemezdim."
2. Bir anlam vermek, yorumlamak. "Kötü bir rüya görmüşsün, ama hayra yormak en iyisi."

Eş sesli (sesteş) kelime: Yayık (dersimiz.com-21666)
1. Tereyağı çıkarmak için sütün, yoğurdun içinde çalkalandığı kap veya makine. "Yayık tereyağını, taze ekmeğe sürüp yemeye bayılırdı."
2. Yayılmış, yayvan. "Herkes bir tarafa yayılmış; gelin, toplanın bakalım şöyle."

Eş sesli (sesteş) kelime: Ekmek (dersimiz.com-15337)
1. Undan yapılan bir yiyecek. "Aldığın tüm ekmekler kurumuş, yeni ekmek almalısın."
2. Bir şeyi toprağa ekmek. "Her yıl aynı tarlaya, aynı şeyleri ekmek doğru değil."

Eş sesli (sesteş) kelime: Baş (dersimiz.com-20854)
1. İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa. "Attığın silgi, başıma isabet etti."
2. Bir topluluğu yöneten kimse. "Anayasamıza göre, Cumhurbaşkanı devletin başıdır."
3. Başlangıç. "Ben bu işin başından beri buradayım, benden daha iyi mi bileceksin?"

Eş sesli (sesteş) kelime: Yenik (dersimiz.com-18938)
1. Yenmiş, aşınmış. "Bu yenik ekmek dilimi kimin?"
2. Savaş veya yarışmada yenilmiş, mağlup. "Milli takım son maçını yenik bitirdi."

Eş sesli (sesteş) kelime: At (Dersimiz.Net-7915)
1. Beygir. "Eşeğe binerim de ata binmeyi beceremem."
2. Fırlatmak, atmak. "Sana şu eskileri kaç kez at dedim, hala atmamışsın."

Eş sesli (sesteş) kelime: Kıta (dersimiz.com-15319)
1. Büyük kara parçası. "Antarktika kıtasını hep merak etmişimdir."
2. Dört dizeden oluşan şiir. "On iki kıtalık şiiri ezberlemek kolay olmadı."

Eş sesli (sesteş) kelime: (Dersimiz.Com-8471)
1. Tok olmayan, karnı açıkmış. "Bu çerezler biraz olsun açlığımızı yatıştırdı."
2. Aralamak, açmak. "Rüzgar esmeye başlayınca kapı ve pencere açıldı."
3. Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak. "Toplantının açılış konuşması pek uzadı."

Eş sesli (sesteş) kelime: Yen (dersimiz.com-21799)
1. Giysi kolu. "Bu elbisenin yenlerini kısaltman gerekiyor."
2. Japon para birimi. "Japonya gezimizde kaç Yen harcadık, kaç Türk Lirası ediyor, bilmiyorum."

Eş sesli (sesteş) kelime: Çile (dersimiz.com-15959)
1. Zahmet, sıkıntı. "Ben sizi okutmak için çok çile çektim."
2. İpek, yün, pamuk vb. her türlü iplik demeti. "Bana kazak için beş çile de mavi ver."

Eş sesli (sesteş) kelime: Yol (dersimiz.com-15308)
1. Ulaşımı sağlamak için yapılmış yer. "Bu yolu takip edin, tam karşınıza çıkacak."
2. Tüy, saç vb. şeyleri yolmak, koparmak. "Dediklerime dikkat et, saçlarını yolarım senin."
3. Bir amaca ulaşmak için başvurulması gereken çare, yöntem. "Bu soruyu neden uzun yoldan çözmeye çalıştın?"

Eş sesli (sesteş) kelime: Var (dersimiz.com-15306)
1. Elde bulunan, var olan. "Bizim evde kalan beş kişi var." "Cebimde sadece 5 TL var."
2. Ulaşmak, varmak. "Sabah olmadan oraya varırız gibime geliyor."
3. Mevcut, evrende veya düşüncede yer alan, yok karşıtı. "Bizim mahallede böyle bir gelenek var."

Örneklendirilmesini istediğiniz, eş sesli (sesteş) kelimeler-sözcükleri BURADAN ekleyebilirsiniz.

Bu sayfadaki içerikler kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.

Eş Sesli (Sesteş) Kelimeler Sözlüğü