Uğur Soyer Aynen katılıyorum Sevgili Nafiz Yılmaz Hocam. Gerçekten de "Yiğitliğin Kitabı Mertlikle Yazılır" ellerinize ve yüreğinize sağlık çok teşekkürler. 2024-04-26
Yiğitliğin Kitabı Mertlikle Yazılır
YİĞİTLİĞİN KİTABI MERTLİKLE YAZILIR
Yiğitliğin kitabı mertlikle yazılır
Yiğit ölür adı şöhret de kalır
Efsaneye döner dillerde dolaşır
Yiğitlik gururdadır şana yakışır
Hain kelepçeler kolları sıkar
Kara zindanlar insanlar boğar
İsyanlar patlar özgürlük arar
Yiğitliğin kitabı mertçe yazılır
Yemyeşil bir ağaç orman özlemi
Dillerde dolaşır ağıtlar yakar
Çaylar kabarmış çağlar nehirler akar
Yiğitlere ancak namertler kuşun sıkar
Heyecandır yaşatan görkem yürekte kazılır
Yiğitliğin kitabı mertlikle yazılır
Topraklar şahit olur sırrını paylaşır
Ay parlar çavar yüzüne kaynaşır
Korku nedir bilmez kahramanca savaşır
Yiğitliğin kitabı mertçe yazılır
Bu destan ölümsüzdür bu günden yarına
Okuyanlar yiğitse düşer efkarına
Bir dik duruş onurluca yiğitlik adına
Yiğitler sözünden dönmez yağlı urganda asılır
Yiğitliğin kitabı mertlikle yazılır
Saplansa ciğerine mavzerli kurşunlar
Yere düşer toprağa kucaklar sarılır
Aman dilemez bükülmez yiğitçe kalır
Yiğitliğin kitabı mertçe yazılır..
Nafiz YILMAZ
Nafiz YILMAZ Şiirleri
Yazılan son 2 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 2 yorum yazılmış.
Benzer Nafiz YILMAZ Şiirleri:
BU KOCA ŞEHİR İSTANBUL
İstanbul bu koca şehir
Yutuyor insanı amansızca
Direnmek istesende çaresiz
Duramıyorsun ayakta
Hiç bir güzelliği neşesi
Saflığı kalmamış besbelli
Bir sevgi bile bulamazsın
Dolaşsan bu koca şehirde
Hani o şâheser istanbul
Derlerdi ya taşı toprağı altın
Herkezi inadırırlar beni aldatamazlar
Yaşanan günler koca bir çile kahır
Şiirlerde romanlarda güzelliğinden bahsedilir
Tasını tarağını toplayan çıkarda gelir
Amaçları farklı yaşamaktır üstün olmaktır
Umduğunu bulamayanlar çok kötü yanılır
Hiç bir şeyin ağız tadını alamazsın
Yaşadığın topraklardaki kadar
Dert tükenmez hiç zulüm bitmez
İstanbul'da çektiğin yaşadığın kadar
Kurulmuş ihtişamlı yerlerde kutlar sofrası
Safları garibanları içine çeker bekler tuzakları
Vurduları zaman öyle bir vurularki acımaksızın
Feleğin şaşar kalır hem vallahi hem billahi
Bence dostlukların yaşaması candan önemli
Ne görkemli olsun istemem nede fantazi
Sen ben o öteki olursa korkmadan yürekli
Hiç kimseyi ezmeler yıkamazlar inanki
İstanbul şimdi bir beton yığını olmuş
Görkemliliği güzelliği bitmiş yok olmuş
İstanbul'da yaşamak çok büyük sabırmış
Gelende gidende rezilliği görmüş şaşırmış
Nafiz YILMAZ
Nafiz YILMAZ
DİYETİNİ ÖDETTİLER
Sefaletin diz boyu yaşandığı zamandayız
İyiliklerin yok edilip kötülüklere yer açıldığı
Sözün kıl kadar değerinin olmadığı
Küfrün sevap doğruluğun mubah sayıldığı
Başımızda dönen türlü belalar
Yaşam boyu çekilen kahır işkenceleri
Yok ki; eşim dostum can yoldaşım seninle düşmanlığım
Bir alıp veremediğim nedir bu hiddet tavırları
Nedir, aramıza sokulan kardeşlik kavgaları
Diyetini ödettiler, hesabımızı bir kuruşa kestiler
İnsan varlığı gözüyle görmeden umursamazcasına
Şöyle bir hatırlıyorum da, bundan yirmi yıl öncesinde
Bir dilim ekmeği paylaşmak bir yudum suyu beraber içmek varken
Zalimlerin katmerlice türediği cellâtların çoğalarak baş kestiği
Daha düne kadar esamisi okunmayan varlığı bile hissedilmeyen
Haydutlar eşkıyalar kan kusasıcalar
Ömrü harap olasıcalar sürüneniceler kodoşlar sarmış dört bir yanı
Diyetini ödettiler, çaresizliğimizin emeğimizin
Arın teri döktüğümüz göz nuru ile işlediğimiz
Gece gündüz çalışarak bir yavan kuru aş'a muhtaç
Perişan ser sefil bir köşeye itilmiş
Yoksulluğun duygularla karışan gözyaşı damlalarında
Diyetini ödettiler, haklarımızı gasp ettiler çalarak yok sayarak
Onlar, zevkle sefayla saltanatla utanmadan gezerlerken
Lüks gazinolarda galeryalarda tatil köylerinde
Onlar, fakir halk'a belini büken taşınmaz yükün bedelini ödettiler
Nafiz YILMAZ
Nafiz YILMAZ
MUNZUR ÖZGÜRCE AKSIN
Bırakın zalimler çekin elinizi ayağınızı kanlı pençenizi
Asırlarca yaşamış hürce meydan okumuş geçmiş e zaman a
Bereketler saçmış bütün insanlığa kurda kuş a bütün hayvanlara
Uygarlıklarla yatmış uygarlıklarla kalkmış uygarlıklar barındırmış
Bir canı inciltmemiş küstürmemiş bir cana bir canlıya kıymamış
Önüne setler çekerek betonlar dökerek yıldıramazsınız durduramazsınız
Bırakın sevdasına koşsun çağlasın MUNZUR ÖZGÜRCE AKSIN
XXX
Katledemezsiniz doğanın güzelliğini DERSİMİN sevgisini ANADOLUNUN İNCİSİNİ
Karlı dağları şahit olur çeker acısını isyanını hıçkırarak yasını
siz bilirmisiniz böyle bir eşsiz emsalin kıymetini değerini mirasını
Tanrı lânetler yağdırsın sizlere dokundukça MUNZUR A bulursunuz belanızı
Dokunmayın yaralamayın Çağlasın MUNZUR ÖZGÜRCE AKSIN
XXX
Yemyeşil ormanlarında serin eser ılgıt ılgıt fısıldaşarak rüzgârlarıyla
Renk çümbüşüne dalmış kır çiçekleriyle yedi verenleriyle gelincikleriyle
Ruh a bin neşe saçar aşık eder hayran bırakır mest eder sevenleri
Çağlayan gür sesi ile ırmağının billur zümrüt e karışık parıltısı
Göz kamaştırır düştükçe suyuna altın sarısı güneşin ışıkları
Saklamaz bu eşsiz doğa gizlemez onda o gizemli masum bakışlarını
Yüreğimizin derinliklerinde çağlasın MUNZUR ÖZGÜRCE AKSIN
XXX
Bu bereketli eşsiz kutsal topraklar işkence çekmesin üzülmesin
Çocukların geleceği helal mirası kararmasın yok olmasın sönmesin
Bu acıya katliama dönmesin dilerizki DERSİM kötü günleri görmesin
Vazgeçin bu inattan kurtulamazsınız bin yıl geçsede vebalden günahtan
Ahını bedduasını alırsınız cehennem ateşinden beter yanarsınız
seyri sefa ile hoş bir sada ile çağlasın MUNZUR ÖZGÜRCE AKSIN
XXX
Eşi benzeri bulunmaz gezsenizde cismi cihanı fahri alemi dünyaları
Bıçak vurulmaz MUNZUR A kahpe bir çirkinliktir bu insanlığın ayıbı
Telâfisi mümkün olmaz bir daha getiremezsiniz bu değeri kayıbı
Vazgeçin bu iğrenç düşüncelerinizden bu hain pis emellerinizden
Yoksa yerle bir sarsılır talan olursunuz çökersiniz temelinizden
El vurmayın yara açmayın her şey yerli yerinde öylece sessizce kalsın
Keyfini çıkarın asaletini seyredin çağlasın MUNZUR ÖZGÜRCE AKSIN
Nafiz YILMAZ
Nafiz YILMAZ