İstikrarsızlık kelimesinin eş anlamı, yakın anlamı, anlamdaşı: Dengesizlik, Zikzak
İstediğiniz Kelimenin Eş / Yakın Anlamını Arayın
Tenhalık kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Issızlık
Mukannen kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Belli
Gani Gani kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Bol Bol
Nallatmak kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Takavlatmak
Karşın kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Rağmen, Karamazdan, Muhalif, Muarız
Şehirli kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Kentli
Bıkmak kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Tenge Gelmek, Usanmak, Yılmak
Mevcut kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Var, Var Olan, Bulunan, Birey Tutarı
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü
Kızoğlankız kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Bakire
Salıştırmak kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Karşılaştırmak, Kıyaslamak, Mukayese Etmek
Çeltek kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Uşak, Yardımcı
İntibak kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Uyma, Uyarlama
İyi Olmak kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı İyileşmek
Aşpaz kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Aşçı
İkamet kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Oturma, Eğleşme
Tezyinat kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Süs
Bölüm kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Büro, Çağ, Devir, Fasıl, Göz, Kesim, Kısım, Kol, Kürsü, Departman, Seksiyon
Tutulma kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Kesinti
Peyzaj kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Görünüm
Trap kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Hendek, Tuzak
Yalvarmak kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Yakarmak
Evre kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Aşama, Basamak, Merhale, Mertebe, Safha, Faz
Leke kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Kara, Karaltı, Kir, Pis, Şaibe
Temin Etmek kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Bulmak, Elde Etmek, Sağlamak
Yatıştırıcı kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Yatıştıran, Sakinleştiren, Müsekkin, Trankilizan
Armağan kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Hediye, Mükâfat, Ödül, Bağış, İhsan, Yadigâr
Huzursuz kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Bozuk, Gergin, Karmakarışık, Rahatsız, Tedirgin
Boğuk kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Kısık
Amel kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı İş, Edim, Fiil, Eylem
Dâhil Etmek kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Katmak
Kıyak kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Gaddar, Mükemmel, Zalim
Alçaklık kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Zül, Denaet, Pespayelik, Alçakça Davranış, Habaset, Şenaat
Eş / Yakın Anlamlı Kelimeler-Sözcükler Sözlüğü
Arama Bölümü Sayfanın En Üst Kısmındadır.
EŞ VE YAKIN ANLAMLI / ANLAMDAŞ KELİMELER
Yazılışları ve okunuşları farklı anlamları aynı olan sözcüklere eş anlamlı (anlamdaş) kelimeler-sözcükler denir.
* Bunlar cümlede birbiriyle yer değiştirdiklerinde cümlenin anlamında değişiklik ve bozulma olmaz. Yukarıda örnekler verilmiştir.
* Sözcüklerin eş anlamlı olup olmadıkları, cümle içindeki kullanımlarından belli olur. Yani bir sözcüğün farklı cümlelerde değişik eş anlamları karşımıza çıkabilir.
Örnek :
- Kömür karası gözleri ışıl ışıl parlıyordu. (Kara-Siyah)
- Dost, kara günde belli olur. (Kara-Kötü)
* Eş anlamlılıkla ilgili sorular, bazen "altı çizili sözcüğün cümleye kattığı anlam", "hangisinde...anlamı vardır?" gibi de sorulabilir.
Anlamdaş (eş anlamlı) olmadıkları halde zaman zaman birbirinin yerine kullanılan sözcüklere yakın anlamlı sözcükler denir. Bakmak, görmek, izlemek, seyretmek gibi.