Eğitim Sitesi

Gezelim Görelim Anadolu'yu Şiiri

Gezelim Görelim Anadolu'yu

Gezelim Görelim Anadolu’yu

Samsun’da doğdum ben, attım ilk adım

Adım Ali Rıza, Malkoç soyadım

Ayrılığım, kaç yıl oldu saymadım

Gezelim görelim Anadolu’yu



Urfa’da gazel var, derin hoyrat var

İbrahim makamı, ruha hayrat var

Maddede manada, coşku gayret var

Gezelim görelim Anadolu’yu



Erzurum Çarşıda, bağrı yanıklar

Tatyanlar okunur, Hakk’a tanıklar

Baş köşeye oturtulur konuklar

Gezelim görelim Anadolu’yu



Sivas toprağından, seslenir ozan

Aşıklar, inceden dertleri yazan

Her dem bahardayız, uğramaz hazan

Gezelim görelim Anadolu’yu



Diyarbakır’da var, yanık Güzelses

Coşkulu davullar, nağmeli nefes

Haykıran sevgiye, dar gelir kafes

Gezelim görelim Anadolu’yu



Maraş’ta toprakta, şair bitiyor

Mana yüklü mesaj bize yetiyor

Meşhur dondurması, serinletiyor

Gezelim görelim Anadolu’yu



Trabzon, kemence horon deyince

Şenlenir yaylalar, mani duyunca

Üzülür mekanlar, görülmeyince

Gezelim görelim Anadolu’yu



İzmir’de efeler destan yazıyor

Egeli zeybeğim siper kazıyor

Tarih canlanmış da bize kızıyor

Gezelim görelim Anadolu’yu



Bursa’da Osmanlı gelir hatıra

Nasıl anlatayım, sığmaz satıra

Derdimizi yükleyip de katıra

Gezelim görelim Anadolu’yu



Ülkemiz sallansa, koşar Ankara

Medeniyet şehri, sanmayın kara

Dağlar mı dayanır, hazır akara

Gezelim görelim Anadolu’yu



Çanakkale deyince, durup da düşün

Yiğit şehitlerim, süslesin düşün

Ne duruyorsunuz, yollara düşün

Gezelim görelim Anadolu’yu



Van'a gelin hele kaleyi görün

Erek' in başında uşkunu derin

Van Gölü, Şah bağı cennetten yerin

Gezelim görelim Anadolu’yu



Dünyaya duyuldu Hatay'ın sesi

Meşhurdur ülkede şu künefesi

Görülmeye değer uzun çarşısı

Gezelim görelim Anadolu'yu



İstanbul, bir çağı açan şehirdir

Dünyaya, güzellik saçan şehirdir

Saymadığım yetmiş kalan şehirdir

Gezelim görelim Anadolu’yu



Ali Rıza Malkoç 08/09/2006 Bursa

Ali Rıza MALKOÇ Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Ali Rıza MALKOÇ Şiirleri:

Cehalet Başa Bela

Okumadan olmuyor

Cehalet başa bela

Kalemle de dolmuyor

Cehalet başa bela



Diploması tasdikli

Aracı dört lastikli

Gittiği yol gedikli

Cehalet başa bela



Haberi yok yazandan

Ayran içer kazandan

Hakk korusun azandan

Cehalet başa bela



Dört söyleyip bir dinler

Destekçisi yeminler

Yetişin ey emînler!

Cehalet başa bela



Beceremez kıskanır

Cihanı sersem sanır

Yorulur da usanır

Cehalet başa bela



Erdim sanır kemale

Kalb şaşırır bu hale

Cüsse değil merhale

Cehalet başa bela



Düstur eyle görgüyü

Kalpten kaldır sürgüyü

Kov gitsin ön yargıyı

Cehalet başa bela



Ali Rıza Malkoç 04/01/2009 Bursa

Ali Rıza MALKOÇ

Aşkın Ekseni

İnce eler, sıkça dokur yüreği

Çağından sorumlu bakandır ozan

Bu uğurda, tükenmez hiç süreği

Çırayı diliyle yakandır ozan



Türlü türlü nağmeler arkasında

Demet demet çiçekler terkisinde

Arada bir seller akar yasında

Nice görülmez gam çekendir ozan



Her gönlün bir leyla’sı var bilirim

Hele yol aç, ben arkandan gelirim

Bundan ötesine, yapamam yorum

Çorak toprağa gül dikendir ozan



Ümit soluyana, adeta beşir

Hakikat adına, mesleği neşir

Diplomasız, ağır sıklet güreşir

Kendi bileğini, bükendir ozan

Onun gözleminde, tüm dünya sıla

Heybesinde gurbet, çıkıyor yola

Irmak, deniz, çayla, girip kol kola

Her mevsimde duru, akandır ozan



Sedefi keşfeder, bulur inciyi

Sarsıntıdan önce, görür öncüyü

O doğurmaz amma, çeker sancıyı

Kara bulutlara, çökendir ozan

Farklı nefeslerde, bulur hep âhenk

Yüreği terazi, vicdanı mihenk

Sanki Nebi’lerin ashabına denk

Her ortama huzur ekendir ozan

Yüce Yaradan’dan besler aşkını

Her can ile pekiştirir meşkini

Buralardan taşır cennet köşkünü

Sarıldığı ile, kokandır ozan



Ali Rıza MALKOÇ 4/12/2011 Samsun

Sürek : Süren, devam eden zaman.

Terki : Binek hayvanlarındaki eyerin arka bölümü,heybe

Beşir : beşaret veren, müjdeci

Neşir : neşreden, yayıncı

Sarsıntı : deprem Mecazi anlamı: beklenmedik olumsuz gelişmeler

Meşk: Değer verdikleri ile cani gönülden birlikte olma

Ali Rıza MALKOÇ

Ölmeden Önce

Yaşar iken bilmeli, zamanın değerini

Herkes kendisi vursun, nefsine eyerini

Canlar Canân’ı bulsun, hissettirsin yerini

Bakamazsın yüzüne, tabutun aynası yok

Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok



Dostluk gerekli elbet, kara günde zor günde

Beklenti içindesin, düşündün mü dar günde?

Boşa geçen geceler, yapayalnız kor günde

Bugün geçti ömürden, silindi aynısı yok

Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok



Yontulmamış kütükten, sobalık bile olmaz

Pabuç gibi dil ile, muhabbet kabı dolmaz

Ömrü uzundur belki, sanma ki kaktüs solmaz

Nefsini putlaştıran, insanın gönyesi yok

Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok



Kokarca gibilerin, sermayesi kokusu

Müktesabatı tamdır, çıkamıyor yokuşu

Kanı bir olsa bile, uyuşmuyor dokusu

İğnesi var batırır, göğsünde sinesi yok

Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok



Öfke ile kalkanın, zararı hesaplanmaz

Kısa menzilli oklar, sanma kalbe saplanmaz

Bela ve musibetten, ders alır da uslanmaz

Kısır döngü içinde, nakarat var sesi yok

Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok



Nerede hata yaptık, diye sormaz mı insan?

Eylemine sözüne, kafa yormaz mı insan? ;

Emir var ötelerden, duyup durmaz mı insan

Gururun son nefeste, su içecek tası yok

Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok



Kundağımız beyazdı, kefenimiz ak olsun

Yorganımız topraktan, verimli ve pak olsun

Başlar sessizce yatar, dirilişte dik olsun

Vicdanı lekelinin, kalbinde ibresi yok

Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok



Ali Rıza MALKOÇ 10/04/2011 Bursa



Eyer: Binek hayvanlarının sırtına konulan, oturmaya yarayan nesne

Cânan: Gönülden sevilen, gönül verilmiş olan

Pabuç: Ayakkabı

Gönye: Açı ölçen cetvel

Kokarca: Etoburlardan, orta boyda, kendini korumak için düşmanına kötü kokulu sıvı fışkırtan, ince, uzun bir kürk hayvanı

Müktesebat: Edinilen, kazanılan bilgiler.

İbre: Ölçü aletlerindeki hareketli iğne



Ali Rıza Malkoç




Ali Rıza MALKOÇ

Gezelim Görelim Anadolu'yu Şiiri