Cehalet Başa Bela
Okumadan olmuyor
Cehalet başa bela
Kalemle de dolmuyor
Cehalet başa bela
Diploması tasdikli
Aracı dört lastikli
Gittiği yol gedikli
Cehalet başa bela
Haberi yok yazandan
Ayran içer kazandan
Hakk korusun azandan
Cehalet başa bela
Dört söyleyip bir dinler
Destekçisi yeminler
Yetişin ey emînler!
Cehalet başa bela
Beceremez kıskanır
Cihanı sersem sanır
Yorulur da usanır
Cehalet başa bela
Erdim sanır kemale
Kalb şaşırır bu hale
Cüsse değil merhale
Cehalet başa bela
Düstur eyle görgüyü
Kalpten kaldır sürgüyü
Kov gitsin ön yargıyı
Cehalet başa bela
Ali Rıza Malkoç 04/01/2009 Bursa
Ali Rıza MALKOÇ Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Vasiyetname (3)
Ey oğul ! atandan, al öğütünü
Gördüğün dost bilme, dara düşmeden
Kimse kara bilmez, ayran –sütünü
Sırtım sağlam sanma, zora düşmeden
Virüs girmiş, muhabbettin bağına
Leke sürmüş, altın neslin çağına
Yorgun düştük, gönüller otağına
Her kayan yıldıza, fire düşmeden
Adamın da posası var hatırla
Anlatamam meramımı satırla
Variyeti ha kamyonla, ha tırla
Temkinli ol, özü nar’a düşmeden
Raf ömrü tükenmiş, kof kafalarla
Gübresi çok amma, bakımsız tarla
Günahını taşıyamaz katarla
Düzeltme hakkı ver, süre düşmeden
Masum masum gizli, akıyor seller
Yürek yaralıyor, bu necis haller
Tefekkürün önündeki engeller;
Kalkmalı, gönüller kor’a düşmeden
Kainat’ın aynası ve mayası
Gönlümüzün nuru, kalbin ziyası
İnsanlığın, ortaklaşa hülyası
Kabul görsün artık, yere düşmeden
Karlı dağlar, kar mı ağlar her zaman?
Güneş vurur, canlanır gök-yer-zaman
Tomurcuklar, yeşerirler bir zaman
Yeter ki sâfi kal, kire düşmeden
Ali Rıza MALKOÇ 20/11/2011 Samsun
Posa :Faydalı tarafı alınmış atık, tortu, çökelti
Meram: İstek, amaç, gaye, maksat
Variyet: Varlık, zenginlik.
Katar : Tren
Fire : eksik, noksan, Bir iş yapılırken çıkan artık parça
Necis : Pis, kirli, temiz olmayan
Hülya: tatlı düş, hayal
Ali Rıza MALKOÇ
Değilmiş
Söylenen bunca söz kalmış öğütte
vefa; semtin adı "bile" değilmiş...
Balık çıkmış, güneşlenir söğütte
İnen yağmur küle, "göle" değilmiş...
Hani insan donup kalır ya bazen
Dört mevsim gözünde tüllenir hazan
Ne dinleyen anlar, ne mutlu yazan
Yolculuk gönülden "dile" değilmiş...
Öğütür zamanı, akrep-yelkovan
Bize mekân dünya, arıya kovan
Temelsiz bir ömür, besbelli yavan
Kâinat bir gurbet, "sıla" değilmiş...
Yanılt beni, zannımdan geri çevir
İşte bu beklenen, yakışan tavır:
Fikrine yapışan putları devir
Her ter ve gözyaşı, "çile" değilmiş...
Kimi din satıyor, tezgâhında din!
Kin doldurur kimi, heybesine kin!
Kandan beslenenin, hüsranı yakin
Saplanan her çivi, "nala" değilmiş...
Rekabetle, husumet bir tutulur,
Sözler yara açar, öz uyutulur
Sunulan mı?... ne yenir, ne yutulur
Bütünlük görüntü "ile" değilmiş...
İnsan var darası özünden ağır
Bencil, poliyüzlü, ukalâ, sağır
Gir sen de şiire, bağır ha bağır:
Bunca naz ve endam "güle" değilmiş...
İnsana yatırım yapıp da kes ye (!)
Kazandığın, helâl midir keseye?
Dilerseniz, yazalım dört köşeye :
Ölmüşüz, okunan "sâlâ" değilmiş...
Ali Rıza MALKOÇ 22/05/2010 Bursa
Ali Rıza MALKOÇ
Cehalet Başa Bela
Okumadan olmuyor
Cehalet başa bela
Kalemle de dolmuyor
Cehalet başa bela
Diploması tasdikli
Aracı dört lastikli
Gittiği yol gedikli
Cehalet başa bela
Haberi yok yazandan
Ayran içer kazandan
Hakk korusun azandan
Cehalet başa bela
Dört söyleyip bir dinler
Destekçisi yeminler
Yetişin ey emînler!
Cehalet başa bela
Beceremez kıskanır
Cihanı sersem sanır
Yorulur da usanır
Cehalet başa bela
Erdim sanır kemale
Kalb şaşırır bu hale
Cüsse değil merhale
Cehalet başa bela
Düstur eyle görgüyü
Kalpten kaldır sürgüyü
Kov gitsin ön yargıyı
Cehalet başa bela
Ali Rıza Malkoç 04/01/2009 Bursa
Ali Rıza MALKOÇ