Deyişme Ll (Nasip)
Dedim:
Bir vâsi kalp işte, dünden tekleme
Kötü bir şey yazmam, sakın bekleme
Söze başka başka mana yükleme
Arsızlar içinden gelmekte nasip
Dedi:
Kalbin mi tekliyor, böbrek mi çürük?
Mide mi gaz yapar, ciğer mi körük?
Dizin mi dermansız, dilin mi yürük?
Nefesin daralır gülmekte nasip.
Dedim:
Kalbin teklemesi sözün gelişi
Söyledim ki olsun yüzün gülüşü
Benim ki sıradan çingene işi
Sözün esrarını bilmekte nasip.
Dedi:
Yaradan dert belâ vermesin başa
Beni ihmal etme, ömrünce yaşa
Artıyı eksiyi tutarsan taşa
Yumruları tek tek dilmekte nasip.
Dedim:
Çok veren elleri aza çıkarmaz
Kafamda pişirir boza çıkarmaz
Allah bu niyetle yaza çıkarmaz
Aksi niyet ise çelmekte nasip.
Dedi:
Yaza çıkar ise, şayet yolumuz
Hasret giderecek sağ ve solumuz
Sarılırsa özlem ile kolumuz
Dizinin dibinde ölmekte nasip.
Dedim:
Artıyı eksiyi hesap eylesem
Zarara uğrarım kârdayım desem
Sen kızarsın senin gibi söylesem
O zaman sızıyı silmekte nasip
Dedi:
Çok veren gönülden, tutmalı ölçü
İstemem arada olmasın elçi
Kırıksa niyetler, bağlıysa alçı
Bir sana bir bana bölmekte nasip.
Dedim:
Hayıflan, naza çek, yan yana yana
“Fırsatı ganimet” demem ki sana
Aksini söylesem gülersin bana
Çölde kırbaları delmekte nasip.
Dedi:
Delinsin kırbalar sızsın suyunu
Felek murat etsin bozsun oyunu
Gayri terk eder mi huylu huyunu
İkiyi bir edip ilmekte nasip.
Not: Bu bir ortak çalışmadır.
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Yıldızlama
Yarda seyrek sakal, yerde karınca
Derlemiş, denk etmiş azın azını
Tavukta hasretlik göğe varınca
Örselemiş keloğlanın kazını
Saksağana akıl verir kel karga
Saksofon methiye düzerken orga
Ayak basmayınca beyler. Kadırga
Ot bürümüş, ıtır örtmüş yüzünü
Kedi palazlanmış haram süt ile
Çakal yoldaş olmuş uyuz it ile
Kavgası var pirelerin bit ile
Kene var ki unutturmuş izini
Göle dadanınca ördek kaçığı
Karabataklarda döşün pöçüğü
Dikten dalar boynuzlunun küçüğü
Manda çalar aygır atın sazını
Cılız oğlak karıştırmış yuvayı
Akbabalar mesken tutmuş ovayı
Bu sene gömüye girmemiş ayı.
Tilki tutmaz olmuş han’ın sözünü
Semaya yükselir tül ince ince
Örümcek mahirce ağı örünce
Şivan düşer akreplere görünce
Yanılır, iğneler kendi dizini.
İtler ürer, keyfi olur kurtların
Yola çıksa ardı gelir dertlerin
Nefesi kesilir iki cırtların.
Üzerinde yırtar kaputbezini
Göğü kuzgunların göçü bürümüş
İzan sarp, yol yalın, yaya yürümüş
Harami kurtların içi çürümüş
Unutmuşlar haysiyetin yazını
Kartallar kargaya ömrünü sormuş
“Bu akıl işidir” cevabı almış
Altta köstebeği görünce dalmış
Kargaya vakfetmiş yürek közünü.
Martılar hamsiye hücum edende
Uykulu ayılar homurdar inde
Derler ki; “siper al, bir yere sin de.
Bir hamlede çıkar çaylak gözünü”
Kuyruğuna girmiş sivrisinekler
Bir tekmede sütü döker inekler
Bağımıza bağban olmuş dönekler
Yellozlar da çeker olmuş nazını
Çöplüğün arkası olunca yokuş
Çınarın dibine tuz döker baykuş
Haramzadeler ki, haremi alkış
Duyar hayat bulur, yazar tezini
Tazılar beğenmez körpe etini
Çullukçular arka tutar çetini!
Denilmedi daha sözün bütünü
İşte, söz yitirmiş sözün özünü
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ
Diyemem
Kendime atlastan bir dünya ördüm
Tül sarayda mutlu oldum diyemem
Atılan taşları yaralı gördüm
Taşın esrarını bildim diyemem
Dosta selâm saldım, olmaz oralı
Boynum bükük kaldı, ciğer yaralı
Felek sillesini vurdu vuralı
Hakikate nazar kıldım diyemem
Gözündeki yara gördü yâr beni
Sitemliydi, yara sürdü yar beni
Bir vefasız yâra verdi yâr beni
Sahrada Leyla’yı buldum diyemem
Dünyanın kaç kulaç boyuyla eni
Gaye idrak etmek bu serüveni
Gecenin zülfünde gündüz güveni
Ben bendeki pası sildim diyemem
Dünyanın ahvali kor beni derde
“Her hale tahammül göster” der birde
Yaşamanın yalan olduğu yerde
Kırk boşaldım, iki doldum diyemem.
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ
Yalnızlar Kıyısında
Sen korkalar korkağı, hak hukuktan korkarsın.
Erdemler bataklıkta (!) beziyorsun ey vah ey!
Dalkavuk rağbetinde kovukta kalan karsın.
Peş peşe karıncalar diziyorsun ey vah ey!
Ölümün gözüne dik bakmaya çalışıyor
Hayallerin körkütük, hürlüğe alışıyor
Özgürlük meydanında özürler buluşuyor
Yalnızlık kıyısında geziyorsun ey vah ey!
Güneş menzile varmaz, ayı karartmaz bakın
Hasrete gidenlerin eline verin çıkın
Boğazına ay takın, alnına yıldız çakın
Ölümünün resmini çiziyorsun ey vah ey!
Bu arkadaşlık, dostluk, çileye tezgâh açtı
Ne bir mal satabildi, ne hayal kuşu uçtu
Geride dört kuzucuk, kendi uçmağa göçtü
Elli dört yıla zehir eziyorsun ey vah ey!
Erdem: Yiğitlik ve doğruluk niteliklerinin genel adı
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ