Eğitim Sitesi

Çiğ Taneleri Şiiri

Çiğ Taneleri

Gül üstüne düşen çiğ taneleri

Susadım, susadım kandırın beni.

İçimi kavurdu aşkın yelleri,

Söndürün sinemi, söndürün beni.



Kapılmışım cefa, çile seline,

Düşmüşüm insafsız zalim eline,

Darılmış, küsmüşüm yaban eline,

Gönderin sılama, gönderin beni.



Kaçtığım dertlerim izimi buldu,

Kanadım kırıldı, yaprağım soldu,

Gülmeyi unuttum çok zaman oldu,

Güldürün yüzümü, güldürün beni.



Kederi gamı elimle getirdim,

Gönül bahçemde ne dertler bitirdim,

Kendi kendimde kendimi yitirdim,

Dönderin özüme, dönderin beni.



Yüce dağlar set olmuş yolum bağlar,

Gökler ses verirken bulutlar ağlar,

Coşkun sel gibidir durmadan çağlar,

Dindirin gönlümü, dindirin beni.

Ahmet ALPTEKİN Şiirleri

  

Ahmet Alptekin son kıtanın 2. mısrası
Gökler ses verirken bulutlar ağlar.
şeklinde olacaktır. 2005-02-14

Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.

Benzer Ahmet ALPTEKİN Şiirleri:

Süphan

Dumanlı başınla yüce göklerde,

Yıldızlarla, semayla konuşursun.

Eteklerin altın kumsalda, yerde,

Engin mavi sularla buluşursun.

Bir başkadır senin heybetin Süphan.



Arzın kalbinden fışkırdın göklere,

Yücelik kattın konduğun yerlere,

Eteğinle yayılmışsın düzlere,

Duruşun farklıdır başka dağlardan,

Alemi yandırır ateşin Süphan.



Ahlat,sarılmış eteğine, beline,

Sual olmaz kara, kışa, seline,

Garip köylüm bakar durur eline

Baharla birlikte canlanır her yan,

Halkımı doyurur himmetin Süphan.



Acın var bilirim, ama nerende?

Elif mi, Mahmut mu yandı sinende?

Bir garip sesler duyulur bazen de,

Yanık türküler söylersin durmadan,

Gönlümü kavurur yakışın Süphan.



Ad konurken ta ezelden dağlara,

Yaradan adını bahşetmiş sana,

Sözüm yoktur azametinden yana,

Korku salarsın düşmana uzaktan,

Kalpleri titretir bakışın Süphan.

Ahmet ALPTEKİN

Dut Ağacı

Kale içerisindeydi asıl soyun,

Dört kolun vardı, dört yana uzardın.

Yüksek değildi, kısacıktı boyun,

Şöyle böyle üç dört metre kadardın.



Arkadaşın yoktu,çevren bomboştu,

Denize yüz adım mesafedeydin.

Üzümsü meyven ne kadar da hoştu,

Bağdaki dutun yavrusu gibiydin.



Meyvelerin kankırmızı, kapkara,

Her gün biraz daha olgunlaşırdı.

Koşar uzanırdık yüklü dallara,

Kanın üstümüzde iz bırakırdı.



Çok kere dayak yerdik annemizden,

Üstümüz başımız kirlendi diye.

Yine de gelir, vazgeçmezdik senden,

Sen de bizi beklerdin o tepeye,



Van gölü, altın kumsal ve kara dut,

Bizim için asla vazgeçilmezdi.

Geldi geçti kalmadı eski umut,

Çocukluğun verdiği bir hevesti.



Son gördüğümde bir dalın kalmıştı,

Kurumuş, hayalete benziyordun.

Yıllar herşeyi elinden almıştı,

Derdin belli, geçmişi özlüyordun.



Ne üzülürsün canım dut ağacı,

Dünyaya kazık çakamazsın ya.

Bilirim dostlardan ayrılmak acı,

Olsun, sonunda toprak olmak varya.



İşte o zaman başka bir varlıkta,

Canlanır birleşen hücrelerimiz.

Uzak değil belki de çok yakında,

Seninle yeniden bütünleşiriz.

Ahmet ALPTEKİN

Sarhoş

Bir sarhoş gördüm

Kaldırım kenarında

Sereserpe uzanmış

Kimin umurunda!



Şişesi kendisinden

Üç adım ileride

Sadece ruhu değil

Çürümüş bedeni de.



Gören bakıp geçiyor

Hiçbir şey yokmuş gibi

Onun gözü hala şişede

Yanıyor gözleri şişe gibi.



Uzanıp aldı şişeyi

Yaladı... yaladı... yaladı.

Bakıp bakıp cemiyete

Ağız dolusu salladı.



Baştakilerden başladı

Nasibini almayan kalmadı

Daha da ileri gitti

İnancıma küfretti.



Duymaz olaydım keşke

Yaklaştım yanına

Tükürdüm suratına

K... herif! diye.



Az ötede bir karabaş

Bana sitemle baktı.

Hakarete uğramışçasına

Gözünden yaşlar aktı.

Ahmet ALPTEKİN

Çiğ Taneleri Şiiri