arslan budagav çok iyi 2005-02-21
Dut Ağacı
Kale içerisindeydi asıl soyun,
Dört kolun vardı, dört yana uzardın.
Yüksek değildi, kısacıktı boyun,
Şöyle böyle üç dört metre kadardın.
Arkadaşın yoktu,çevren bomboştu,
Denize yüz adım mesafedeydin.
Üzümsü meyven ne kadar da hoştu,
Bağdaki dutun yavrusu gibiydin.
Meyvelerin kankırmızı, kapkara,
Her gün biraz daha olgunlaşırdı.
Koşar uzanırdık yüklü dallara,
Kanın üstümüzde iz bırakırdı.
Çok kere dayak yerdik annemizden,
Üstümüz başımız kirlendi diye.
Yine de gelir, vazgeçmezdik senden,
Sen de bizi beklerdin o tepeye,
Van gölü, altın kumsal ve kara dut,
Bizim için asla vazgeçilmezdi.
Geldi geçti kalmadı eski umut,
Çocukluğun verdiği bir hevesti.
Son gördüğümde bir dalın kalmıştı,
Kurumuş, hayalete benziyordun.
Yıllar herşeyi elinden almıştı,
Derdin belli, geçmişi özlüyordun.
Ne üzülürsün canım dut ağacı,
Dünyaya kazık çakamazsın ya.
Bilirim dostlardan ayrılmak acı,
Olsun, sonunda toprak olmak varya.
İşte o zaman başka bir varlıkta,
Canlanır birleşen hücrelerimiz.
Uzak değil belki de çok yakında,
Seninle yeniden bütünleşiriz.
Ahmet ALPTEKİN Şiirleri
Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.
Benzer Ahmet ALPTEKİN Şiirleri:
Dört bir yanımıza pusular kurdun
Sessizliğimi hep teslime yordun
Gökten el edip çağıranlar gördün
Yükselen bayraklar iner mi sandın.
Feryatlar, figanlar yürekler dağlar
Sel oldu kanımız, Kuban’da çağlar
Kanayan yaramız kabuk mu bağlar
Verdiğin acılar diner mi sandın.
Dayamış sırtını sarp dağlarına
Sarılmış Elbruz’un yamaçlarına
Kurşunlar yağdırsan bile başlarına
Kafkaslar korkup da siner mi sandın.
Hazır bekler kamam, yamçım, eyerim
Çıkmaz aklımdan öz vatanım, yerim
Gün gelir atıma yine binerim
Gönlümdeki ateş söner mi sandın.
Bu devran dönecek böyle yürümez
Kararan gözleri korku bürümez
Menzile varmadan inan ölünmez
Alptekin davadan döner mi sandın.
Ahmet ALPTEKİN
Çığlık çığlık büyüsün sevincimiz,
Yaşasın , yaşasın bu cumhuriyet.
Dağlarda yankılansın gür sesimiz,
Yaşasın, yaşasın bu cumhuriyet!
Ellerde yine fenerler, bayraklar,
İnsan kaynıyor caddeler, sokaklar,
Bilinen bir türkü söyler dudaklar,
Yaşasın, yaşasın bu cumhuriyet!
Dağlar taşlar kuşlar dile gelsin,
Papatyalar, menekşeler, güller dersin,
Mutluluklar hep elele versin,
Yaşasın, yaşasın bu cumhuriyet!
Gönlümüz sevgiyle, neşeyle dolsun,
Kalkınsın Anadolu huzur bulsun,
Aydınlık yarınlar hep bizim olsun,
Yaşasın, yaşasın bu cumhuriyet!
Cihan, selam dursun al bayrağıma,
Vatanıma, taşıma, toprağıma,
Gelin, siz de katılın bu çağrıma,
Yaşasın, yaşasın bu cumhuriyet!
Ahmet ALPTEKİN
Gül üstüne düşen çiğ taneleri
Susadım, susadım kandırın beni.
İçimi kavurdu aşkın yelleri,
Söndürün sinemi, söndürün beni.
Kapılmışım cefa, çile seline,
Düşmüşüm insafsız zalim eline,
Darılmış, küsmüşüm yaban eline,
Gönderin sılama, gönderin beni.
Kaçtığım dertlerim izimi buldu,
Kanadım kırıldı, yaprağım soldu,
Gülmeyi unuttum çok zaman oldu,
Güldürün yüzümü, güldürün beni.
Kederi gamı elimle getirdim,
Gönül bahçemde ne dertler bitirdim,
Kendi kendimde kendimi yitirdim,
Dönderin özüme, dönderin beni.
Yüce dağlar set olmuş yolum bağlar,
Gökler ses verirken bulutlar ağlar,
Coşkun sel gibidir durmadan çağlar,
Dindirin gönlümü, dindirin beni.
Ahmet ALPTEKİN