Eğitim Sitesi

Bir Yıl Daha Geçti Gitti Şiiri

Bir Yıl Daha Geçti Gitti

Sağlık bilim Kurulu , derde derman aradı
Şifa arayanları, sağlıkçılar taradı
Sinovak ve Biontech, Mart’ta işe yaradı
Korona gerçeğiyle, yattığımız yıl bitti.

TURKSAT uydularından, beşinciyi de yaptık
Ortak firmalar bulup, yörüngeleri kaptık
Türk milleti olarak, sevinçten coşup koptuk
Haberleşme çağını, tattığımız yıl bitti.

Ekranlarda görünce, büyük küçük koşardık
Kişisel gelişimi, hep O’nunla yaşardık
Hocamı dinleyipte, kızanlara şaşardık
Doğan’ca fikirleri, tuttuğumuz yıl bitti.

On üç vatan evladı, GARA’ da yalnız kaldı
Şehadet uykusuna, karanlıklarda daldı
Kalleşçe saldıranlar, ömürlerini çaldı,
Yaslar içerisinde, yittiğimiz yıl bitti.

Görev yapmak uğruna, çıktılar hava yola
Nemrut dağı set oldu, verdiler Hak’tan mola
On bir şehidimiz var, yürekler yasla dola
Milletçe feryat figan, bittiğimiz yıl bitti.
*****
Korona belasından, aralıklı saf tuttuk
Bir buçuk metre ile, namazı da unuttuk
Camiler ıraklaştı, nefsimizi uyuttuk.
Sevinci buruk hale, kattığımız gün bitti.

Akdeniz’i bitirip, Karadeniz’e saptık
Fatih’le sondaj açıp, yeni sahalar kaptık
Amasra kuyusunda, doğal gaz keşfi yaptık
Gaz müjdesini alıp, gittiğimiz yıl bitti.

Gösterişli lüks hayat, başımızı döndürdü
Kripto para belası,  haneleri söndürdü
Dijital soyguncular, ilikleri sömürdü
Biri bin yaptım sanıp, sattığımız yıl bitti.

Şiddetli yağışlarda, altı canı sel aldı
Artvin heyelanında, halkımız mahsur kaldı
Yakınını arayan, çamurlu suya daldı
Balçığın içlerine, battığımız yıl bitti.

Elli ilde çıkan yangın, evi barkı kül etti
Binlerce mahlukatın, yaşam alanı bitti
Hainlerin yaptığı, artık canıma yetti
Zeytinin gölgesinde, yattığımız yıl bitti.

Okçumuz Mete ile, hedefe imza attık
Uzak doğularda, oku altına kattık
İtalyan okçuya da, TÜRK vuruşuyla çattık
Yayı oka sıkıca, ittiğimiz yıl bitti.

Altın madalya için, yıllarca hayal kurduk
Türk altın yumruğunu, Busenaz ile vurduk
Çinli Liu YANG’ı da, nakavtla ringde yorduk
Osmanlı tokadını, attığımız yıl bitti.


Bacağı olmasa da, bizimle vurur onlar
Hiç yalnız kalmazlar ki, bizimle durur onlar
Tüm müsabakalarda, geçilmez surdur onlar
Ampute rakiplere, çattığımız yıl bitti.

Özdemir ağabeyim, SİHA senle var oldu
Ürettiğin İHA’lar, ocaklara kor oldu
MAM isimli topunla, hain yerle bir oldu
Bölücünün inine, attığımız yıl bitti.

Mona Rosa eserinle, kalbimizde taht kurdun
Diriliş kaleminle, zulme karşı tek durdun
Sevip sayılanıydın, Doğu Batı tüm yurdun
Karakoç dizesini, tattığımız yıl bitti.

Beş B uydusunu da, yerli üretim yaptık
Haberleşme ağında, Ortadoğuya saptık
Uzay yörüngesinde, sekiz yeri de kaptık
Sema yolculuğuna, gittiğimiz yıl bitti.

Dokuz ülkeden sonra, aşıda yola çıktık
Elli yıllık tabuyu, Türk bilimiyle yıktık
Turkovak aşısını koronayada sıktık
SARIOĞLAN’a şifa, kattığımız yıl bitti.

SARIOĞLAN
02 Ocak 2022 Muş

Şenol KARA Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Şenol KARA Şiirleri:

Sen Ve Ben

Aynı bedende can olup, canına canan olan tüm aşıklara hitaben kaleme aldığım hece şiirimi siz değerli şiir dostlarıma ithaf etmek beni dün olduğu gibi bugünde onore edecektir...

SEN VE BEN
Leyla vü Mecnun gibi, aşıkların izin de
Şarkılara filmlere, konu olduk Sen ve Ben
Hastalıkta sağlıkta, diyenlerin sözün de
Filizlenmiş aşklara, orman olduk Sen ve Ben.

"Cicim ayları bunlar!"derken, yuvamız doldu
Peygamber sünnetiyle iki kızımız oldu
Hasret çeke çeke ömrümüz sararıp soldu
Sevgiliye koşana, ferman olduk Sen ve Ben.

Mutsuz aşklar sevgiyle, akar coşkun selinde
Hatıralar saklı hep, ince bir saç telinde
Diyar diyar gezdik biz, sevdaların elinde
Kanayan yaralara, derman olduk Sen ve Ben

SARIOĞLAN "Sevgilim!" der, söz aramız da
Soğuktan buz tutsak da, yaz aramız da
Kızıla çalan kül olsak da, köz aramız da
Sararan başaklara, harman olduk Sen ve Ben



Kaleme Alan Şair SARIOĞLAN
04 Aralık 2022
Soğuk bir Muş ilinden sıcacık duygularla...

Şenol KARA

Yek Vücut Olalım

"Hey gidi günler!" demek geliyor içimden...
Her gün...her saat...her dakika...
Eski günlere her daim dönmek istiyorum...
Her yıl...her ay...her mevsim...
Kundaktaki ağlayan bebek gibi
Masum ve tertemiz olmak istiyorum.
Her hafta... her Pazar...her Cuma...

Şimdi her yer....herkes bir başka...
Selam versem, dinimi sorgulayan çok.
Günaydın desem, mevkimi sorgulayan çok.
Elini öpsem, hatırını sorsam, yüzüne gülsem.
"Bir menfaati mi var!" diye sağa sola bakınan çok.
Ne hale geldik?
Biz kimiz, kimlerdeniz?
Acaba yaşıyor muyuz?
Yoksa meçhule giden bir filmin içerisinde...
Beyhude bir figüran, filmin taaa... kendisi miyiz?
Çocuklarımıza Z kuşağı dediler.
Gençlerimizi postmodern anlayışa bürüdüler.
Biz orta yaş grubu oldu iş kolik, adeta robot.
Ev ile iş arasında gidip gelen kısa bir anekdot.
Elli yaş  ve üzeri sağlığının derdine düştü.
Emeklilik ve yaşam arasında sıkışıp büzüştü.
Batıdan ne kötüyse onu aldık, her daim uyguladık.
Batı çoktaaan bıraktı...biz maalesef bırakamadık.
Çocuklarımıza yapmayın! etmeyin! dedik.
Biz söyledik....Biz dinledik....

Milli Bayram... Milli günler mazide kaldı.
O güzelim coşkulu provaların yerini!!!
Sınıfta yapılan sade, ruhsuz etkinlikler aldı.
On dokuz Mayıs denince stadlar coşup taşardı.
Polisimiz, Askerimiz marşlar eşliğinde
Dimdik ve kararlı tören alanından geçiş yapardı.
Tüm Vatanseverleri..  tüm Yurttaşlarımızı...
Derin bir duygu seline sokar...bizleri Selamlardı.

Tarihte ki kahramanlıkların yek amacı;
Bizlere bu ülkeyi kazandırmak...
Dönemsel farkındalığı rafa kaldırıp
Günümüz tarihi ile geçmişimizi...
Birbirine sımsıkı kenetleyip bağlamak.
Nasıl ki Malazgirt varsa...Çanakkale'de var.
Nasıl ki Otlukbeli varsa... Sakarya'da var...
Nasıl ki Fatih Sultan Mehmet varsa...
Mustafa Kemal Atatürk'de var.
Nasıl ki Kanuni Sultan varsa...
Kazım Karabekir'de var.
Osmanlı da biziz. Selçuklu da...
Karamanoğlu da biziz...Kuvâ-yi Milliye de...
Yek vücut olalım...Türk'üz! deyip yol alalım..
Bırakalım artık! üzerimize oynanan oyunları.
Bırakalım artık! menfaati uğruna vatanı satanları.
Sultan Mehmet'in dediği gibi;
"Biz toprakları değil, gönülleri fethediyoruz."
Sözünü; tevazu ve hoşgörü de düstur edinelim..
Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi;
"Uyuyan Milletler ya ölür, ya da köle olarak uyanır...!"
Sözünü de Bağımsızlığımızın yegâne anahtarı belleyelim.

Genç Kaleminiz Şenol KARA
10 Ekim 2021...Pazar..

Şenol KARA

Son Veda

SON VEDA...
Sevdiğini ebediyete uğurlamak var ya...
Çok zor...çok zor be dostlarım.
Yüzüne bakmak istersin, bakamazsın..
Elini tutmak istersin, tutamazsın..
Babaaa! ..Anaaaa!...diye seslenirsin
Duyan yok...Cevap veren hiç yok...
Sanki sevdiğin konuşacak gibi, konuşamaz.
Sanki Babacığın ağlayacak gibi, ağlayamaz.
Hele hele o kabirde geçirdiğin...
Son beş dakika yok mu.
Sevdiğin rahat etsin diye toprak atman yok mu
Ben de sevdiğimle kalayım burada!
Bende babama sarılıp yatayım burada!
Kabirden hiç çıkmayayım!
Benim üzerime de toprak atsınlar!
Diye, kara kara düşünüp durursun.
Mezarın başında toplanan cemaat
Bir sana, bir meftaya bakıp, seslenir;
"Biraz da baş ucuna toprak koy! biraz da ayak kısmına toprak koy! sevdiğin rahat uyusun!"
Çok zor...Çok zor be dostlarım.
Sevdiğini kefeniyle kıbleye çevirmek...
Sevdiğini daracık mezarında rahat ettirebilmek.
Bedeni canlanmasa da onunla vakit geçirebilmek..
Çok zor...Çok zor be dostlarım.
Sevdiğinin yüzüne son kez bakamamak.
Sevdiğinin bedenini koklayamamak.

Kefenin bağını çözmek yürek ister...
Bir an kefenin bağından tutup, sevdiceğinizi
dışarı çıkarmak istersiniz.
Babam ölmedi! yaşıyor...
Anam ölmedi! yaşıyor...Diyerek...
Boğazınız yırtılırcasına bağırmak istersiniz.
Ama yapamazsınız...Olmaz...Olamaz...
Mezar sus pus...Her yerde ölüm sessizliği.
Hani şarkılarda hep dinleriz ya;
"Yalan..Dünyada ölümden başkası yalan."
Artık her şey bitti! ölüm gerçeğiyle yüzleşme zamanı geldi, çattı! dersiniz kendi kendinize..
O an var ya..Dünya gözünüzde yok olur...
Ebedi aleme gitmek istersiniz...
Dünya, hayat, herşeyin bomboş olduğunu...
Mal, mülk, evlat herşeyin yalan olduğunu...
Sadece...Sevdiğin...Kabir....kefen...
Kara toprak ve Senden başka...
Kimseciklerin olmadığını...

Bismillah...Alameti Resulullah! diyerek;
Sevdiğinizin üzerine sert gürgen tahtalarını
Perde perde sıralarken...
Sanki dünya ile kabiri ayırıyorum sanarsınız.
Tahtaları birbirine vurdukça gelen o ses var ya
Sana ölümü hatırlatır...Sana berzahı anımsatır...
Tahtaları bir bir sıraladıkça...
Sevdiğiniz kabirde kaybolur.
Tahtaları birbirine vurdukça...
Çıkan ses, yüreğini ürpertir durur.
Adeta sevdiğinizin son kez size;
Beni bırakma! Beni bırakıp gitme! diye
Mezarından seslendiğini duyar gibi olursun.
Ama ne çare....Ayrılma zamanı geldi...
Sevdiğin...Baban...Anan...Gardaşın...
Yavaş yavaş...sessiz...sessiz...
Gözden kaybolur....Gider...
Ebedi aleme göç eder.
Ne yapalım dostlarım...
Beklemek boşuna...Mezarda kaç gün daha kalabiliriz ki...
Sevdiğinize veda edip gitme zamanı geldi.
Sevdiğini mezarlıkta tek başına yapayalnız bırakma zamanı geldi...Sevdiğini Münkir ve Nekir meleklerine teslim etme zamanı geldi...Deyip arkanıza baka baka mezarı terkedersiniz... Gözünüz yaşlı....Kalbiniz buruk...Yüreğiniz buz kesilmiş...Yüzünüz ve benziniz solgun..

O zaman aklınıza Hz.Ebubekir (R.A.)'in o müthiş sözü gelir;
"Kendin için kabir hazırlama, kendini kabre hazırla."

Genç Kaleminiz
Şenol KARA
06 Kasım 2021 Cumartesi

Şenol KARA

Bir Yıl Daha Geçti Gitti Şiiri