Eğitim Sitesi

Son Veda Şiiri

Son Veda

SON VEDA...
Sevdiğini ebediyete uğurlamak var ya...
Çok zor...çok zor be dostlarım.
Yüzüne bakmak istersin, bakamazsın..
Elini tutmak istersin, tutamazsın..
Babaaa! ..Anaaaa!...diye seslenirsin
Duyan yok...Cevap veren hiç yok...
Sanki sevdiğin konuşacak gibi, konuşamaz.
Sanki Babacığın ağlayacak gibi, ağlayamaz.
Hele hele o kabirde geçirdiğin...
Son beş dakika yok mu.
Sevdiğin rahat etsin diye toprak atman yok mu
Ben de sevdiğimle kalayım burada!
Bende babama sarılıp yatayım burada!
Kabirden hiç çıkmayayım!
Benim üzerime de toprak atsınlar!
Diye, kara kara düşünüp durursun.
Mezarın başında toplanan cemaat
Bir sana, bir meftaya bakıp, seslenir;
"Biraz da baş ucuna toprak koy! biraz da ayak kısmına toprak koy! sevdiğin rahat uyusun!"
Çok zor...Çok zor be dostlarım.
Sevdiğini kefeniyle kıbleye çevirmek...
Sevdiğini daracık mezarında rahat ettirebilmek.
Bedeni canlanmasa da onunla vakit geçirebilmek..
Çok zor...Çok zor be dostlarım.
Sevdiğinin yüzüne son kez bakamamak.
Sevdiğinin bedenini koklayamamak.

Kefenin bağını çözmek yürek ister...
Bir an kefenin bağından tutup, sevdiceğinizi
dışarı çıkarmak istersiniz.
Babam ölmedi! yaşıyor...
Anam ölmedi! yaşıyor...Diyerek...
Boğazınız yırtılırcasına bağırmak istersiniz.
Ama yapamazsınız...Olmaz...Olamaz...
Mezar sus pus...Her yerde ölüm sessizliği.
Hani şarkılarda hep dinleriz ya;
"Yalan..Dünyada ölümden başkası yalan."
Artık her şey bitti! ölüm gerçeğiyle yüzleşme zamanı geldi, çattı! dersiniz kendi kendinize..
O an var ya..Dünya gözünüzde yok olur...
Ebedi aleme gitmek istersiniz...
Dünya, hayat, herşeyin bomboş olduğunu...
Mal, mülk, evlat herşeyin yalan olduğunu...
Sadece...Sevdiğin...Kabir....kefen...
Kara toprak ve Senden başka...
Kimseciklerin olmadığını...

Bismillah...Alameti Resulullah! diyerek;
Sevdiğinizin üzerine sert gürgen tahtalarını
Perde perde sıralarken...
Sanki dünya ile kabiri ayırıyorum sanarsınız.
Tahtaları birbirine vurdukça gelen o ses var ya
Sana ölümü hatırlatır...Sana berzahı anımsatır...
Tahtaları bir bir sıraladıkça...
Sevdiğiniz kabirde kaybolur.
Tahtaları birbirine vurdukça...
Çıkan ses, yüreğini ürpertir durur.
Adeta sevdiğinizin son kez size;
Beni bırakma! Beni bırakıp gitme! diye
Mezarından seslendiğini duyar gibi olursun.
Ama ne çare....Ayrılma zamanı geldi...
Sevdiğin...Baban...Anan...Gardaşın...
Yavaş yavaş...sessiz...sessiz...
Gözden kaybolur....Gider...
Ebedi aleme göç eder.
Ne yapalım dostlarım...
Beklemek boşuna...Mezarda kaç gün daha kalabiliriz ki...
Sevdiğinize veda edip gitme zamanı geldi.
Sevdiğini mezarlıkta tek başına yapayalnız bırakma zamanı geldi...Sevdiğini Münkir ve Nekir meleklerine teslim etme zamanı geldi...Deyip arkanıza baka baka mezarı terkedersiniz... Gözünüz yaşlı....Kalbiniz buruk...Yüreğiniz buz kesilmiş...Yüzünüz ve benziniz solgun..

O zaman aklınıza Hz.Ebubekir (R.A.)'in o müthiş sözü gelir;
"Kendin için kabir hazırlama, kendini kabre hazırla."

Genç Kaleminiz
Şenol KARA
06 Kasım 2021 Cumartesi

Şenol KARA Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Şenol KARA Şiirleri:

Sen Oğul

SEN OĞUL...
Yazın içerisinde, kışa yer vermediysen
Sabırlıyım ben deyip, kalamazsın sen oğul
Gündüz bitecek deyip, akşama ermediysen
Şükreden bir kul gibi, olamazsın sen oğul.

Gençliğim bitmez deyip, zevk-ü sefa çektiysen
Günahım hiç yok deyip, daldan dala sektiysen
Helal kazancını da, haramlarla ektiysen
Cenazende helallik, alamazsın sen oğul.

Ellerim hiç buruşmaz, böyle kalır sandıysan
Kul Sarıoğlan gibi, gençliğine kandıysan
Haramı helal sayıp, bulduğuna bandıysan
Arkandan dua eden, bulamazsın sen oğul.

İyiliği bırakıp, kötü yola girdiysen
Bela musibetleri, yollarına serdiysen
Garibanı hor görüp, eza cefa verdiysen
Sırat-ı Müstakîm'e, gelemezsin sen oğul.

SARIOĞLAN
26 Aralık Pazar
Karlı bir Muş akşamında...

Şenol KARA

Dilimiz Olmadan

Ben, sizin "DİLİNİZİM"
Benim sayemde duygularınızı aktarır,
Düşüncelerinizi bana yansıtırsınız.
Ben ki sizin ses dünyanızım.
Zekanız keskinse...
Ruhunuz ve duygunuz derinse...
O bende, benim gizli dünyamda saklı kalır.

Ben, sizin "DİLİNİZİM"
Sizin diğer milletlerden farkınızım.
Milli benlik denince, akla ilk ben gelirim.
Milli duygu ve düşüncede, her daim en öndeyim.
Milleti oluşturan fertleri;
Önce birbirine yaklaştırır...
Sonrasında esaretten kurtarırım.
Ana..Baba.. bacı..gardaş...
Aynı dili konuşturur, birbirine bağlarım.

Unutma Türkiyem...
Unutma...Unutturma...
Kültür değerlerimiz benimle ifadesini bulur.
Kendimize özgü dilimiz olmadan
Ne edebiyatımız...Ne edebiyatçımız...
Ne sanatımız...Ne de sanatçımız iflah olur..
Ben yoksam; ahlaksız, ananesiz...
Bir toplum olursunuz.
Ben yoksam; hatırasız, kalpsiz...
Yok olursunuz.
Sorarım size!
Zihinden yoksun bir millet
Yaşayabilir mi?
Sorarım size!
Dilsiz bir millet
Varlığını sürdürebilir mi...

Genç Kaleminiz Şenol KARA
EYLÜL 26...Pazar...2021

Şenol KARA

Ben Yine Sus Pus...

Hafif hafif...Tane tane kar yağarken
Şubat soğuğunda;
Onun yolunu gözlüyorum.
Onun sokağında, O'nu bekliyorum.
Köhne sokak lambalarının ışığında
Zemheri ayazında, yolunu gözlüyorum,
Belki beni affeder diye.

Elimdeki beyaz orkideler
Soğuktan çoktan donmaya başladı bile.
Varsın donsun!...Benim aşkım var!
Ben aşığım!...Aşkım içimi ısıtır!
Diye diye, kendi kendimi avutuyorum.
Kar ve ayaz şiddetlendi.
Soğuktan ellerimi hissetmiyorum artık.

Dakikalar durdu duracak...
Yelkovan, akrepe sesleniyor;
Gelen giden var mı! diye.
Yok...yok...Gelen de yok giden de....




Tam gidiyordum ki...
Bir ayak sesi geldi....
Oh be! .Nihayet!.Geldi! dedim. Kendi kendime....
Ona sevdiğimi haykırabilirim! artık.
Ona; Gitme! Beni terketme! diyebilirim.
Derken...Diyeceğimi beklerken... .
Yanımdan....Yüzüme bile bakmadan..
Beni hiç umursamadan
Çekti ve gitti...

Ah! Ahhh! Yüreğime yine söz geçiremedim..
Gelmedi. Sevdiğim yine gelmedi...
Gelmedi. Sevdiceğim yine gelmedi...
Ben yine yalnız...Yine biçareyim...
Ben yine sus pus....Yine avareyim...

06 Şubat Pazar...
Sarıoğlan...
Muş...

Şenol KARA

Son Veda Şiiri