Eğitim Sitesi

Bektaşi Fıkraları

Bektaşi Fıkraları

Peşin Kılınan Namaz

Hocayla bir Bektaşi birlikte yola çıkmışlar, bir süre sonra hoca:
- Namaz saati! demiş, başlamış kılmaya...

Rekat üstüne rekat, selam üstüne selam...
Bektaşinin beklemekten canı sıkılmış, hoca namazı bitirince sormuş:
- Yahu bu ne uzun namaz böyle?
- Kazaya kalmış namazlarım vardı, onları eda eyledim!

Bektaşi:
- Eh ben de bir namaz kılayım! demiş ve başlamış namaza...
Ama ne namaz, bitmiyor, sonunda hoca dayanamamış:
- Erenler, senin namaz da uzun sürdü!
- Önümüzdeki haftanın namazını kıldım!
Hoca şaşkınlıkla sormuş:
- Yahu olur mu böyle şey?
Bektaşi gülerek cevap vermiş:
- Yukarıdaki senin veresiyeni kabul ediyor da, benim peşinimi niye kabul etmesin?

Fıkracı

Nefesini Tüketme

Bektaşi'nin biri hocaya sormuş:
- Hoca, Allah nerededir?
Hoca başlamış:
- Allah ne yerdedir, ne göktedir. Ne sağdadır ne soldadır. Ne aşağıdadır ne yukarıdadır. Ne kuzeydedir ne güneydedir.
Bektaşi lafı gediğine koymuş:
- Boşuna nefesini tüketme hoca. "Allah yoktur" diyeceksin ama dilin varmıyor, lafı dolandırıp duruyorsun. Anladım...

Döndü

Beygir ve Eşek

Bir Hoca ile bir Bektaşi dervişi yol arkadaşı olmuş. Hocanın bir beygiri dervişin de bir eşeği varmış. Mevsim yaz olduğundan akşamüstü bir çayırlık mahalle civarında geceyi geçirmeye karar vermişler. Heybelerindeki nevaleden beraberce yiyip biraz konuştuktan sonra yatıp uyuma vakti gelince Hoca “Yarabbi, beygirimi sana emanet ettim, sen koru.” demiş.

Bektaşi de, “Şeyhim, benim eşeği de sen bekle.” demekle hoca hayretle, “Allah'a emanet et, günaha giriyorsun" demiş ise de derviş aldırmamış. Yatıp uyumuşlar. Ertesi sabah kalktıkları zaman hocanın beygiri meydanda olmadığı halde Bektaşi'nin eşeği orada otlayıp duruyormuş. Bu hali gören hoca hayretle, “Bu nasıl şey” Allah'a emanet ettiğim beygir gitmiş, Bektaşi'nin eşeği duruyor” diye söylenmeye başlayınca derviş, “Bunda hayret edilecek bir şey yok. Allah'ın kulu bir sen değilsin. Beygiri diğer kuluna verdi. Halbuki bizim şeyhin yegane dervişi benim. Tabii malımı sabaha kadar bekledi” diyerek hocayı da güldürmüş.

fıkraoku.com

Allah'tan

Bir Bektaşi her ne olursa olsun "Allah'tan" dermiş. Bir gün bir külhanbeyi, bu Bektaşinin ensesine sultani bir sille aksetmiş. Bektaşi arkasına dönünce külhanbeyi, “Baba efendi!, ne bakıyorsun, Allah'tan, demiş.

Bektaşi hiç düşünmeden cevap vermiş;
- Amenna, be imanım, ben de Allah'tan olduğunu biliyorum ama hangi pezevengin eliyle yaptırdı diye merak ettim de ona bakıyorum.

fıkraoku.com

Sultan Murat'la Karşılaşma

Dördüncü Murat'ın yaptığı yenilikler arasında içki ve tütün içme yasağı vardı. Sultan Murat bizzat kendisi halk arasında kontrollerde bulunuyordu. Bunun için geceli gündüzlü teftişler yapıyordu. Bir gece Edirne kapısının dışına çıkınca pencerelerden ışık sızan bir bina gördü.
Herkesin uyuduğu saatlerde, bu ışığın yanmasını hayra alamet görmedi. Burası gözden uzak olup, tiryakilerin oturup çubukla tütün içtiği yerdi. Padişah karşısına çıkan babayani adama selam verdi.
Kahveci yeni gelenin de çubuk içmek için geldiğini zannetti. Hemen doldurduğu çubuğu kendisine uzattı. Padişah, kahveciye şöyle dedi:
- Tütün içmenin yasak olduğunu bilmiyor musun baba?

Kahveci de pişkin bir tavırla:
- Erenler uzun etme, haydi çubuğundan çek ve otur.

Padişah da sert bir ses tonuyla:
- Padişahın emirlerine karşı gelmek ne demek biliyor musun?

Onun katı bir ses tonuyla konuşmasından şüphelenen kahveci:
- Adınızı bağışlar mısınız?
Deyince
- Murat
Demişti. İyiden iyiye şüphelenen kahveci eli ayağı titreyerek;
- Sultanlığı da var mı?
Diye zorlukla bir soru daha sordu.
Padişah hiddetle;
- Evet
Der demez, kahveci hemen kendisini yanındaki masanın üstüne boylu boyunca atıverdi ve sözlerini şöyle bitirdi:
- Öyle ise buyurun cenaze namazına deyip gözlerini kapatmıştı

Osmanlı Fıkraları

Halt Etme

Sultan II. Mahmut döneminde bir Ramazan günü zaptiyeler bir Bektaşi babasını rakı içerken suçüstü yakalar. Padişaha götürürler. Bektaşi rakı şişesini saklayarak huzura çıkar. İkinci Mahmut sorar:
- Erenler, elini göster.
Bektaşi sol elini gösterir. Diğeriyle şişeyi saklar.
- Öteki elini de göster.
Baba arka arkaya yürüyerek duvara gelip dayanır. Şişeyi duvarla sırtı arasında sıkıştırarak iki elini birden gösterir.
İkinci Mahmut bu sefer şu emri verir:
- Şimdi öne doğru gel.
Bektaşî dayanamayarak der ki:
- Halt etme Mahmut, bana şişeyi kırdıracaksın

fıkraoku.com

İftar Daveti

İkinci Abdülhamid'in son devirlerinde Edirne'de vali ve kumandan bulunan
Müşir Ârif Paşa, Ramazan günlerinde, vilâyet ve ordu erkânına mükellef iftarlar yaparmış. Yine böyle bir dâvet günü, iftar edildikten sonra paşa:
- Haydi efendiler! Namazı da birlikte kılalım, der.
Davetliler arasında bulunan Bektaşî bir topçu binbaşısı ceketinin cebinden
davetiyeyi çıkarıp baktıktan sonra tekrar cebine koyarak şöyle der:
- Efendimiz, davetiyenizde yalnız iftar yazılı olup namaz kaydı yoktur!

fıkraoku.com

Alınyazısı

Meşrebin Padişaha karşı olan davranışlarını gören şeyhülislam, Meşrebe:
- Tövbe et, divane, kâfir! der.
- Bir soruma cevap verir misiniz? Diye sorar Meşreb.
- Sor ama cahillik edip, hakaret etme! Der şeyhülislam.
- Allah'ın, insanları yaratırken alınlarına işleyecekleri günah ve
sevaplarını yazdığı doğru mu?
- Doğru.
- Benim alnımda kâfir mi yoksa mümin mi yazıyor?
- Buna ilmi bilinmezlik denir. Onu Allah'tan başkası bilemez.
- O zaman neden "tövbe et, kâfir oldun!" diyorsun, diye cevap
verir, Meşreb.

dersimiz.com

Hülle

Bir Sünni üç kez "boş ol" diyerek hanımını boşamış, daha sonra pişman olup hocaya giderek geri almak istediğini söylemiş Hoca da:
-Bu mümkün değil, tek çaresi var o da hülle,
demiş ama adam razı olmamış Hoca demiş ki:
- Birde Bektaşi'ye danış onlar belki bir yol gösterir,
demiş adamda Bektaşi'ye gitmiş durumu anlatınca Bektaşi sormuş
- Şartı sen mi ettin yoksa eşin mi,
demiş adam da
- Ben ettim. demiş. Bektaşi'de demiş ki;
- O zaman kadının suçu yok, hülle sana düşer hadi ğit demiş

Zafer

İstemezük

İstanbul'un meşhur ayaklanmalarının birinde padişah sarayının etrafını kuşatan halkın "istemezük, istemezük" diye bağırmalarına hiçbir şeyden habersiz içkili Bektaşi de katılır, o da "istemezük, istemezük" diye bağırmağa başlar. Neyi istemediklerini anlamak maksadıyla halkın arasına katılan padişah soruşturma neticesinde sadrazamı istemediklerini anlar.
Bu arada padişah Bektaşî'yi de sorguya çeker. Hiçbir şeyden haberi olmayan baba erenler:
- Ben meyhaneci Anastas'ı birkaç günden beri şaraba fazla su kattığı için istemiyorum, deyince bu cevaptan hoşlanan padişahın ihsanına nâil olur.

fıkraoku.com

Kim Haklı?

Bir paşa bazı yakınlarıyla bir gün oturup satranç oynamaktayken bir taşın hareketinde anlaşmazlık olur. Esasen haksız olan bu kişi etrafındakilere hitaben:
- Yahu, siz de izliyorsunuz. Kim haklı ve kim haksızdır, söyleyiniz, der ise de kimse ses çıkarmaz. Tam o sırada bir Bektaşi babası odaya
girer ve:
- Paşam, siz haksızsınız, der. Paşa hayretle:
- Baba efendi, siz henüz geldiniz. Bir şey görmediniz, deyince, baba:
- Eğer siz haklı olsaydınız bu kadar kalabalık sorunuza karşı suskun kalmazdı. Onların suskunluklarından anladım ki siz haksızsınız, diyerek güzel bir ders verir.

Meryem

Buyurun Cenaze Namazına

İçkinin şiddetle yasak olduğu bir zamanda, gizli meyhanelerden birinde içen Bektaşi, salına salına giderken birden bire tanıdık bir yüz ile karşılaşmış.
Hemen teklifsizce elini o çehre sahibinin omuzuna koyarak, sormaya başlamış.
- İmanım, seni iyice gözüm ısırıyor. Acaba nerede gördüm, Fenerdeki Çardaklı meyhanede mi?
- Hayır.
- Öyleyse, Tavukpazarı'ndaki Küprü'de.
- Hayır.
- Eh, o halde, mutlaka Uzunodalar'da.
- Hayır.
- Allah Allah... Bari söyle de meraktan kurtulayım.
- Herhalde sen beni selamlık ettiğin zaman görmüş olacaksın.
Bektaşî karşısındaki adamın padişah olduğunu anlamış. Artık söyleyecek söz bulamamış. Hemen oraya sırtüstü yatarak:
- Ey ahali... Ben kalıbı değiştiriyorum, buyurun cenaze namazına, diye
bağırmış.

fıkraoku.com

Fıkralar Ana Sayfa

Diğer Bektaşi Fıkraları

1 [2]3 4 5 ... Son Sayfa

Bir Fıkranızı Paylaşın...

Bektaşi Fıkraları Arşivinde Toplam 73 Fıkra Kayıtlıdır.