Eğitim Sitesi

Atatürk Şiiri

Atatürk Şiiri | MELİS YAŞAR

Atatürk

BU MİLLETİ ÖLÜMDEN,
SEN KURTARDIN ATATÜRK.
YURDU KURDUN YENİDEN,
EY KORKUSUZ BÜYÜK TÜRK.

ÖNDER OLDUN MİLLETE,
YURTTAN KOVDUN DÜŞMANI.
YAŞIYORSUN KALPLERDE,
SENLE KURDUK YARINI.

add

tag Atatürk şiiri eğitici şiirler okul şiirleri öğretici şiirler öğrenci şiirleri amatör kısa şiirler

Atatürk Şiiri Hakkında Yorum Yazın

  

Atatürk Şiiri Hakkındaki Yorumlar

İsrasu kısa ama güzel 2017-11-14

dilara çok guzel bir şiir 2015-10-15

neslişah güzel şiir :) 2015-04-07

Yazılan son 3 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 3 yorum yazılmış.

Benzer Atatürk Şiirleri

Önder

Atatürk uluydu,
nice genç coşturdu.
o en büyük önderdi,
ne de güzel kurucuydu.

nice gönül coşturan,
o ulu önderi
vatan sevgisi büyüktü,
o asla unutulmaz ki.

özgürlüğe koştuk,
hepimiz onun sayesinde.
önderlerin en büyüğü,
hep yatar kalbimizde.

Esin SERT

Atatürk

(Kurtuluş Savaşı)

Vatan işgal olunca yurdu bir hüzün bastı
Osmanlı hasta dendi herkes ümidin kesti
İstanbul'dan Samsun'a hırçın bir rüzgâr esti
Yırttı şark-ı şimal-i resti çekti Atatürk.

Amasya tamimiyle ölü toprağı kalktı
Vatanı namus bilen bu millet böyle halktı
Erzurum'da çekilen fotoğrafa bir baktı
Anadolu'm Sivas'ta resti çekti Atatürk.

Nasıl geldiler ise öğle gideceklerdi
Kuvay-i Milliye'yi tanıyıp bileceklerdi
Ya burayı terk edip ya da öleceklerdi
Ankara'dan dünyaya resti çekti Atatürk.

İngiliz'in uşağı Yunan İzmir'e çıktı
İçimizdeki Rum'la birlikte yıkıp yaktı
Erkek kadın demeden çocuğa süngü taktı
Hesap görülür diye resti çekti Atatürk.

Hesap yanlış olsa da ilerliyordu düşman
Geçtikleri yerlerden yükseliyordu duman
Eskişehir Bilecik hattında zaman zaman
Dur diyerek düşmana resti çekti Atatürk.

Biliyordu bu millet özgürlüğe sevdalı
Malazgirt'ten bu yana dünya Türk'le davalı
Kadınların sırtında cephanenin çuvalı
Milli birlik diyerek resti çekti Atatürk.

Düzenli bir orduyu görünce düşman şaştı
Geldikleri tepeye geriye doğru kaştı
Sakarya'da Afyon'da bir bir cepheler düştü
Kocatepe sırtından resti çekti Atatürk.

Başkomutan emriydi ya istiklal ya ölüm
Mehmetçik aldı emri bitmeliydi bu zulüm
Dökülünce denize boğuldu çoğu zalim
İzmir'in meydanından resti çekti Atatürk.

Otuz Ağustos günü yurtta bayram edildi
Zafer Türk'ün diyerek anlaşmaya gidildi
Lozan'da Cumhuriyet sınırları çizildi
Yeni bir devlet diye resti çekti Atatürk.

Kayaturan kurbandır toprağına taşına
Rastlamadım dünyada al bayrağın eşine
Türkiye Türk devleti herkes baksın işine
Ankara'dan dünyaya resti çekti Atatürk.

Şevki KAYATURAN

Şevki KAYATURAN

Mustafa Kemal'in Atı

Daha da parlamıştı güzelleşmişti al at
Mustafa Kemal'in bindiği günden beri.
Sanki bilinmez bir rüzgârla dolmuştu
Göğe göğe kalkıyordu alevden başıyla
Uçar ayaklariyle oyuyordu yeri.

Kimseyi bindirmiyordu üstüne artık
Bindirmez ya, Mustafa Kemal'in atı o.
Bunca at arasında neden onu seçmişti,
Nasıl tutmuştu ak elini alnında
Artık dağın taşın saltanatı o

Çok zorladı suvari alayının yiğit binicileri
Al ata binebilmek imkânsız.
Öyle damarlanıyordu ki derisi bir sızı duyuyorlardı.
Öyle çılgınlaşıyordu ki köpük köpük
Nerdeyse düşecekti nârin allığıyla cansız.

Alay kumandanı aldı işi demir avucuna
Bir alay bir ata vuramaz mı gem?
Kendi denedi yanık bilgisiyle yılların,
Sustu karşıdan dehşetle, kaygıyla, hayranlıkla bütün suvariler
Al at, al at, deli ve muhteşem.

Aylar geçti aradan
Binicisiz al at başı boş dolaşıyordu.
Arpanın yulafın samanın vakti kurudu kara toprakta,
Alaya öyle nekes günler geldi ki
Kısmette bir avuç ot bile bulmak zordu.

Atların yemleri gayri kısık mı kısık
Azbuz ağaç kabuğu, keçi boynuzu, küsbe.
Söyleniyordu öbür atlar aralarında al at için
"Bizimle torba takan bu, ne işe yarar,
Bu, at değil süs be."

Suvariler düşündü ki kısıma küçücük bir çare var.
Nasıl olsa faydasız,
Parmakları acılı, gözleri bulanık,
Bir sabah tımarında al atı saldılar.

Hemen çekildi al at bozkıra
Ancak bir kuşun atımı, ne çok ne az.
Alay nereye gitse o da peşinde gidiyordu ufuktan,
Kötülüyordu, bakımsız gün gün garip,
Felek kimsede parıltısını bırakmaz.

Öyle incelmişti ki boşlukta
Yaşıyan sanki rüzgârlarıydı.
Eski sevdalar kadar uzak,
Bir yaprak düşmüştü içinden,
Sarıydı.

Al at çağırmalarını duymazlığa getiriyordu,
Pişman olmuştu suvariler ta baştan ama.
Yalnız ilişiğini kesmemişti hiç
Dağdaki boz kayadan kızaran gök üstünde hareketsiz duruyordu
Her akşam istiklâl Marşı'yla yapılırken yoklama.

.......................................

Bir gün girdi alay en çetin savaşına
Kılıçtan arta kaldı toprak.
Yaya cengi can komadı alanda
Açıldı göğe doğru
Gönülle al kan, göğüsler ak.

Sürdü döğüş akşamaca
Şanlı alay çekilmek emrini aldı.
Ağırdı sillesi kaderin
At kopmuş, kılıç kopmuş, göğde kopmuş
Suvari alayı koca bir masaldı.

İşte ansızın hücum dört nalında al at
Gelirdi alayın önüne düşman tarafından, geri giderdi.
Şaşırdı herkes,
Herkes düşündü söylediğini ecelin:
Al at acap en derdi?

Sezdi alay kumandanı durumu hemen
At bin diye haykırdı yönlere
Yel oldu ölümlerden öte cümlesi,
Vardılar bir solukta yamaçlardan
Düşmanın ardçı koyup kaçtığı yere.

Düştüler peşine yurda el atmışların,
Buğday büyüyüşiyle rahat,
Su çağlayışıyla çabuk,
Yıldız akışıyla şahlanmış
En önde bir sancak misali al at.

Alay uzandı gerisine doğru büyük düşman birliklerinin
Saldırırken cephelerden ordu.
Kılıç aydınlığı doldurmuştu bayırı düzü gökçe,
Parlarken kuvvet üstünde hak
Can ecelden görünmüyordu.

.................................

Zaferden sonra çok aradı alay Mustafa Kemal'in al atını
Al at sır olmuştu yaşamakta.
Kimi uçmuş dedi ardına göğün,
Kimi yatır olmuş dedi vatanın yüce uykusu kadar
Ama bir parıltı vardı uzakta

Ki parlar bağzı günler akşam yoklamasında
Bir yele, bir köpük, bir dört nal hızıyla batı.
Nakşolur mavilik üstüne efsaneden
Bin kırmızıyla, bin rüzgârla, bin şahadetle
Mustafa Kemal'in al atı

Behçet Kemal ÇAĞLAR

Behçet Kemal ÇAĞLAR

Atamın Fendi

Atamın fendi
Düşmeni yendi.
Cesaretini
Dünya beğendi.

Yirmi üç Nisan
Mutluyuz her an
Dünyada herkes
Atama hayran.

Düşman kovuldu
Meclis kuruldu.
Sonunda Atam
Kahraman oldu.

Bizler hepimiz,
Şanlı milletiz.
Dünya biliyor
Büyük devletiz.

Kasım KAPLAN

Kasım KAPLAN

Atatürk Şiirleri, Atatürk Şiiri