esra çoooooooooooooook güsel
Atatürk Şiiri | Şevki KAYATURAN
Atatürk
(Kurtuluş Savaşı)
Vatan işgal olunca yurdu bir hüzün bastı
Osmanlı hasta dendi herkes ümidin kesti
İstanbul'dan Samsun'a hırçın bir rüzgâr esti
Yırttı şark-ı şimal-i resti çekti Atatürk.
Amasya tamimiyle ölü toprağı kalktı
Vatanı namus bilen bu millet böyle halktı
Erzurum'da çekilen fotoğrafa bir baktı
Anadolu'm Sivas'ta resti çekti Atatürk.
Nasıl geldiler ise öğle gideceklerdi
Kuvay-i Milliye'yi tanıyıp bileceklerdi
Ya burayı terk edip ya da öleceklerdi
Ankara'dan dünyaya resti çekti Atatürk.
İngiliz'in uşağı Yunan İzmir'e çıktı
İçimizdeki Rum'la birlikte yıkıp yaktı
Erkek kadın demeden çocuğa süngü taktı
Hesap görülür diye resti çekti Atatürk.
Hesap yanlış olsa da ilerliyordu düşman
Geçtikleri yerlerden yükseliyordu duman
Eskişehir Bilecik hattında zaman zaman
Dur diyerek düşmana resti çekti Atatürk.
Biliyordu bu millet özgürlüğe sevdalı
Malazgirt'ten bu yana dünya Türk'le davalı
Kadınların sırtında cephanenin çuvalı
Milli birlik diyerek resti çekti Atatürk.
Düzenli bir orduyu görünce düşman şaştı
Geldikleri tepeye geriye doğru kaştı
Sakarya'da Afyon'da bir bir cepheler düştü
Kocatepe sırtından resti çekti Atatürk.
Başkomutan emriydi ya istiklal ya ölüm
Mehmetçik aldı emri bitmeliydi bu zulüm
Dökülünce denize boğuldu çoğu zalim
İzmir'in meydanından resti çekti Atatürk.
Otuz Ağustos günü yurtta bayram edildi
Zafer Türk'ün diyerek anlaşmaya gidildi
Lozan'da Cumhuriyet sınırları çizildi
Yeni bir devlet diye resti çekti Atatürk.
Kayaturan kurbandır toprağına taşına
Rastlamadım dünyada al bayrağın eşine
Türkiye Türk devleti herkes baksın işine
Ankara'dan dünyaya resti çekti Atatürk.
Şevki KAYATURAN
Atatürk kurtuluş savaşı Atatürk şiirleri Atatürk ile ilgili şirler eğitici şiirler öğretici şiirler seçme güzel şiirler
Atatürk Şiiri Hakkında Yorum Yazın
Atatürk Şiiri Hakkındaki Yorumlar
Yazılan son 5 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 5 yorum yazılmış.
Benzer Atatürk Şiirleri
Atatürk
Yurdumun üstüne bir güneş doğdu
Düşmanı denize attı Atatürk.
Sakarya, Samsun'da yağmurla yağdı
Kocatepe'lerde yattı Atatürk.
Millete Emanet bıraktı yolu
Bu yoldan gidenler Kemal'in kolu
Mehmetlerin kalbi cevherle dolu
Halkıyla güverdi, bitti Atatürk.
Bizim için verdi canla, varını
Gençliğe armağan etti yarını
Düşünmedi zarar ile karını
Kalple cihanı feth etti Atatürk.
Unutamam asla bu mutlu günü
Senin için andım geçmişi, dünü
Yirmi Üç Nisan'la, On Kasım günü
Yüreğimi yaktı, gitti Atatürk.
Güneyin kızı- Münevver DÜVER
Münevver DÜVER
ATATÜRK
Kalbimde büyük sevgin,
Adın düşmez dilimden.
İzinden yürüyorum,
"Türk'üm, doğruyum" derken.
Sen büyük Türk, Atatürk!
Aydınlık bir ufuksun.
Küçücük yüreğime,
Sığmayan gururumsun.
Ülkü Duysak
Ülkü Duysak
Mustafa Kemal'in Elleri
Elleri konuşuyor Mustafa Kemal'in;
Zaferi, barışı yaratmış elleri.
Hürriyeti, saadeti, adaleti
Sevgiyle dağıtmış elleri.
Elleri konuşuyor Mustafa Kemal'in,
İçli, temiz, mert elleri,
Bütün nimetlerini sunmuş bize
Türk sofrası gibi cömert elleri.
Elleri konuşuyor Mustafa Kemal'in;
Öğretmen elleri.
Bir tahta başında, bir kürsüde
Bize bizi öğreten elleri.
Elleri konuşuyor Mustafa Kemal'in;
Işık, deniz, sel elleri.
Bizi her şeyden çok seven
Güzel elleri.
A. Hikmet PAR
A. Hikmet PAR
Bigalı Köyü'ndeki Atatürk Evi
Geniş tahta kapıdan girince içeriye
Gördüğüm taş döşeli o küçük bahçe; dardı
*
Şimşirlerle bezeli gül kokan bu bahçede
İnsana huzur veren kutsi bir hava vardı.
Dut ağacı altında dinlenen eski kuyu
Bir zafer türküsünün şevkiyle bakmaktaydı.
*
Kırık tahta çıkrığı bakarken tepesinden
"Atatürk'ü ben gördüm! " der gibi hali vardı.
*
Yüz yılın dahisini ağırlayan yaşlı ev
Geniş tahta kapının hemen sol yanındaydı.
Duvarlar düzgün taştan içi de tahtadandı.
Kuşlarla..yıldızlarla..çamlarla konuşurdu
Güvem erik..ahlatlar..onun eski dostuydu
*
Tahta basamaklarla çıkılırdı üst kata
Tavan ve zemin tahta, trabzanlar tahtaydı.
Gıcırdardı yürürken tahtadan döşemeler
Bu sesle çekilirdi ancak zifir geceler.
*
Ve küçük tahta hole üç kapı açılıydı
Kuyuya bakan oda tam da karşınızdaydı.
*
Bu odada yatmıştı sarışın genç komutan.
Bu odada dinlendi gök bakışlı kahraman
Tahtadan musandraya asarken giysisini
Düşünmekteydi mutlak düşmanın hançerini!
*
Yola bakan odada toplandılar o gece
Mehtabın gözlerine bakarken üç pencere
Gaz lambası alevi titrerken duvarlarda
Bir dev oturmaktaydı şimdi tahta masada!
*
Kalemini kaldırıp baktı oturanlara
Dedi ki:
-Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini
Boğaz'ı geçmek ister itilaf kuvvetleri
Toplarıyla yakıyor-yıkıyor tepeleri
Ölüm kusmakta her an donanma gemileri!
*
O an, mavi gözleri lambadaki ışıktan
Ve gökteki yıldızdan daha parlak yanarak
Oturduğu masadan Boğaz'ı görür gibi
Aydınlattı odayı inançla parlayarak!
*
"Çanakkale Geçilmez! Parolamız bu! " dedi.
Sanki şimşekler çaktı söylerken sözlerini.
*
-Ölümden kurtuluş yok! Ölüm mukadderattır!
"Her can bir gün ölümü mutlaka tadacaktır"
*
Ya bir sedir üstünde ya saban peşinde
Vakit-saat gelince ölüm yaşanacaktır.
Ama en güzel ölüm vatan için ölmektir
Şehitlik makamının şerefine ermektir.
*
İçtiğimiz bu suyu ya düşmanlar içecek
Ya bu kuyu suyuyla torunlar büyüyecek
Ölmek sayılmaz bize vatan için can vermek
Bu kutsal topraklara tek düşman girmeyecek!
*
Bigalı, köy olalı duymadı böyle hitap
Ne böyle aslan gördü ne böyle bir hakikat!
Söz verdi erkan-ı harb
And içtiler o gece
"Çanakkale geçilmez!" Yazacağız tarihe!
*
İşte böyle yazıldı buradaki destanlar
Ve böyle şehit oldu o adsız kahramanlar.
Arıburnu...Conkbayır...Kemalyeri üstünde
İşte bu yiğitlerin silinmez kanları var.
*
Eceabat Yolu'ndaki en mutlu tarihi ev
Bigalı Köyü'ndeki mütavazi bu evdir
Bir mesih bekler gibi ay'a baktığı gece
Ağırladığı misafir
Yarbay Mustafa Kemal'dir
Ali Koç Elegeçmez
Ali Koç Elegeçmez