Ritim Terimi Hakkında Bilgiler
1- Şiirde, hecelerdeki vurgu, uzunluk, kısalık, kalınlık, incelik, yükseklik gibi ses özelliklerinin ve duraklarının düzenli bir şekilde tekrarlanmasından doğan uyum.
2- Şiirde hecelerin vurgu, uzunluk, yükseklik gibi ses özelliklerinin, durakların düzenli biçimde yinelenmesinden doğan ses uyarlığı.
Seslerin belirli bir süre içerisinde ahenkli ve düzenli sıralanmasını sağlayan unsurdur. En geniş anlamıyla, müziğin zaman içinde akışına denir. Tartım. Güçlü ve güçsüz vuruşların düzenli aralıklarla yinelenmesi. Bu yinelenmenin bir kalıp halindeki oluşumu, ölçüyü yaratır.
Ritim aslında sadece müziğe has bir şey değil, doğada ve evrende var olan bir olgudur. Kalp atışı, gece ve gündüzün hiç durmadan birbirini izlemesi, nefes alış-verişi buna örnektir. Müzikte ise, vuruşlar bir araya geldiğinde gruplanır, vurgu aldığı vuruşa göre, ikili ya da üçlü gruplar oluşturur.
Müzikte Basit Ritimler
Örnek : 2/4 , 3/4 , 4/4 (C) şeklinde gösterilirler.
Müzikte Bileşik Ritimler;Basit Ritimlerin birbirine eklenmesiyle oluşurlar.
Örnek: 5/8 , 6/8 , 7/8 , 8/8 , 9/8
Zamanlama ve zamanlama içerisinde doğru olanı yapma. Uyum.
Bir desenin, dokunun veya rengin, mekanın birden fazla köşesinde kullanılmasını ifade eder.
Şiirde hecelerin vurgu, uzunluk, yükseklik gibi ses özelliklerinin, durakların düzenli bir biçimde yinelenmesinden doğan ses uyarlığı.
Olayların düzenli aralıklar tekrarlanması niteliği.
Benzer Edebiyat Terimleri:
Çaprazlama: Bir cümlede ya da bir dizede daha önce geçen sözcüklerin sırasını, değişik ya da karşıt anlam verecek biçimde tersine çevirerek yineleme.
Nât: Hazreti Muhammed'i övmek için yazılan şiirler.
Murabba: Divan edebiyatında dörder dizelik bentlerle kurulan nazım biçimi.
Şair: Şiir söyleyen veya yazan hayal gücü geniş olan, duyarlı, duygulu kimse, ozan.
Hâbname: Bir olay, bir kişiyle ilgili düşünceleri sanki rüyada görmüş gibi anlatarak yazılmış eserler. Hâbnameler nesir ya da nazım olabilir. Ziya Paşa ile Nam
Mütakarrin: Kafiyeleri birbirinin peşinden gelen ve iki kafiyeli olan şiir. Örnek:
Hangi âkıl der ki ancak râh-i gülşenden geçin
Bir de gafiller şu nâilgâh-i