1. Bir yerde, orada yaşayanları rahatsız etme pahasına sürekli kalmak, yerleşmek.
2. Bir duyguyu güçlü ve sürekli olarak duymak.
İstediğiniz Kelimenin Mecaz Anlamını Arayın
Sözcüklerin cümle, dize veya deyim içine girdiklerinde, gerçek anlamlarından tamamen sıyrılarak başka bir sözcük ya da kavram yerine kullanılmasıyla kazandığı anlama mecaz (değişmece) anlam denir. Mecaz anlam, Sözcüğün sürekli olmayan, kullanım içinde geçici olarak üstlendiği anlamdır.
Bu sözlük çalışması Türk Dil Kurumunun (TDK) en son değişikliklerine uygun olarak düzenlenmiştir.
sarıklı kelimesinin mecaz anlamı Müslüman din adamı.
ölmek kelimesinin mecaz anlamı 1. Solmak. 2. Çok sıkıntı veya acı çekmek. 3. Değerini, geçerliliğini yitirmek, kullanılmamak.
temayül kelimesinin mecaz anlamı Bir kimseye veya bir şeye ilgi duyma.
akşam güneşi kelimesinin mecaz anlamı Ömür sonu.
utanmak kelimesinin mecaz anlamı Çekingenlik göstermek, mahcup tavırlı hareket etmek.
halta kelimesinin mecaz anlamı Boyunduruk.
sulu zırtlak kelimesinin mecaz anlamı Oyunlarda kuralları bozup mızıkçılık eden, ağlayan, kaçan kimse.
kağşamak kelimesinin mecaz anlamı Zayıflamak, gevşemek, güçsüzleşmek.
kuyu kelimesinin mecaz anlamı İçinden çıkılamayan durum veya yer.
satmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Kendinde olmayan bir şeyi var gibi göstermek, taslamak. 2. Bir kimse, kendini veya başkasını olduğundan daha önemli, yetkili ve değerli göstermek. 3. Bir çıkar karşılığında bir şeyi gözden çıkarmak, feda etmek.
göçmek kelimesinin mecaz anlamı İrtihal etmek, ölmek.
zımbalamak kelimesinin mecaz anlamı Öldürmek.
sıcaklık kelimesinin mecaz anlamı Sevgi, içtenlik ve sevimlilik.
batırmak kelimesinin mecaz anlamı Mahvetmek.
yırtmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Zorlamak. 2. Bir işi yapmaktan kurtulmak. 3. Köşeyi dönmek.
göbek bağı kelimesinin mecaz anlamı Yakın ilişki.
ilkel kelimesinin mecaz anlamı Eğitimsiz, kültürsüz, görgüsüz.
kuru kafa kelimesinin mecaz anlamı Akılsız kafa.
güdük kelimesinin mecaz anlamı Yetersiz, sonuç vermemiş durumda olmak.
kıvırmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Başarmak, başa çıkmak, becermek, hakkından gelmek. 2. Daha önce bulunulan eylem ve söylemden dönmek.
çakal kelimesinin mecaz anlamı Kurnaz, yalancı, düzenci, aşağılık kimse.
şenlenmek kelimesinin mecaz anlamı Canlılık, hareket kazanmak.
kenetlemek kelimesinin mecaz anlamı 1. Birbirine geçirerek bağlamak. 2. Sıkıca birbirinin üzerine kapamak.
demir kelimesinin mecaz anlamı Güçlü, kuvvetli, sert.
kasıntı kelimesinin mecaz anlamı 1. Büyüklenme, kurum, gurur. 2. Büyüklenen, gururlanan ve bunu davranışlarıyla belli eden kimse.
meyve kelimesinin mecaz anlamı Ürün, sonuç, kâr.
akis kelimesinin mecaz anlamı Bir şeyin başka bir şey üzerinde yarattığı etki.
mizansen kelimesinin mecaz anlamı Bir şeyi, bir durumu olduğundan değişik göstermek amacıyla hazırlanan düzen.
sigortalı kelimesinin mecaz anlamı Güvence altına alınmış.
bulaşkan kelimesinin mecaz anlamı Sataşma, kavga etme alışkanlığı olan.