1. Artmış, çoğalmış bir durumda olan.
2. Dolu, sıkı, sıkışık, çok.
3. Şişman, iri, tombul.
İstediğiniz Kelimenin Mecaz Anlamını Arayın
Sözcüklerin cümle, dize veya deyim içine girdiklerinde, gerçek anlamlarından tamamen sıyrılarak başka bir sözcük ya da kavram yerine kullanılmasıyla kazandığı anlama mecaz (değişmece) anlam denir. Mecaz anlam, Sözcüğün sürekli olmayan, kullanım içinde geçici olarak üstlendiği anlamdır.
Bu sözlük çalışması Türk Dil Kurumunun (TDK) en son değişikliklerine uygun olarak düzenlenmiştir.
hummalı kelimesinin mecaz anlamı Sürekli, sıkı ve hareketli.
arpalık kelimesinin mecaz anlamı Karşılıksız yarar sağlanılan yer veya kimse, yemlik.
yayan kelimesinin mecaz anlamı Bilgisiz.
kaçık kelimesinin mecaz anlamı Bazı davranışları delice olan.
böbür kelimesinin mecaz anlamı Böbürlenme, kibir.
saymak kelimesinin mecaz anlamı 1. Geçer tutmak. 2. Değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı dolayısıyla bir kimseye değer vermek, hürmet etmek. 3. Önemsemek. 4. Gibi görmek, kabul etmek. 5. Hesaba katmak, dikkate almak.
atıcı kelimesinin mecaz anlamı Gerçek olmayan şeyleri gerçekmiş gibi anlatan, uyduran kişi, uydurukçu, yalancı.
miras kelimesinin mecaz anlamı 1. Kalıtım yoluyla gelen herhangi bir özellik. 2. Bir neslin kendinden sonra gelen nesle bıraktığı şey.
karabaş kelimesinin mecaz anlamı Evlenmemiş, evlenmek istemeyen adam.
düşeş atmak kelimesinin mecaz anlamı Umulmadık bir başarı kazanmak.
batakhane kelimesinin mecaz anlamı İşlerin zamanında ve gereğince yapılmadığı yer.
demirbaş kelimesinin mecaz anlamı Bir yerin eskisi, emektarı olan.
sütliman kelimesinin mecaz anlamı Gürültüsüz ve olaysız.
elleşmek kelimesinin mecaz anlamı Birine dokunacak söz söylemek.
kısıtlamak kelimesinin mecaz anlamı Sınırlamak, daraltmak.
şenlenmek kelimesinin mecaz anlamı Canlılık, hareket kazanmak.
antrenman kelimesinin mecaz anlamı Herhangi bir konuda yapılan hazırlık.
büyültmek kelimesinin mecaz anlamı Abartmak.
uyku kelimesinin mecaz anlamı 1. Çevrede olup bitenin farkında olmama, gaflet, aymazlık. 2. Doğada görülen sükûnet durumu. 3. Gerçeği görememe, dalgınlık, aymazlık.
seslenmek kelimesinin mecaz anlamı Birine karşı söylemek, söz yöneltmek.
ara nağme kelimesinin mecaz anlamı Sıkça söylenen usandırıcı söz ya da görüşüle görüşüle insanı bıktırmış olan sorun.
itidal kelimesinin mecaz anlamı Soğukkanlılık.
hayta kelimesinin mecaz anlamı Serseri, külhanbeyi.
perçinlemek kelimesinin mecaz anlamı Sağlamlaştırmak, güçlendirmek.
falso kelimesinin mecaz anlamı Yanlış veya yapılmaması gereken bir davranış.
ayılmak kelimesinin mecaz anlamı Aklı başına gelip gerçeği görmek.
doldurmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Canlılık kazandırmak. 2. Birini, başkası için kötü düşünecek bir duruma getirmek.
kalaylamak kelimesinin mecaz anlamı Eksiklikleri, kusurları görünüşte gizlemeye çalışmak.
temel kelimesinin mecaz anlamı Bir şeyin gelişimi için gereken ilk ögeler.
dal kelimesinin mecaz anlamı Kol, bölüm, branş.