Yapılan bir iyiliğe karşı kendini borçlu sayma, gönül borcu.
Online Sosyal Bilgiler Terimleri Sözlüğü
Kâğıt, parşömen, fildişi gibi malzemeler üzerine küçük boyutlu resim yapma tekniği.
1. Bir kişi tarafından başka birine bırakılan mal veya mülk.
2. Bir neslin kendinden sonra gelen nesle bıraktığı her şeye miras adı verilir.
Mülkiyeti devlete ait arazilere mirî denirdi.
"Miri arazilerin sahipliği devlete, kullanma hakkı ise köylüye verilirdi."
Selçuklular'da topraklar, devletin malı sayılırdı ve bu topraklara miri arazi denirdi. Miri Arazi 4'e ayrılır:
1- Has Arazi
2- Vakıf Arazi
3- Mülk Arazi
4- İkta Arazi
Kötü bir davranışa aynen verilen karşılık.
1. Terazi, tartı, ölçü aleti. Ölçü.
2. tic. Bir tüccarın, ticari durumunu, işinin genel sonucunu gösteren, belirli zamanlarda yaptığı hesap özeti.
Hareketli, taşınabilir.
1- Büyük Kadı
2- Medrese öğrencisi
3- Büyük bilgin
4- Dini yönü ağır basan kimse.
Toprak veya kireçle karışık taş kırıntıları, yapı döküntüsü.
Siyasi otoritenin genellikle miras yolu ile bir kişinin üzerinde toplandığı devlet düzeni veya rejim.
Yeni bir buluş ortaya koyan, icat eden kişiye mucit denir.
1. Peygamberlerin kendilerine inanmayan insanlara peygamberliklerini ispat etmek amacıyla Allah’ın iznine bağlı olarak gösterdikleri olağanüstü olaylar, hâller, tansık.
2. İnsanları hayran bırakan, tabiatüstü sayılan olay.
1- Doğruluğu, gerçekliği kesin olarak bilinen, gerçekliği kesinleşmiş.
2- Kesinlikle.
Bir köyü ya da bir mahalleyi yasalarla belirlenmiş kurallar çerçevesinde, ilgili işleri yürütmek için o köy ya da mahallede oturanların seçtiği görevli.
İslam şehirlerinde çarşı. Pazar esnafını din kurallarına göre denetleyen görevli, belediye memuru.
Karşılık vermek, karşılıkta bulunmak.
Alın yazısı.
Osmanlı Devleti'nde geliri doğrudan doğruya hazineye kalan araziye denirdi. Bu topraklardan elde edilecek gelir peşin olarak mültezim denilen varlıklı kişilere satılır ve mültezimlerden alınan paralar doğrudan hazineye aktarılırdı. Bu sisteme İltizam Sistemi denirdi.
Özel ilaçlarla bozulmadan saklanan ölü bedeni.