Eğitim Sitesi

Liberalizm Nedir? Liberalizm Hakkında Kısaca Bilgi

Liberalizm Terimi Hakkında Bilgiler

Osmanlı Türkçesi Terimi Olarak Liberalizm:

Serbestlik, özgürlük ve serbestliği esas olan siyasi ve ekonomik düzen.

 

Tarih Terimi Olarak Liberalizm:

1-Bireyin özgür olmasını ve ekonomik güçler arasında özgür yarışmayı, devletin bireyler, sınıflar ve uluslar arasındaki ekonomik ilişkilere karışmamasını isteyen siyasal ve ekonomik öğretidir.

2-Ferdi hürriyetleri konu alan ekonomik ve siyasi görüş. Liberal Demokrasi.

 

Felsefe, Psikoloji, Sosyoloji, Mantık Terimi Olarak Liberalizm:

1- Herkese, inanç ve düşünme özgürlüğü tanınmasının gerekli olduğunu savunan, özgür düşünüşe bağlı dünya görüşü, bireyin özgürlüğünü ve ekonomik güçler arasında özgür yarışmayı savunan, bireyler, sınıflar ve uluslararasındaki ekonomik ilişkilere devletin karışmamasını isteyen öğreti.

2- İnsanların özgürce düşünmesini ve özgürce ekonomik girişimde bulunmasını savunan düşünce. İkiye ayrılır: Sosyal Liberalizm (özgür toplumsal yaşamı savunur) ve Ekonomik Liberalizm (özgür ekonomik girişim imkânları yaratılmasını savunur).

Hem ekonomik hem siyasi bir sistemdir. "Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler" sloganıyla ortaya çıkmışlardır. Devletin bireyleri tamamen özgür bırakması gerektiğini savunurlar. Gümrükler kalkmalı, ticaret serbestleşmeli, isteyen istediğini üretip istediği fiyata satmalıdır. Üretim kar amacıyla yapılır. Sınıf farklılıklarının doğmasına yol açmıştır.

 

İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük Terimi Olarak Liberalizm:

Toplum ve devlette serbestliğin en geniş ölçüde uygulanmasını savunan siyasi ve iktisadi görüş.

 

Coğrafya Terimi Olarak Liberalizm:

Liberalizm, özgürlüğü birincil politik değer olarak ele alan bir ideoloji, politika geleneği ve düşünce akımı.

 

Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi Terimi Olarak Liberalizm:

Devletin bireylerin medeni, iktisadi ve siyasi haklarının önünü açtığı ve serbest piyasayı öne çıkarttığı siyasi ve felsefi akım.

 

    Benzer Osmanlı Türkçesi Terimleri

    İlmiye: Osmanlı Devlet Teşkilatını oluşturan üç ana meslek grubundan biridir. - Adalet, din ve eğitim işlerine bakan sınıftır. - Kazasker, şeyhülislam, kadı ve müderrisler bu gruptadır. - Ulema sınıfı da denir. - Şeyh'ül İslam'ın fetva yetkisi vardır. (Dinen uygunluk)

    Sahib-i Arz: Tımar ve zeamet sahipleri.

    Serdarıekrem: Padişah sefere katılmadığı zaman ordu baş kumandanı olarak seferi idare eden sadrazama verilen ünvan.

    Akkâm: Sözlük manası çadır mehteri, yük kaldıran Arap hizmetkâr demek olan bu kelime terim olarak surre alayında vazife gören Hicazlı, Şamlı, Halepli adamlara verilen unvandı. Bunlar, Şaban'ın 15 inde ufacık davullarla Tahtakale'den kalkıp İstanbul'un her mahallesini dolaşan fakir Araplardan oluşan hac yolcularıydı. Dolaştıkları yerlerde davul çalarak dua ederler ve bazı evlerin önünde kılıç kalkan oyunu oynayıp sadaka toplarlardı. Şaban'ın 15 inde çıkarılması adet olan surre alayı önünde de bunlar dümbelek çalarak kılıç oynatarak giderlerdi. Halk dilinde bunlara "hakkâm" denirdi. Kese demek olan surre, hac zamanında Mekke ile Medine'ye gönderilen hediyeyi ifade etmekteydi. Haremeyn-i Şerif'e surre gönderilmesi Abbasiler zamanında başlamış, Osmanlıların son zamanlarına kadar devam etmiştir. Osmanlı'da ilk surre gönderen Çelebi Sultan Mehmed, bunu bir nizam haline koyan ise Yavuz Sultan Selim'dir. Vapurun icadından önce, surre alayıyla Üsküdar'a geçilir, oradan kara yoluyla Şam'a sevkedilirdi. Karadan gönderildiği zamanlarda surre alayları Receb'in 12 inci günü hazırlanırdı. Şam'da ise Mahmel-i Şamî alayı denilen bir alayla, Şam'dan hazırlanan eşya ve hediye İstanbul'dan gelenlerle birleştirilerek surre emini, mahmel muhafızı, bir tabur asker ve iki dağ topu muhafazasıyla yola çıkarılırdı. Bu iki alay karadan Medine'ye oradan da Mekke'ye götürülürdü. Birçok yerden gelip Şam'da toplanan hacı adayları bu kafileye katılarak Hicaz'a giderdi. Hacca gidecek olanların yakınları genelde onları bugünkü İstanbul'un Anadolu yakasına kadar uğurlardı. Ayrıldıkları yer, bugün İstanbul'da, Bağlarbaşı'ndan gelip Bağdat Caddesi'ne giden yolun, E'5 e doğru giden yol ile kesiştiği yerde, yani Acıbadem'de bulunan (ismi önemsiz) alış veriş merkezinin çaprazındadır. Buraya o zamanlarda "Ayrılık Çeşmesi" denmekteydi. Eğer İstanbul'da yaşayanlar varsa belki hiç farketmemiş olabilirler, fakat dikkatlice bakıldığında o çeşmeden geriye kalanlar hala görülebiliyor. Burada ayrılan hacı adayları, o yol itibarıyla Şam'a doğru gittikleri için, İstanbullular o yola bu yüzden Bağdat Caddesi demişler ve diyorlar.

    Diğer terim sözlüklerini de inceleyebilirsiniz.

    Online Osmanlı Türkçesi Terimleri Sözlüğü