Belirme, görünme, ortaya çıkma, zuhur etme, meydana çıkma.
Online İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük Terimleri Sözlüğü
Silah dışındaki savaş gereçleri, donatı.
Ayrıntı.
Göç ettirme, göm etmesine sebep olma, sürme.
1- Bir şeyin sorumluluğunu üzerine alma, yükümlenme.
2- Kefil olma.
Tarikattan olanların barındıkları, ibadet ve tören yaptıkları yer, dergâh.
Teknokrasi içerisinde yer alan, yönetici konumundaki mühendis, mimar, teknisyen, iktisatçı vb. elemanların ortak adı.
Anlayış , kavrama.
Bir duyguyu, bir düşünceyi aşılama.
Hoşlanarak bakma, seyretme.
Başkalarına göre üstün duruma gelmek, sivrilmek, seçkinleştirmek.
Bir yerde toplanma.
Birinin ya da topluluğun sözcülüğünü yapma.
Siyasi iktidarın, Allah'ın temsilcileri olduklarına inanılan din adamlarının elinde bulunduğu toplumsal, siyasi düzen, din erki.
Uygulama dışında kalan, akla dayanılarak ileri sürülen düşünce.
Yükselme, ilerleme.
Bir rütbede yükselme.
Askerlik ödevini bitirenleri ordudan bırakma.
Siyasi, dini ve ekonomik hedeflere ulaşmak amacıyla sivillere, resmi; yerel ve genel yönetimlere yönelik baskı, yıldırma ve her türlü şiddet içeren davranışlar.
Yapma, kurma, temelini atma.