Sen Yoksun
Nidan dört bir yandan yankılanıyor
Dönüp bakıyorum ama sen yoksun
Sıcak nefesin ensemi okşuyor
Dönüp bakıyorum ama sen yoksun
Gölgeni hep önümde görüyorum
Beraber yürüyoruz biliyorum
Yüzünü görmek için duruyorum
Dönüp bakıyorum ama sen yoksun
Gece başucumda beliren sendin
Yorganı üzerime örten sendin
Soba yansın diye üfleyen sendin
Dönüp bakıyorum ama sen yoksun
Sessizce, ninnilerini dinledim
Her sözünü yüreğime işledim
Gözyaşımı gözlerinde gizledim
Dönüp bakıyorum ama sen yoksun
Sanma ki içip akşamdan kalmışım
Sadece biraz geçmişe dalmışım
Saçlarımdan öpünce uyanmışım
Dönüp bakıyorum ama sen yoksun
Bu ayak sesleri senin bilirim
Bu yayılan burcu senin eminim
Geldin diye öylesine sevindim
Dönüp bakıyorum ama sen yoksun
Sensiz bir dünyayı havsalam almaz
Sensiz bir yaşamın anlamı kalmaz
Sırtımı sıvazlamazsan can onmaz
Dönüp bakıyorum ama sen yoksun
Rehberim olmazsan yolda kalırım
Müdafim olmazsan darda kalırım
Mihmandar olmazsan peyda kalırım
Dönüp bakıyorum ama sen yoksun
İçimi ısıtan masum gülüşün
Yanında ışığı soluk güneşin
Cihanda ahrette bulunmaz eşin
Dönüp bakıyorum ama sen yoksun
Sinan ENÇ
Sinan ENÇ Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Bu Akşam
Bu akşam saat onsekiz onbeşte
Geçtim kapının önünden sesizce
Yüregim ateşlerede, beynim düşte
Geçtim kapının önünden sessizce
Işık süzülüyordu pencerenden
Yaşlar dökülüyordu gözlerimden
İçimi çekiverdim en derinden
Geçtim kapının önünden sessizce
Aşk neler yaptırıyormuş insana
Az daha yakın olmak için sana
Daldım karşı markete şuursuzca
Geçtim kapının önünden sessizce
Yurdun önünden baktım pencerene
Bir karartı göründü gözlerime
Hayalmiydi gerçekmiydi söyle ne
Geçtim kapının önünden sessizce
Adımladım yokuşu ağır ağır
Gözlerim körmüş, kulaklarım sağır
Görmem için dürt,duymam için bağır
Geçtim kapının önünden sessizce
Telefonum uzun uzun çalmadı
Kimse öldün mü be diye sormadı
Bu sevdaya bu ayrılık olmadı
Geçtim kapının önünden sessizce
Bu ihanetin beni yaktı yıktı
Fırtınalar koptu,şimşekler çaktı
Geriye koskoca bir enaz bıraktı
Geçtim kapının önünden sessizce
Benden başkasını söyle sardın mı
Suyunu döküp sırtını ovdun mu
Yoksa kollarında uyudun mu
Geçtim kapının önünden sessizce
Sözüm necip özün paksa dön geri
Bu aşktır ne rica ne emirvari
Dönmüyorsan burdan çekip git bari
Geçtim kapının önünden sessizce
Sinan ENÇ
Gidenin Ardından
Gül teninin kokusunu solumak
Hayal oldu tabibim ne diyeyim
Sinenin üstüne başımı koymak
Mazi oldu baş tacım ne diyeyim
Buz tutmuş sana geldiğim tüm yollar
Taş kesmiş sana sarıldığım kollar
Öptüğün o gözler şimdi kan ağlar
Çavlan oldu gözlerim ne diyeyim
Bir netameli zemheri ayında
Bu ne kutlu hicret Çalap yolunda
Yattığım sadır şimdi hâk bağrında
Firak oldu kısmetim ne diyeyim
Yıllar yılı dolaşsam diyar diyar
Bilmem bulunur mu senden ehven yâr
Bundan gayrı dağdağa neye yarar
Gidenler dönmez oldu ne diyeyim
Önce iç çekti derinden derinden
Sonra billur boşaldı gözlerinden
Hiç düşmedi Lafzatullah dilinden
Emrihak vaki oldu ne diyeyim
Aramaz can cananı yitirmeden
Anın değerin bilmez bitirmeden
Mum ışıklar saçamaz erimeden
Nedamet rızkım oldu ne diyeyim
Tipide boranda barınak sendin
Temmuzun güneşinde çardak sendin
Darda zorda muhkem sığınak sendin
Zelzele oldu yıktı ne diyeyim
Lokmayı bine bölen kanaatkâr
Yamadan urba biçen zanaatkâr
Bedbahtlara el uzatan halaskâr
Yel oldu tufan vurdu ne diyeyim
Gözlerinde kay topraklarda kokun
Nice saikalarda yoktu korkun
Zalime, namerde gerilmiş oktun
Al oldu kiriş koptu ne diyeyim
Gönenç olmaz bundan kelli gönlüme
Lüzumu yok sensiz kalan ömrüme
Baş verdi tinimde acul çürüme
Çor oldu em tükendi ne diyeyim
Bazı söylerdin duymazdan gelirdim
Bazı ağlardın görmezden gelirdim
Bazı sorardın bilmezden gelirdim
Yılık oldu vicdanım ne diyeyim
Akşamların mehtabı yok şavkı yok
Gündüzlerin güneşi yok aşkı yok
Ardılının ayağı yok başı yok
Viran oldu mabeyin ne diyeyim
Kabusa mı tevil oldu düşlerin
Sarpa mı sardı hayırlı işlerin
Döküldü mü sedef gibi dişlerin
Hiç oldu ümitlerin ne diyeyim
Budak verdiğin her yön kapı duvar
Gölgende mayışmış lapacı davar
Sömürüldün çöktün asırlık çınar
Yalım oldu dağlandın ne diyeyim
İştiyakı anlatmaya söz yetmez
Işığını seyretmeye göz yetmez
Esrarın idrak etmeye töz yetmez
Revan oldu uçmağa ne diyeyim
Sinan Enç
Sinan ENÇ
Riyasız Sevdam
Katıksız riyasız gerçek sevdamı
Taşlaşmış yüreğine sezdiremedim
Makamsız mekansız sade dünyamı
Gül yüzünle bir dem bezeyemedim
Yar gelince hiç duramam yerimden
Yar deyince bal akar dilimden
Yar gidince inci akar gözümden
Ne çare gerdana dizdiremedim
Gururumdur yüreğime gömdüğüm
Sevdiğimdir her bakışta gördüğüm
Onurumdur saçlarında kördüğüm
Hacıdan hocadan çözdüremedim
Yerleri gökleri var eden Tanrım
Kuldan umutsuzum Sanadır çağrım
Sevdaya tutuştu yanıyor bağrım
Biçare harımı söndüremedim
sinan enç
Sinan ENÇ