Örtülüden İsterim
ÖRTÜLÜDEN İSTERİM
Gelip benim yaşantımı görsünler
Neler gördüm bir de bana sorsunlar
Açık yoksa örtülüden versinler
Örtülüden verselerde yazarım
Her şey eksi bizim dertler artılı
İşi yoklar oldu birer partili
Bütçeler var ayıpları örtülü
Örtülüden verselerde yazarım
Devrimlerin defterini dürdüler
Hurafeyle halka umut verdiler
Güzel çirkin tesettüre girdiler
Örtülüden verselerde yazarım
Görüyorum bunca soysuz talanı
Seçilmişler söyler en çok yalanı
Çalışmadan matik maaş alanı
Örtülüden verselerde yazarım
Zanlıları karakoldan kaçtılar
Suçluları aday dikip seçtiler
Halka karşı sahte yemin içtiler
Örtülüden verselerde yazarım
Eski suçlar oldu zaman aşımı
Yeni suçlu yavan etti aşımı
Vekil olan kurtarıyor başını
Örtülüden verselerde yazarım
Gafil gaflet uykusunda yatıyor
Cahil delaletin batağına batıyor
Hain, yabancıya vatan satıyor
Örtülüden verselerde yazarım
Duyan kulağımdır, gören gözümdür
Şiir düşüncemdir, sözüm özümdür
Tek silahım kalemimdir sazımdır
Örtülüden verselerde yazarım
Sapacalı alçaklık var her türlü
Ayıp büyük örtülmüyor bir türlü
Aydınların çoğu avro kültürlü
Örtülüden verselerde yazarım
SAPACALI BEKİR YAŞAR
Bekir YAŞAR Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Erenler Ne Dediler
ERENLER NE DEDİLER
Aklım bana yünden kilim dokusak
Bade içip bülbül gibi şakısak
Şu Kur-an’ı Türkçeleyip okusak
Günahını sevabını sor dedi
Kaygusuz der: Bak acemi dervişe
Bir şey denmez Hakk’a gönül vermişe
Sorsam dedim Taptuk denen ermişe
Bana sorma, git Ahi’ye sor dedi
Ahi Evren örgütünü örüyor
Bacılar da Bacıyan’a giriyor
Gizli değil, dünya bunu görüyor
Git sorunu sen Bektaş’a sor dedi
Hacı Bektaş dile geldi hu deyip
Yol gösterdi, akıl duru su deyip
İnsan kutsal, en doğrusu bu deyip
O da erdi, git Yunus’a sor dedi
Yunus diyor: Göz dikmişler ilime
Yaban sözler kök salmışlar dilime
Töre göçmüş, moda hâkim belime
Git Sivas’a Pir Sultan’a sor dedi
Sultan dedi: Sen gelmişsin kanmaya
Hazır mısın darağaca konmaya?
Hiç gerek yok, diri diri yanmaya
Bu soruyu sen Mansur’a sor dedi
Mansur darda, Bağdat yanık kokuyor
Sokaklarda kardeşkanı akıyor
Molla yine bildiğini okuyor
Ben diyemem, Nesimi’ye sor dedi
Nesimice kıpırdandı yerinden
Hazır mısın soyunmaya derinden?
Bu yol çetin, vazgeçtin mi serinden?
Bu soruyu bir ozana sor dedi
Karacoğlan yorgun düşmüş çok hasta
Sevdiğini bulamamış da yasta
Çok söylemiş, söylemede pek usta
Bunu bir de sen Veysel’e sor dedi.
Veysel Baba toprak deyip övüyor
Versin diye kazmayınan dövüyor
Her vuruşu hedefine değiyor
Bir kerede bir abdala sor dedi
Abdal Musa söylüyordu özünü
Aydınlığa çevirmişti yüzünü
Yurt eylemiş Elmalı’nın düzünü
Bu soruyu Mahsuni’ye sor dedi
Ol Mahsuni sazı aldı eline
Sözcükleri kayıtladı teline
Bu bir gerçek bundan böyle biline
Tanrı hep dilleri biliyor dedi.
Hayyam serhoş, içmiş üzüm suyunu
Kendin kazıyorsun kendi kuyunu
Sapacalı artık boz bu oyunu
İç, yanıntın sen aklına sor dedi
SAPACALI BEKİR YAŞAR
Bekir YAŞAR
Örtülüden İsterim
ÖRTÜLÜDEN İSTERİM
Gelip benim yaşantımı görsünler
Neler gördüm bir de bana sorsunlar
Açık yoksa örtülüden versinler
Örtülüden verselerde yazarım
Her şey eksi bizim dertler artılı
İşi yoklar oldu birer partili
Bütçeler var ayıpları örtülü
Örtülüden verselerde yazarım
Devrimlerin defterini dürdüler
Hurafeyle halka umut verdiler
Güzel çirkin tesettüre girdiler
Örtülüden verselerde yazarım
Görüyorum bunca soysuz talanı
Seçilmişler söyler en çok yalanı
Çalışmadan matik maaş alanı
Örtülüden verselerde yazarım
Zanlıları karakoldan kaçtılar
Suçluları aday dikip seçtiler
Halka karşı sahte yemin içtiler
Örtülüden verselerde yazarım
Eski suçlar oldu zaman aşımı
Yeni suçlu yavan etti aşımı
Vekil olan kurtarıyor başını
Örtülüden verselerde yazarım
Gafil gaflet uykusunda yatıyor
Cahil delaletin batağına batıyor
Hain, yabancıya vatan satıyor
Örtülüden verselerde yazarım
Duyan kulağımdır, gören gözümdür
Şiir düşüncemdir, sözüm özümdür
Tek silahım kalemimdir sazımdır
Örtülüden verselerde yazarım
Sapacalı alçaklık var her türlü
Ayıp büyük örtülmüyor bir türlü
Aydınların çoğu avro kültürlü
Örtülüden verselerde yazarım
SAPACALI BEKİR YAŞAR
Bekir YAŞAR
Kına Yakın
KINA YAKIN
Habil ve Kabil’le başlar ilk kavga, ilk cinayet
Göksel bir kitabe yontuldu beyinlere
Sonu hiç gelmeyecek korkarım bu vahşetin
Karanlıklar yazıyorlar bilerek
Unutturmak için her şeyi
İbadet hazzıyla ibadet gibi sürekli
Yarasalar bile gördü gerçeği
Aydınlar göremedi
Her eli silah tutan yazar
Her eli kalem tutan avcı oldu
Bir şeyler yazdı, sildi, karaladı
Bir şeyler çaldı kalemiyle
Barıştan, mutluluktan, eşitlikten
Her eli kalem tutan bir şeyler ekledi savaşa, sömürüye
Bitmesin diye ezinç
Yenilgi = mağlubiyet uğursuzu
Yengi = galibiyet, zafer, utku.
Çoğalt sonsuz sayıda
Kalem zaferler kutsadıkça
Fatihler ilahlaştı
Fetih işgaldi
Oysa fatih katil
Bağdat düştü aydınlar, Bağdat düştü!
Kutsadı kanı, kiri kalem
Kalem kustukça kustu ak kâğıda
Irzına geçildi kadının
Irzına geçildi barışın
Kalemler kadeh tokuşturdu
Çocukların kanı içildi
Bağdat düştü, gözünüz aydın!
Kına yakın her yerinize
SAPACALI BEKİR YAŞAR
Bekir YAŞAR