Eğitim Sitesi

Nisan Şiiri

Nisan

NİSAN

Bağrına mevsimlerin düştü yağmur damlası

Simurg’un kanadından süzüldü nur atlası



Rahmet olup yağınca rıhtımları kıskandım

Merhamet ateşiyle sırılsıklam ıslandım



Aşkınla incilendi, mavilendi deryalar

Ebedi bir uykudan uyandı kanaryalar



Susayan sinelere umut, heyecan doldu

Dirilmez dedikleri bedenlere can oldu



Bir kutlu pazartesi, kokunla hayat buldu

Yüz sürdü eşiğine canlar seyahat buldu



Düşünce çöllerime damlanı yudumladım

İçimdeki çiğdemin yolunu adımladım



Ne olur bir umut ver yürürüm izlerinde

Boğulmak çok isterim rahmet denizlerinde



Gözlerinden öğrendim ölürken de gülmeyi

Sahrada yol alırken kumlara gömülmeyi



Akışınla sağıldı menzildeki bu zaman

Aşkınla dağılmıştı başlardaki bu duman



Suya hasret topraklar can evinden vuruldu

Kâinatın kalbine payitahtlar kuruldu



Süreyya gözlerinden içtim ezgilerini

Bulmuştum kaderimde ince çizgilerini



Ayların efendisi yeşertti umutları

Bir katreyle erimiş yıkılmıştı putları



Semadan üzerime döküldü bütün renkler

Renkleri kucakladı yerde bütün ahenkler



Saadet tezgâhında ince bir nakış ördüm

Süzülen her manada senden bir bakış gördüm



Özledim, gözlerimde zerreler filizlendi

Özledim, sözlerimde ezberlerin gizlendi



Sen gelince içimde kandiller ateşlendi

Sen gelince taşlara nakışların işlendi



Sen gelince duruldu, rüzgârlar fırtınalar

Bir meltem olup aktı ellerdeki kınalar



Bir masala dönüşen efsaneydi akışın

Zulmeti nurla boğdu bir kerecik bakışın



Kızıl yıldız doğmuştu bu dünya semasında

Sütunlar yıkılmıştı Kisra’nın sefasında



Büyük Zerdüşt ateşi sönmüştü gelişinle

Parmağından su aktı bir kere gülüşünle



Güllerin kokusunu bağrına bastı Hira

Gözünden kanlı yaşlar akıtmıştı Bahira



Güvercin yuvasında zulmete ağ örmüştü

İnsanlık kâinatın sultanını görmüştü





Bir ebru deseniydin kelebek kanadında

Bir ‘insan’ mı gizliydi bu beş harflik adında



Adını kalpten silmem, düşürmem dilden Nisan

Sonunda anladım ki sensiz olamaz insan



Birkan AKYÜZ



(İÇİME GÜL DAMLADI adlı şiir kitabımdan)

Birkan AKYÜZ Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Birkan AKYÜZ Şiirleri:

Nisan

NİSAN

Bağrına mevsimlerin düştü yağmur damlası

Simurg’un kanadından süzüldü nur atlası



Rahmet olup yağınca rıhtımları kıskandım

Merhamet ateşiyle sırılsıklam ıslandım



Aşkınla incilendi, mavilendi deryalar

Ebedi bir uykudan uyandı kanaryalar



Susayan sinelere umut, heyecan doldu

Dirilmez dedikleri bedenlere can oldu



Bir kutlu pazartesi, kokunla hayat buldu

Yüz sürdü eşiğine canlar seyahat buldu



Düşünce çöllerime damlanı yudumladım

İçimdeki çiğdemin yolunu adımladım



Ne olur bir umut ver yürürüm izlerinde

Boğulmak çok isterim rahmet denizlerinde



Gözlerinden öğrendim ölürken de gülmeyi

Sahrada yol alırken kumlara gömülmeyi



Akışınla sağıldı menzildeki bu zaman

Aşkınla dağılmıştı başlardaki bu duman



Suya hasret topraklar can evinden vuruldu

Kâinatın kalbine payitahtlar kuruldu



Süreyya gözlerinden içtim ezgilerini

Bulmuştum kaderimde ince çizgilerini



Ayların efendisi yeşertti umutları

Bir katreyle erimiş yıkılmıştı putları



Semadan üzerime döküldü bütün renkler

Renkleri kucakladı yerde bütün ahenkler



Saadet tezgâhında ince bir nakış ördüm

Süzülen her manada senden bir bakış gördüm



Özledim, gözlerimde zerreler filizlendi

Özledim, sözlerimde ezberlerin gizlendi



Sen gelince içimde kandiller ateşlendi

Sen gelince taşlara nakışların işlendi



Sen gelince duruldu, rüzgârlar fırtınalar

Bir meltem olup aktı ellerdeki kınalar



Bir masala dönüşen efsaneydi akışın

Zulmeti nurla boğdu bir kerecik bakışın



Kızıl yıldız doğmuştu bu dünya semasında

Sütunlar yıkılmıştı Kisra’nın sefasında



Büyük Zerdüşt ateşi sönmüştü gelişinle

Parmağından su aktı bir kere gülüşünle



Güllerin kokusunu bağrına bastı Hira

Gözünden kanlı yaşlar akıtmıştı Bahira



Güvercin yuvasında zulmete ağ örmüştü

İnsanlık kâinatın sultanını görmüştü





Bir ebru deseniydin kelebek kanadında

Bir ‘insan’ mı gizliydi bu beş harflik adında



Adını kalpten silmem, düşürmem dilden Nisan

Sonunda anladım ki sensiz olamaz insan



Birkan AKYÜZ



(İÇİME GÜL DAMLADI adlı şiir kitabımdan)

Birkan AKYÜZ

İmkansıza Talibim

Gizemli bir hülyasın volkan gibi, kor gibi

Gönlümdeki imkânsız arzudan kaçamadım

Açılmaz dedikleri içimdeki sır gibi

Kapıları çok açtım, bir seni açamadım



Ebabil dudağından siccil taşını saçtım

Bengisu pınarından zemzem suyunu içtim

Zümrüd ü anka gibi hüma gibi çok kaçtım

Kafdağına uçtum da bir sana uçamadım



Buzları tutuşturdum, yıldızları kararttım

Alevleri dondurdum, suyu bile ıslattım

Sonsuzluğa kavuştum, okyanusu kuruttum

Mavileri geçtim de bir seni geçemedim



Mavilerden geçtim de bir senden geçemedim



Birkan AKYÜZ



İÇİME GÜL DAMLADI adlı şiir kitabımdan)


Birkan AKYÜZ

Aşk

Uzun hikâye benimki
Bir dokunsan bin ah işitirsin
Alevlenen bir aşkın hikâyesi?
Nasıl anlatayım bilmem ki
Kelimeler boğazıma düğümlendi

Can kulağı ile dinlemeli
Bir nebze olsun anlayabilmek için
Arif olanın da anlayamayacağı türden?

Bir bakışın neler anlatabileceğinden mi başlasam
Tomurcuğa duran bir sevdanın açılışından mı?
Her neyse?

Gözlerim gözlerine ermişti bir an
Gözlerim gözlerinde vermişti bir can

Aklım durmuştu; bakışlarında erimiştim
Kanım kaynamış, içim içime sığmaz olmuştu
Belki de akıntıya kürek çekmenin besmelesiydi bu
Oturduğu dalı kesip hayattan düşüşün başlangıcıydı
Belki de alnımın kara yazısını kendim yazıyordum

Adı neydi bunun?
Eskiden ?Aşk? derlerdi
İlahi, beşeri, platonik aşk; rezil eden, vezir eden aşk...
Benimki böyle bir şey miydi?
Bilmiyorum; belki de çıkmaz sokak

Gözlerim buğuluydu
Beni unutup senleri ezberlediğim tarifsiz bir muammaydı

Gözleri nergis,
Gözleri Hacerü?l Esved
Her mevsim bir başkaydı gözleri

Elleri zambak
Elleri kardelenler gibiydi
Elleri, denizi öper gibiydi

Gülünce yüzünde güller açardı
İçim ürperirdi, bakışlarım donup kalırdı

Gülerdi
Gönül sızım dinerdi
Ahular ırmaklara inerdi

Gülerdi
Bakışında serçeler kanat çırpar
Cellâtlar merhamete gelirdi

Gülerdi
Aklımı alırdı
Bağbozumu yaşardım

Gülerdi; Belkıs tahtından olurdu
Gülerdi; Mecnun Leyla?sını bulurdu
Gülerdi; göller kurur, saraylar yıkılırdı
Gülerdi; Aşk ve güzellik tanrıçası ölürdü

Bir kerecik olsun bakmazdı
Her seferinde hayallerim suya düşerdi
Acısı içime çökerdi
Ama yine de onu seyretmek güzeldi

Bahtım, ışıklar saçan gözlerinden karaydı
Aşkı kalbimde açan onulmaz bir yaraydı

Aşk yaydan çıkmıştı bir kere
Can evini bulmuştum can pazarında
Can evimden vurmuştu can pazarında
Can çekişiyordum

Ne bıçak kemiğe dayanıyordu
Ne de fazla naz âşık usandırıyordu
Çok uzaktım; aklıma bile gelmiyordu
Çünkü
Seviyordum; seviyordum

Ve nihayet
Gözleri gözlerime doğmuştu
Canımın içi
Can simidim
Cankuşum

El emeği göz nuru heybeme hayat doldu
Benliğim eriyip de ona seyahat oldu

Bu aşk yorgunu soldu
Defterlerden silindi
Ayrıldı et tırnaktan
Kaderlerden bilindi

Bu meşk yorgunu öldü
Aşkın kalbine gömüldü

Çünkü o benim gülümdü
Çünkü bakışları benim için ölümdü

Birkan AKYÜZ

(''İÇİME GÜL DAMLADI'' adlı şiir kitabımdan)

Birkan AKYÜZ

Nisan Şiiri