tugba beni öyle ezdiler ki adeta toz oldum arkamı dönüp bunu kim yaptını sordugumda karşımda en yakın kankamı buldum 2007-04-01
Ne Sandın
Dört bir yanımıza pusular kurdun
Sessizliğimi hep teslime yordun
Gökten el edip çağıranlar gördün
Yükselen bayraklar iner mi sandın.
Feryatlar, figanlar yürekler dağlar
Sel oldu kanımız, Kuban’da çağlar
Kanayan yaramız kabuk mu bağlar
Verdiğin acılar diner mi sandın.
Dayamış sırtını sarp dağlarına
Sarılmış Elbruz’un yamaçlarına
Kurşunlar yağdırsan bile başlarına
Kafkaslar korkup da siner mi sandın.
Hazır bekler kamam, yamçım, eyerim
Çıkmaz aklımdan öz vatanım, yerim
Gün gelir atıma yine binerim
Gönlümdeki ateş söner mi sandın.
Bu devran dönecek böyle yürümez
Kararan gözleri korku bürümez
Menzile varmadan inan ölünmez
Alptekin davadan döner mi sandın.
Ahmet ALPTEKİN Şiirleri
Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.
Benzer Ahmet ALPTEKİN Şiirleri:
Bugün böyle mahzun,
Garip durduğuma bakmayın,
Sitemim var size,
Küsüm de ondan gülmüyorum.
Hayattan vazgeçtim sanmayın,
Hergün yeniden.
Yeniden diriliyorum.
Ama içimde bir hüzün var.
Geçmişe ait özlemim.
Eski günlerimi hatırladım.
Onun için ağlıyorum.
Kardeşlerim Belh ve Buhara,
Selam göndermez oldular.
“Kubbet-ül İslâm”dık bir zamanlar.
Nur saçardık o çağda.
Üç kardeş gibiydik alemi İslâmda.
Bizi kimler, niçin ayırdılar?
İlk Türk mührü bana vurulmuştu.
Bizans’a giden yol benden sorulmuştu.
Açılan kapısıydım Anadolu’nun,
Erenler bağının, Yesevi Yurdunun,
Gelen göçleri ben karşıladım.
Ev sahipliği yaptım onlara,
Yavrum diye bastım bağrıma
Onları ben ağırladım.
Ahlatlı olsunlar,
Burda kalsınlar istedim.
Çoğu konup göçtüler,
Yuvadan uçan kuş misali,
Bir bir terk ettiler beni.
Kimi Halep te kimi Şam’da,
Musul’da, Kerkük’te yerleştiler,
Kayı Boyu, Söğüt’tedir dediler.
Ya beşiğini salladığım,
Ertuğrulum. Osmanım nerdeler?
Gözüm yollarda yıllardır bekledim,
Bekledim ama dönmediler.
Van Gölü kabardı, taştı,
Sel gibi akan gözyaşlarından
Ne zamandır haber beklerim
Haber beklerim kardaşlarımdan
Alparslan’ı görürüm bazen,
Beyaz bir at üstünde
Şu karşı tepeden,
Abdurrahman Gazi’den,
Beni selâmlar.
Beni selâmlar, Malazgirt’te yatanlar.
Mezar taşlarıma bir bakın,
Orhundaki kitabeler gibidir.
Kümbetlerim Anadolu’ya serpilmiş,
Ecdat kokan toprağım,
Türkiye’nin tapu senedidir.
Depremler yıktı, yangın kavurdu.
Hazan esti külüm savurdu
Hiçbiri zoruma gitmedi.
Asıl beni vefasızlık vurdu.
Bundandır size sitemim,
Bunun için küsüm.
Eski günlerimi hatırlıyorum,
Kendime değil, size ağlıyorum.
Tapusuna sahip çıkmayan bir ülkenin,
Geleceğinden korkuyorum.
Kendime değil,
Size, size ağlıyorum.
Ahmet ALPTEKİN
Sırtını verdin Süphan ve Nemrut a
Yüzün Van Gölü ne dönüktür Ahlat
Bakışın uzamış karşı ufukta
Ateşin körelmiş sönüktür Ahlat.
Ne hallere geldin neyin uğruna,
Kara bir hançer sokulmuş bağrına,
Kulak verenin yok artık çağrına,
Ağacın kesilmiş, güdüktür Ahlat.
Yıllardır hep kendinden bildiklerin,
Eşim, dostum, yandaşım dediklerin,
Dost diye koynunda beslediklerin,
İliğini emer sülüktür Ahlat.
Tan yeri ağarırken bu sabahtan,
Kem gözleri gördüm dikilmiş tahtan,
İyilik mi düşer sanırsın bahtan,
Yetişen mahsulün çürüktür Ahlat.
Velhasıl dünyada düşmanın çokmuş,
Geçmişe hasretin içini yakmış,
Külün karıştıran çomaklar sokmuş,
Üstüne gelenler körüktür Ahlat.
Ahmet ALPTEKİN
Gamze dediğin yanakta iki çukur,
Mutluluktan gülerken gül açarmış.
Seherde aşık sevdiğini bulur,
Kanatlanıp kuş misali uçarmış.
Bülbül bir gül ile gül bahçesinde,
Türküler yakar acı var sesinde,
Gül eser, gül kokar, gül nefesinde,
Güler güler, durmaz yine kaçarmış.
Gül, bülbülü şakımaktan yorunca,
Seher yeli mola verip durunca,
Kızgın güneş gül fidana vurunca,
Utanır pembe gül, al al açarmış.
Gülistanda güller açar gülerken,
Koşar gelir bülbül her sabah erken,
Yeni bir sevgili bulayım derken,
Bülbül gülsüz, gül bülbülsüz yaşarmış.
Bülbülün sevdası düşer de dile,
Şen sesiyle öter durur, susmaz bile
Mor menekşe, bir bülbüle, bir güle,
Garip garip, bakar durur, şaşarmış!
Ahmet ALPTEKİN