Eğitim Sitesi

Ne Gerek... Şiiri

Ne Gerek...

Aşk ateşi gözde pınar

Sîne sevdâ ile yanar

Rabb kulunu dâim sınar

Coşmak gerek taşmak için

Bu yol uzun, bu yol çetin

Bitmemeli sadâkatin

Sığınağın hablu’l metîn

Tutmak gerek olmak için

Bu yol; yolu velîlerin

Ebû Bekir Sıddıklerin

Ömer, Osman, Ali’lerin

Bilmek gerek gitmek için

İman kimde ise güzel

Gerisi son güzde gazel

Gir bu yola durma tezel

Girmek gerek bulmak için

Kurtul dünya çabasından

Makam mansıp davasından

Sıyrıl varlık libasından

Ölmek gerek olmak için

Aldanma dünya malına

Baş koy hakikat yoluna

Zikret salına salına

Dolmak gerek dalmak için

Hakka kulluk yüce pâye

Hizmet eyle sarıl sâye

Yalnız rıza ola gâye

Olmak gerek ölmek için...

Mehmet Ali KULAT Şiirleri

  

hatice oguz hocam en kisa zamanda goruselim.esinize cocuklara cok selam 2012-02-06

mehmet ali Yeni blog sayfası açmış bulunmaktayım mehmetalikulat.blogspot.com selametle... 2012-02-01

AYŞENUR BENCE ÇOK GÜZEL 2007-08-26

turan akbulut kardeş yüreğine sağlık. nihayet iyi şiir yazan birine rastladık. aramıza hoş geldin 2007-07-18

Yazılan son 4 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 4 yorum yazılmış.

Benzer Mehmet Ali KULAT Şiirleri:

Yuvaya Hasret!..

Uykusuz gecelerde, alabora bir yürek

Ruhumdaki hafakan; ta beynimi bölerek

Çaresizlik girdabı... kadere rıza gerek!

Sıladan çok uzakta "Kader" örer örgüyü,

Söylesem anlatamam bu ap-acı duyguyu

Oğluma bir bisiklet, sözüm vardı ezelden;

Kadınıma nelerde... gözüm vardı güzelden

Bana bir bebek! diyen kızım vardı tezelden;

Kuruyan göz pınarı; inilti sesi; ahenk!

Baba çaresiz ise; ölüm anı buna denk

Sessizlik ölüm gibi; paradokslar iç içe

Buram buram hasretlik; sızısı ince ince

Kocamış aynalarda, çizgiler belirince...

Telefon yahut mektup; ahize hasret kokar

Bu ateş bir sıcak ki; taa ciğerimi yakar

Fakirlik, çaresizlik; gurbet ayrı bir acı

Elde avuçta yoksa... nedir bunun ilacı...

Anam, babam ne yapsın onlar ancak duacı

Nasırlı ellerini öpmeye hasret kaldım

Derin bir off! Çekerken taa maziye daldım

Mutlu bir aileyi, görsem gezerken parkta

Oğullarım ve kızım hayal olur ufukta...

Yediğim boğazımda düğümlenir, gırtlakta

Demli bir çay içerken; gözlerim buğu buğu

Taa iliklerimde duydum; hasretlik ve yokluğu

Mehmet Ali KULAT

(BİR SANCILI YÜREĞE TERCÜMAN OLARAK KALEME ALINMIŞTIR)


Mehmet Ali KULAT

Bir Velinin Kapısında...

Aslanlara hükmeder...

Keneflerdeki fare

Yahudi sultasında...

Tüm dünya kare kare

Beyt-i Makdîs-i gördüm...

Tutuldum âhûzâre

Bosna’dan Türkistan'e

Mahzun bakan gözlere...

Baktım ümmetin hâli

Heryanı dert yekpare

Kötülüğü emreder

Kula nefs-i emmâre

Gönüller Hakk’tan uzak...

Yürekler yare yare

Mâna ve rûh komada...

Her yana hakim para

Özünden uzak mü’min

Dolaşıyor avâre...

Bir Velî'ye danıştım

Dedim buna ne çare...

Müracaat et! buyurdu

Her işte Peygambere

...Ve yapmamı buyurdu

Kur'an'la istişâre!

Silkinmeli kalkmalı

Olmamalı biçare...

Yepyeni bir diriliş!

Bahar için emâre!..

Mehmet Ali KULAT

Niyazım...

Su akmaz, çeşme kuru, toprak semaya inat;

Döndüm geriye baktım; zâyi olmuş bir hayat...

Nice suç, nice cürüm... İlâhi! bittim gayri

Öyle daldım ki şerre, göremez oldum hayrı

Günahlar zehirli ok; sinem hep delik deşik

Lakin, yok başka kapı; var mı başka bir eşik?

Câhilim; cehlim bilmez- bir şey sanırdım kendim;

İmtihan dünyasında kaybettim ve elendim.

İlâhî!.. rahmet eyle! susuz kalmış bu çöle...

Niyâzım! lutfedesin, Afv-ü ihsan, bu kula!

Huzuruna gelmişim, günahkâr; yüzsüz yüzüm;

Peşim dolu cürümle, hakikate kör gözüm.

Ah Sultanım, Efendim! İşte kulunun hâli...

Üstelik hâlin bilmez, sanır kendini velî!

İlâhî; Gaffâr, Settâr, Hayy, Rahman, Rahim, Kerim;

Sultan-ı Ebed-Ezel! Merhametin dilerim!..

Mehmet Ali KULAT

Ne Gerek... Şiiri