Eğitim Sitesi

Konuşma, Sus! Şiiri

Konuşma, Sus!

Kimsesiz çocuklar gibi mahcup bakıyor,

Dilin söylemese de, anlatıyor gözlerin…

Nefesine ciğerlerin bir mahpus oluyor,

Sus, konuşma; firâr var aklında, bilirim!



Ne kadar özgürlük istese de göz pınarlarım,

En iyi sen bilirsin, ahdettim ağlamamaya.

Zaten hep hüsran oldu, benim aşkta kârım,

Firâr var aklında bilirim; sus, konuşma!



Gidişlerin ardında bir yangın yeri kalır,

Sevda mutluluktur, ayrılık en acı kâbus

Gözler ki, yürektekinin tercümanıdır,

Bilirim, firâr var aklında; konuşma, sus!

Ahmet YANIT Şiirleri

  

havva söylemez çok güzel bu sayfa elinize sağlık
2008-04-25

Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.

Benzer Ahmet YANIT Şiirleri:

Hadi Git!

Hadi git!

Hadi durma!

Bir hançer de sen vur sırtıma!



Bir görsen şimdi şu hâlini,

Zemheride üşüyen bir kuş gibisin.

Yüzün kalkmıyor yerden,

Aslında terk ettiğin, kendinsin!

Dillerin lâl, kelimelerin çaresiz

Bu öyle bir gidiş ki seninki,

Tarifsiz…



Şimdi sensizlik bekliyor beni,

Bir şehir dolusu yalnızlık.

Sonrası berduş bir adam,

Çaresiz geçen bekleyişler,

Yokluğuna düşülen notlar,

Geceler boyu içten ve sessiz

Hıçkırıklar…



Sen mehtabıydın gecelerimin.

Yüzümün neşesi,

Mutluluğumun fâiliydin.

Sen, aşka inanma sebebim,

Sen, “Kardelenim” dediğim,

Sen, kendime yâr bildiğim,

Sen… sen her şeyimdin…



Hadi git!

Hadi durma!

Bir hançer de sen vur sırtıma!

Ahmet YANIT

Özleyen?

İlkin gözlerin battı gönlüme,

Sonra uçsuz bucaksız bir yangın başladı

Yürek şehrimin orta yerinde.

Önce geceler uzadı, sabahlar olmadı;

Sonra can hiç rahat yüzü görmedi.

Artık ne yana baksam koskoca bir yalnızlık vardı

Ve bir de ışık misâli parlayan,

Karşıma geçip ürkek bir ceylan edasıyle

Gözlerimin tâ içine bakan,

Yüreğimdeki yangına körükle koşan

O mahzun hayâlin…



O zamanlar hiç yüzüm gülmedi ama,

İnan, hiç de ağlamadım.

Gözlerimdeki o bir damla yaştın sen:

Ağlarsam, seni kaybederim sanırdım…



Biliyordum: Bir yangındı bu.

Acıydı, çileydi semeresi.

Ama ben koşa koşa gittim üzerine, bile bile!

Senin için yazdım, senin için yandım

Ve senin için ıslandım o yağmurlu gecelerde.

Seni sevdiğimi fısıldayan bir şarkı vardı daima dilimde.

Sanki yaşayamazdım; sen vardın hep aklımda – fikrimde...



İlkin hayâlini koydum

Gözlerimin gördüğü her zerreye;

Sonra adını gönlümün en derin mahzenine yazdım:

“Yâr” diye…



“Ya şimdi?” diye sorma sakın!

Bende durum hep aynı:

Gönlümdeki yangın

Yokluğundan haz alıp biraz daha büyüyor.

Adın bir şarkı misâli dilimden hiç düşmüyor.

Bağrımda atan yürek her an adını sayıklıyor.

Yine geceler zâlim, uzadıkça uzuyor;

Yine uyku tutmuyor;

Yine hasret yüreğimi dağlayıp duruyor.

Ve benim deli gönlüm tüm bunlara inat,

Yine sana, tek sana her gün dönüp dönüp âşık oluyor…



İşte yine böyleyim:

Yine sensizim, yine yalnızım, yine mahzunum.

Geceler boyu o buzdan yalnızlığın koynunda

Sabahlara kadar üşüyorum.

Ben, Üsküdar sahilinde yine sensiz dolaşıyorum.

Sensizliğin acısıyla feryatlar koparan şu sana sevdâlı yüreğimi

Resimlerinle avutuyorum.

Yokluğuna yazdığım “Hasret Raporu”na

Her gün yeni dizeler ekliyorum…



İstanbul’dan, bu zalım gurbetten

İşte sana yüreğimin feryâdını gönderiyorum:



SENİ SEVİYORUM, SENİ ÇOK SEVİYORUM!...

Ahmet YANIT

Sensizim...

Bir diyâr-ı efkârdayım ey yâr,

Sensizliğin koynunu mesken addetmişim.

Şimdi âfâkımda yalnız sisler var,

Bir meçhûlde yollarımı kaybetmişim...



Nicedir hiçbir ziyâ değmedi gözlerime,

Ben tüm bir cihânı kara bilmişim.

Yokluğunda set kurmuşum sözlerime,

Dilimdeki her lisanı lâl etmişim...


Ahmet YANIT

Konuşma, Sus! Şiiri