Eğitim Sitesi

Kaybolurum Şiiri

Kaybolurum

KAYBOLURUM

Yaralı yüreğimde
Açan gelincik
Tarlaları
Tılsımlı durur
Rüzgarlarla dertleşir
Güneşle konuşur
Uçsuz bucaksız
Ormanların
Başı mamur
Kayaların
Geçit vermeyen
Irmakların
Akan sesinde
Yalnızlığım
Çilekeş bedenimde
Omuzlarıma vurulmuş
Ağır yükün
Taşıyamıyacağımı
Bilsemde
Sürüklenir giderim
Bir bilinmeze
Vakit akşam olur
Kör karanlıklar
Sızlatır içimi
Kendimi salarım
Ovaların sesizliğine
Koyunların çıngırak
Sesini duyarım
Çobanların türkü
Nağmelerini dinlerken
Süzülerek avunurum
Geceyi yırtan
Uğursuz baykuşların
Her defa ötüşünde
Ürperir
Korkuyla karışık
Kaybolurum
Kolay geçmek bilmez
Saatler dakikalar
Ay ışığında
Parlayan yıldızlarla
Sesizce konuşurum
Karabasanlar sarar etrafımı
Bedenim ruhumdan
Ayrılır
Bu işkence nöbetinde
Sabahı zor bulurum
Gün ışığı ile
Aydınlanırım
Bulutlarla hüzünlenir
Kaybolurum

Nafiz YILMAZ

Nafiz YILMAZ Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Nafiz YILMAZ Şiirleri:

Ömrüm Kara Kış'a Tutuldu

ÖMRÜM KARA KIŞ'A TUTULDU

Soğukmu öldürür insanı
Kara kışlar geldi geçti sayamadım
Saysamda ne farkederki;
Hüzün efkar yan yana
Ömrüm karakış'a tutuldu
Kulluğum yaradana bahane
Sevgi saygı dinlemez kış
Gönül kafeste çırpınan kuş
Feryadı figanı anlamsız
Tariflerle mümkün olmayan
Sabır cenderesinde
Bin parçalansamda hoş
Ömrüm kara kış'a tutuldu
Bahar gelse yaz gelse farketmez
Güz gelsede bitmez bu çile
Yerin yedi kat dibi
Yedi kat gökyüzü âla arşa
Çıksada tahammülsüzüm
İnsede yine sessizim
Şu manasız hayatta
Sersefil çaresizim
Ömrüm kara kış'a tutuldu
Bir sokak kedisi gibi titresemde
Yada ıssız bir yerde kara çalı
Yine gam yine keder
Bitmez yüreğimin isyanı

Nafiz YILMAZ

Nafiz YILMAZ

Kaybolurum

KAYBOLURUM

Yaralı yüreğimde
Açan gelincik
Tarlaları
Tılsımlı durur
Rüzgarlarla dertleşir
Güneşle konuşur
Uçsuz bucaksız
Ormanların
Başı mamur
Kayaların
Geçit vermeyen
Irmakların
Akan sesinde
Yalnızlığım
Çilekeş bedenimde
Omuzlarıma vurulmuş
Ağır yükün
Taşıyamıyacağımı
Bilsemde
Sürüklenir giderim
Bir bilinmeze
Vakit akşam olur
Kör karanlıklar
Sızlatır içimi
Kendimi salarım
Ovaların sesizliğine
Koyunların çıngırak
Sesini duyarım
Çobanların türkü
Nağmelerini dinlerken
Süzülerek avunurum
Geceyi yırtan
Uğursuz baykuşların
Her defa ötüşünde
Ürperir
Korkuyla karışık
Kaybolurum
Kolay geçmek bilmez
Saatler dakikalar
Ay ışığında
Parlayan yıldızlarla
Sesizce konuşurum
Karabasanlar sarar etrafımı
Bedenim ruhumdan
Ayrılır
Bu işkence nöbetinde
Sabahı zor bulurum
Gün ışığı ile
Aydınlanırım
Bulutlarla hüzünlenir
Kaybolurum

Nafiz YILMAZ

Nafiz YILMAZ

Dilek Ağacı

DİLEK AĞACI

Yaşlı kurumaya yüz tutmuş
Kaç asırlar geçirmiş bilinmez
Kaç sevdalar eskitmiş
Sözler verilmiş bezler çaputlar bağlanmış
Kaç yağmurlarla fırtınalarla boğuşmuş
Kaç yolcular kervanlar konmuş göçmüş
Gölgesinde hayvanlar barınmış
XXX
İşte sessiz bir tarih duruyor
Dalları budakları kuru çalıya benzeyen
Sanki durmaktan yorulmuş bıkmış
Dünyanın gamını çilesini çekmekten
Yıldırımlar vurmuş gölgesine
Simsiyah kömür gibi yakmış
Kurumaya yüz tutarken
Gelen geçen sadece bakmış
XXX
Vicdansızlığı sadece insana mahsus sanmayın
Parçalanmış bir kayanın dağıldığı
Gösterişli bir binanın dökülüp harap olduğu
Bir sokak çeşmesinin kesildiği gibi
Yılların asırların hengâmesine direnmek
Zamanla yarışmak yenilmek boyun eğmek
Kolay mı bir geçmişi yangına küle göndermek
XXX
Çaresizsin biliyorum dilek ağacı
Mümkün olsa çabalasam yerinmesem
Ellerimle sana güç versem yeşertsem
Al yeşil saçaklı dallarınla gürleşsen
Sahipsizsin biliyorum dilek ağacı
Bir sevdalı olsan coş sanda sevinsen
XXX
Şu vefasızlık yeryüzünde hangi nesnede yok
Hangi canlıda bir başlangıç gibi
Ölümsüz bir hazin yok
Bu belki de seninle son konuşma
Son ayrılıktır son veda
Gidiyorum belli olmaz dönmem bir daha
Yaralı bezenmiş mazinle sana elveda

Nafiz YILMAZ

Nafiz YILMAZ

Kaybolurum Şiiri