İnsanoğlu (?)
Isırıp ısırıp kanatmak niye?
İnsanoğlu başka birşey olmalı
İki eli, iki ayak yetersiz
İnsanoğlu başka birşey olmalı
Hırsı vardır, duyguların önünde
Yelkenlisi, rüzgârın ters yönünde
Sürdüğü toprağa düşer sonunda
İnsanoğlu başka birşey olmalı
Kimi kapı çalar, kimi kapıyı
Sevgi harcı ile, kurmaz yapıyı
Bölüşülür dünya, kaç hisse payı?
İnsanoğlu başka birşey olmalı
Yarışır yarışır toza karışır
Havadan kazanıp, suda kırışır
Dostunu küstürüp, elle barışır
İnsanoğlu başka birşey olmalı
Yenilgisi, yenilgisine değer
Zafermiş bu yolda, hezimet meğer (!)
Örneğiniz bana, bu ise eğer
İnsanoğlu başka birşey olmalı
Dağlar sesi duyar, geri seslenir
Koyunlar ot, kaplan etle beslenir
Güçlü mahluk, zayıfına yaslanır
İnsanoğlu başka birşey olmalı
Kül bulutu, gelir geçer semadan
Kalp ışığı, göze vurur simadan
Hiçbir toprak, çatlamaz susamadan
İnsanoğlu böyle birşey olmalı
Özlemi var, gözlemi var, sözü var
Hakk katında, halk içinde yüzü var
Yüreğinde sevinç, bazen sızı var
İnsanoğlu böyle birşey olmalı
Ali Rıza MALKOÇ 11/05/2010 Bursa
Ali Rıza MALKOÇ Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Bahar Çiçekleri
Söktüğü cihazdan vida artıran,
Çömez usta gibi şaşkınım dostlar
İnsanlık yaralı, yoğun bakımda
Duyulmaz sesimiz, küskünüm dostlar
Türkü dersen, türkü yaktık yöreden
Evren’e ışığız, mavi küreden
Ne hikmetse, hüzün çıktı kuradan
Kendi günahımla, düşkünüm dostlar
Öz hamurumuzda iyilik varken
Gündüzler bize dost, geceler yârken
Ha bugün, ha yarın, bu bahar derken
Kaç mevsim yaralı, suskunum dostlar
Hava, su bozuldu, toprak bozuldu
Geniyle oynandı, yaprak bozuldu
Lekelenince yol, sapak bozuldu
Heceler dururum, taşkınım dostlar
Bahar gelir elbet, bu böyle sürmez
Filizler, başaklar, kör olan görmez
Vefakâr bahçıvan, defteri dürmez
Kuruyan bir dalda, eşkinim dostlar
Ali Rıza Malkoç 31/03/2011 Bursa
Çömez:acemi, çırak, sakar
Eşkin: filiz, tomurcuk
Sapak: Bir ana yoldan ayrılan yolun başlangıç noktası.
Ali Rıza Malkoç
Ali Rıza MALKOÇ
Dünya Fanidir De Ben Baki Miyim?
Sığamadık, yeni mekan edindik
Şu fâni dünyaya yerleşemedik
Ömür son limanda, boşa didindik
Şu fâni dünyaya yerleşemedik
Bazen bulduk çivi, kayboldu keser
Tahta yer beğenmez, eşiğe küser
Su alır çatımız, hep yeller eser
Şu fâni dünyaya yerleşemedik
Güneş açtı, arıyoruz serini
Özlemle bekledik, dağın karını
Ölmeyince sattık, mezar yerini
Şu fâni dünyaya yerleşemedik
Fezaya sığmayan arzularım var
Sütunlardan taşan yazılarım var
Görülür-görülmez, sızılarım var
Şu fâni dünyaya yerleşemedik
Geçit vermez dere, atlayamadım
Geldi geçti bayram, kutlayamadım
Maddeyi-manayı, katlayamadım
Şu fâni dünyaya yerleşemedik
Kırk açık kapıya, yol mu tıkanır?
İnadına, kirli suyla yıkanır
Gören de ezelî düşmanlık sanır
Fikirde sevdada, birleşemedik
Ali Rıza Malkoç 15/02/2007 Bursa
Ali Rıza MALKOÇ
Değilmiş
Söylenen bunca söz kalmış öğütte
vefa; semtin adı "bile" değilmiş...
Balık çıkmış, güneşlenir söğütte
İnen yağmur küle, "göle" değilmiş...
Hani insan donup kalır ya bazen
Dört mevsim gözünde tüllenir hazan
Ne dinleyen anlar, ne mutlu yazan
Yolculuk gönülden "dile" değilmiş...
Öğütür zamanı, akrep-yelkovan
Bize mekân dünya, arıya kovan
Temelsiz bir ömür, besbelli yavan
Kâinat bir gurbet, "sıla" değilmiş...
Yanılt beni, zannımdan geri çevir
İşte bu beklenen, yakışan tavır:
Fikrine yapışan putları devir
Her ter ve gözyaşı, "çile" değilmiş...
Kimi din satıyor, tezgâhında din!
Kin doldurur kimi, heybesine kin!
Kandan beslenenin, hüsranı yakin
Saplanan her çivi, "nala" değilmiş...
Rekabetle, husumet bir tutulur,
Sözler yara açar, öz uyutulur
Sunulan mı?... ne yenir, ne yutulur
Bütünlük görüntü "ile" değilmiş...
İnsan var darası özünden ağır
Bencil, poliyüzlü, ukalâ, sağır
Gir sen de şiire, bağır ha bağır:
Bunca naz ve endam "güle" değilmiş...
İnsana yatırım yapıp da kes ye (!)
Kazandığın, helâl midir keseye?
Dilerseniz, yazalım dört köşeye :
Ölmüşüz, okunan "sâlâ" değilmiş...
Ali Rıza MALKOÇ 22/05/2010 Bursa
Ali Rıza MALKOÇ